Güncelleme Tarihi:
Sizin sesiniz:Organ ticareti zinciri tüm dünyada korkutucu bir hızla yayılıyor. Görüşlerinizi bekliyoruz...Organ ticareti zinciri tüm dünyada korkutucu bir hızla yayılıyor. Zengin hastalar Çin, Pakistan, Nepal, Mısır, Filipinler ve Türkiye gibi yoksul insanların bol olduğu ülkelere 'turistik' geziler gerçekleştiriyor; parayı bastırıp istediği organı yerinden söküyor. 27 yaşındaki İstanbullu Hakan böbreğine 30 bin 700 dolar fiyat biçiyor... Mısır'daki Kerim, kız kardeşi için 5 bin 300 dolarlık böbrek almış... 53 yaşındaki Hong Kong'lu teknisyen Paul Lee, Çin'de bir idam mahkûmundan satın aldığı karaciğer sayesinde, kanserden sonra tekrar yaşama dönmüş...Her birinin hikayesi zincirin bir halkası Her birinin hikâyesi, dünyayı saran organ ticareti zincirinin yarattığı tarihin ufak birer parçası. Organ bağışının yetersiz kalması sonucu, zengin ülkelerden milyonlarca insan, dünyanın görece daha yoksul ülkelerine 'organ ziyareti' yapıyor; Çin, Pakistan, Nepal, Mısır, Türkiye, Kolombiya, Filipinler gibi ülkelerde, çaresizlikten organlarını (en çok da böbrek) satışa çıkaran insanları buluyor. İstanbul'da yaşayan 27 yaşındaki güvenlik görevlisi Hakan, bugüne kadar böbreği için Türkiye ve Almanya'dan beş-altı teklif almış. Ancak önerilen rakamlar 10-15 bin YTL civarında. Onun amacıysa böbreğini 40 bin YTL'ye satmak. İki çocuk babası Hakan, eşinin bu çareye başvurduğundan haberdar olmadığını anlatıyor: "Tek başıma yaşasaydım sorun yoktu ama ailem için bunu yapmak zorundayım. Eşim öğrenirse engel olmaya çalışır. Ben de çok korkuyorum ama yapacak bir şey yok."Yasalarda bir delik bulunur! Dünyada böbreğe talep, bağışlanan sayının hayli üstünde. Bu da organ ticareti ve zengin insanların fakir ülkelere gerçekleştirdiği 'organ nakli turizmi'nde patlamaya yol açıyor. Bir Güney Afrikalı böbreğini 700 dolara satarken, bir ABD'linin böbreğinin ederi 30 bin dolar. Organ ticaretinin yasak olduğu yerlerde bile yasalarda açılacak delik mutlaka bulunuyor.Hong Kong'lu teknisyen Paul Lee'ye Ocak 2005'te karaciğer kanseri teşhisi konmuş. Tümörün yayılmasından korkan doktorlar, nakil yapmayı kabul etmeyince, Lee de bir arkadaşının tavsiyesiyle soluğu Çin'in kuzeydoğusundaki Tianjin'de, organ nakli için mahkûmlarla iletişim kuran bir hastanede almış. 34 bin 380 dolar karşılığında satın aldığı karaciğer de idam mahkûmu bir Çinlinin.Sizin sesiniz:Organ ticareti zinciri tüm dünyada korkutucu bir hızla yayılıyor. Görüşlerinizi bekliyoruz...Bedenin bütünlüğünü koruma Asyalıların sigortasıAsya'da bedenin bütünlüğünü koruma düşüncesi, bağış programlarının önünü iyice tıkıyor. Organ ticaretinin yasak olmadığı Pakistan'sa bir 'böbrek pazarı'. Avrupa, Suudi Arabistan ve Hindistan'dan gelen hastalar böbrek başına 380-1200 YTL aralığında para ödüyor, donörler nakil sonrası hiçbir tıbbi tedavi görmüyor.Türkiye'de öğrenciler, işsizler ve ailesini geçindirmekte zorlanan çok sayıda insan, internet siteleri aracılığıyla ve takma isimlerle organlarını satışa çıkarıyor. İlanlarda 'satıcının' sağlık durumu, yaşı, alkol ve sigara alışkanlığı gibi detaylar da yer alıyor.Riskli bir operasyonOrgan nakli, illegal olmasının yanı sıra sağlık açısından da ciddi riskler taşıyor. Nakil işlemi, donörün enfeksiyon kapması, kanama yaşaması, hatta ölmesi ihtimaline açık. Ancak 'alıcı' satıcısını riske soktuğu için endişe etmek zorunda değil. Dünya Sağlık Örgütü'nden Luc Noel, "İşin bu yönünü göz ardı etmek çok kolay tabii: Nasılsa bilmediğiniz birinin sağlığını düşünmek zorunda değilsiniz, bir kez bedelini ödediniz mi bitiyor!" diye konuşuyor.'Türkiye'de artık yasadışı nakil yok' Organ Nakli Koordinatörleri Derneği Başkanı Levent Yücetin, Türkiye'de organ mafyasıyla ilgili son durumu değerlendirdi: "Türkiye'de bu işi yasadışı olarak yapan bir tek kişi var; bir mafya, çete yok. Dr. Yusuf Sönmez, İstanbul'da bir özel hastanede yapıyordu. Organ nakli çok basit bir işlem değil, bunu yapabilecek cerrah ve ekipler belli, herkes birbirini tanıyor.Rakamlarla ilgili resmi kayıt yokYasadışı, böbrek nakli genellikle Balkanlardaki insanlardan alınan böbreklerin, İsrailli zengin işadamlarına takılması şeklinde yapılıyordu. Son dönemde bu nakilleri de Türkiye'de değil genelde Türki ülkelerde yapıyorlar. Hiçbirimizin yasadışı rakamlarla ilgili resmi bir kaydı yok. Şu anda olsa duyulur çünkü bu insanlar nakil olduktan sonra hayatları boyunca takip edilmek zorundalar; takip edecek olan da bizim gibi kurumlar. Dünyadaki canlı organ mafyası ticareti fakir ülkeden zengine akış halindedir. Bunun yapıldığı yer de Uzakdoğu ülkeleri. Türkiye'de bir dönem organ mafyası olmuş ama şu anda bu anlamda bir aktivite yok. Bizim yaptığımız kadavradan nakil, yani vefat eden kişilerden bağış alıyoruz. Burada asla mafya söz konusu değil çünkü bu organı saatler içinde takmak zorundasınız. 'Depremden organlar çalındı' diye haberler duyuyoruz, bu mümkün değil. Aldığınız organı üç gün sonra takamazsınız. Türkiye'de organ bağışı düzeyimiz çok düşük ama geçmiş yıllara oranla iyi, örneğin son beş yılda beş kat artış var. Doğanın bir kuralı var, her doğan canlı toprak olacak. Bu ölümler sırasında birilerine hayat verebiliriz. Bunu anlatmak gerekiyor."RadikalSizin sesiniz:Organ ticareti zinciri tüm dünyada korkutucu bir hızla yayılıyor. Görüşlerinizi bekliyoruz...