Madem ‘yok hükmünde’, bu soruya yanıt nerede

“28 Ekim 2004 tarihli ‘İrticai Faaliyetlere Karşı Ek Eylem Planı’ hangi plana ekleme yapmak için hazırlanmıştır?”
2004 Ağustos’unda Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül dahil, MGK üyesi AKP’li bakanların imzasıyla MGK’da Gülen cemaatinin bitirilmesi kararı alınıyor.
Mehmet Baransu’nun Taraf’ta yayınlanan bu haberini AKP sözcüleri yalanlıyor, “Yok hükmündedir, uygulanmamıştır”. Öyle mi, bakalım.

İKİ AY SONRA

CHP milletvekili Ali Özgündüz Ağustos 2012’de Tayyip Erdoğan’a soru önergesi veriyor. Meclis İçtüzüğü’ne göre yanıtlanması gerekirken, yanıt gelmiyor. Özgündüz Mayıs 2013’te sorularını tekrarlıyor, hâlâ yanıt yok. Olmasa da, sorular bugüne ışık tutuyor.
MGK’nın cemaati bitirme karar tarihi Ağustos 2004. Özgündüz 28 Ekim 2004 tarihli ek planı soruyor. MGK kararından iki ay sonra, uygulamak için ek plan var mı, yok mu, diye soruyor.
Yoksa, bir buçuk yıldır Erdoğan soruyu neden yanıtlamıyor? Varsa, “Karar uygulanmadı” demek fena halde sırıtıyor.

‘ÇÖPE ATILMADI’

Özgündüz neye dayanarak soruyor? Dün kendisiyle konuşuyorum, şunu söylüyor:
“Bendeki bilgiye göre, şu anda tartışılan MGK kararı çöpe atılmış değil. MGK kararı çerçeve karar, ona dayanarak ek plan hazırlanmış. Uygulamak üzere ilgili bakanlıklara gönderilmiş. Bu bilgiyi teyit için Başbakan’a sordum ama cevap gelmedi. Neden cevap vermediği ayrı bir soru”.

SANKİ EYLEM PLANI VAR

Özgündüz soru önergesinde özetle:
- 28 Ekim 2004 tarihli “İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisine Ek Eylem Planı”, eski plan ya da planlara ek yaptığına göre, bu ihtiyacın nedeni nedir?
- 2004 tarihli Ek Eylem Planı’na göre kaç kamu personeli hakkında irticai eylemlerinden dolayı disiplin, atama ve\veya yer değiştirme işlemleri yapılmıştır?
- Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığınızdan gönderilen 2004 tarihli plana göre ne gibi işlemler yapmıştır?
Sorular eylem planı varmış ve uygulanmış gibi.

AKP’NİN 28 ŞUBAT’I

Sonuçta:
- MGK 2004’te neden böyle bir karar alıyor?
- 2004 MGK kararı AKP’nin 28 Şubat’ı olmuyor mu?
- Ergenekon ve Balyoz mahkûmu olan subay ve generaller savunmalarında “Biz MGK kararlarını uyguladık” diyor. Bu MGK kararı varken, hükümetin sorumluluğu nerede?
Hükümetle cemaat arasındaki dershane çatışması Ergenekon ve Balyoz gibi davaların suyunu çıkarmaya kadar uzanıyor.

AKP’de kırılma

YÜZDE 51 oy oranı, üstelik iktidarının üçüncü seçimi, Tayyip Erdoğan’ı farklı düşünceye götürüyor, “Benim cemaate artık ihtiyacım yok”.Gülen cemaati ile Erdoğan arasındaki kırılma bu düşünceye dayanıyor.
Kırılma orada kalmıyor, çeşitli olaylarda görüş farkları çıkmaya başlıyor. Dokuz kişinin ölümüne yol açan Mavi Marmara’yı Gazze’ye gönderme macerası, İsrail’le gerginlik, özel yetkili mahkemeler, Kürt sorununda çözüm süreci, Gezi olaylarında cemaat ve Erdoğan ayrı düşüyor. Kırılma derinleşiyor. Dershaneleri kapatma en derin yer.
AKP milletvekilleri dershaneler konusunda parçalanmış durumda. Milli Görüş çizgisinden gelenler Erdoğan’a destek verirken, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve altı-yedi bakan dahil, diğerleri dershanelerin kapatılmasına karşı.
Cemaatle kırılma, AKP içinde kırılmaya uzanıyor.

Gülen çağrıya uymayınca

TAYYİP Erdoğan geçtiğimiz mayısta Amerika’ya gittiğinde, Fethullah Gülen ile görüşmek istiyor, Gülen’i Washington’a çağırıyor.
Gülen gitmiyor. Erdoğan bunun üzerine Gülen’e Bülent Arınç’ı gönderiyor. Dershaneleri de kapsayan görüşme epey gergin geçiyor.
Çağıracak da gitmeyecek, Erdoğan’ın bunu içine sindirmesi mümkün değil. Sonuç şekil birde görüldüğü gibi, yaşadığımız çok başka örneklerdeki gibi.