Orhan Pamuk yeni kitabı Masumiyet Müzesi’nin tanıtımı için doğru bir strateji mi izliyor?
Kitabın piyasaya çıkmasından bir iki gün önce uzun röportajlar vermeye başladı Pamuk.
Önce NTV’de Banu Güven’in sorularını yanıtladı.
Radikal bu röportajı manşet yaparak iki tam sayfa yayınladı.
Sonra Şirin Sever’in iki gün süren röportajı yayınlandı Sabah’ta.
Kitabı henüz okumadım ama Pamuk’un verdiği bütün röportajları okudum. Kitabı okumamama rağmen Masumiyet Müzesi’yle ilgili pek çok detayı biliyorum, karakterleri, hikayeyi, cinselliğin dozunu, Pamuk’un hikayeyi nasıl kurguladığını...
İşin heyecanını öldürüyor bir yanıyla bu. Hoş Orhan Pamuk kitaplarını billboard ilanı verdiren, reklam kampanyalarını ilk kullanan yazardır ve tanıtım işini iyi bilir ama daha uzun süre konuşulacak bir kitabın sırlarının çok erken ortaya döküldüğünü düşünüyorum.
Kitabın tam yazın bittiği, tatil yörelerinin boşaldığı hafta sonu çıkması da iyi planlanmamış bir strateji.
En azından iki hafta önceye yetiştirebilseydi Pamuk kitabını, güneyde şezlonglar Masumiyet Müzesi’nden geçilmezdi.
Ama yine de bir kitabın Türkiye’nin gündeminde böyle büyük ses getirmesi mutlu ediyor insanı.
Cuma gecesi havaalanında kitapçıya gittim almak için;
"Abi herkes Masumiyet Müzesi’ni soruyor ama daha gelmedi" dedi. Bir kitaba gösterilen bu ilgi sevindirici...
Bebişimi aradım
Turkcell’le ilgili dün yazınca çok sayıda okurdan şikayet maili gelmeye başladı...
Tabii ben Turkcell tavuğunun yumurtladığı tarifelerden bihaber olduğum için bana tavsiyelerde de bulundular. Aylık ortalama 400 lira fatura ödüyorum Turkcell’e...
Bu rakamı da sorgulamıyorum.
Çünkü güveniyorum ve operatörümün beni en uygun fiyata konuşturduğunu düşünüyorum.
Benden 400 lira alıyorlarsa, bunu hak ettiğine inanıyorum.
Meğer değilmiş...
Reklamda Recep’i psikolog koltuğunda bile arayan ’bebişim’ biz aboneleri aramıyormuş...
Meğer daha önceden dakika satın alırsanız bu fiyat düşüyormuş.
Taktım ya mevzuya, madem o aramıyor ben arayayım dedim çevirdim ’bebişimin’ numarasını...
"Aylık ortalama 450 dakika konuşuyorsunuz, 600 dakikalık paketimizden alırsanız size yeter" dedi...
- Ne kadar?
- 72 lira...
Nasıl ya, 400 lira nerede 72 lira nerede?..
"Madem 72 liraya konuşabiliyordum benden bugüne kadar niye 400 lira alıyorsunuz" dedim...
Bebişim yanıt vermedi.
Benim gibi o kadar çok abone var ki, tek suçumuz kuruma güvenmek...
Bizim aramamıza gerek kalmadan, onların bizi en uygun tarifeye yönlendireceğine inanmak...
İnanmamak gerekiyormuş!
Her ay 300 lira fazla ödeyerek Turkcell’den bu dersi aldım.
Human Race
Pazar günü Nike’ın düzenlediği Human Race koşusu dünyayla aynı anda 25 ayrı şehirle birlikte İstanbul’da da yapıldı.
Nike’ın bu organizasyonla dünya çapında yaptığı reklamın bütçesini ölçebilecek bir ekonomist var mı acaba?
Türkiye’nin markaları da dünya çapında olmasa da bu tür yerel işler yapmalı, yaratıcı organizasyonlar bizde de çıkmalı.
SMS at kampanyayı destekle devri geçti artık...
and mag
Çok az dergiyi biriktiririm, bazı sayılarını alır bir kenara koyarım ama düzgün şekilde biriktirmeye çalıştığım dergilerin başında geliyor and mag...
Garanti Bankası’nın "&club card" üyelerine hazırladığı aylık bir dergi bu. Kısa süre öncesine kadar "&life"tı derginin adı, yaz başında "and mag" olarak değişti.
Garanti Bankası dediysem, sadece kredi kartı sahiplerine ücretsiz gönderiliyor sanmayın dergiyi. Bayilerde de satılıyor, fiyatı 6 lira.
Trendle, röportajlar, yeni markalar, en ilginç tasarımlar yer alıyor dergide.
Tabii en önemli yanı da seyahat sayfaları. Her sayıda iki şehri tanıtıyorlar ama öyle böyle değil her yönüyle, her detayıyla sayfalarca...
En iyi seyahat sayfaları bu dergide. Bilmediğim bir şehre gideceksem, and mag’ın eski sayılarını karıştırıyorum hemen, o şehrin tanıtıldığı bir sayıya rastlarsam biliyorum ki o seyahatim iyi geçecek...