Paylaş
Avusturya menşeili, fonetikte Fransa rüzgarları estiren bu güzide ürün, adını da aldığı hilal şeklindeki görüntüsüyle son zamanlarda özellikle Kadıköy ve Nişantaşı bölgelerinde rüzgar gibi esiyor. Bilmeyenler için, bol un ve yağın başrolü oynadığı bu bol katmanlı dışı çıtır, içi yumuşak ürün özellikle ılık olduğu zaman iyiden iyiye lezzetleniyor.
Marketlerde satılan basit ve paketlenmiş versiyonlarının aksine Kadıköy ve Nişantaşı tarafındaki dükkanlarda taze kruvasan oldukça sofistike şekillerde sunuluyor. İçine Avrupa menşeili peynirler, füme et çeşitleri, kuru domatesler, vejetaryen diyete uygun malzemeler, tatlı düşkünlerine özel ürünler konulup servis ediliyor. Hafta sonu önünde oluşan uzun kuyruklar sabahtan başlayıp öğle sonrası saatlerine kadar uzanıyor.
Bu durum aslında çok şaşırtıcı değil. Geçtiğimiz yazılarda bir dönem fırtınalar koparan masa üstünden taşan 66 çeşitlik Tür kahvaltısı modelinin kan kaybettiğini, nitelikli ama az çeşitli butik Türk kahvaltısı modellerinin popüler olduğundan bahsetmiştim. Bu gidişatın bir kolu olarak önce büyük sükse yapan “pancake” kahvaltılarının yerini ise yine Avrupai bir ekolden kruvasan kahvaltıları aldı.
Özellikle büyük şehirlerde ve özellikle hafta sonları dışarıda kahvaltı yapmaktan hoşlanan, bu uğurda akşam yemeği ücretlerine yakın fiyat ödemekten de çekinmeyen bir kitle var. Bu kitlenin kahvaltıya dair farklı arayışları olmaya devam edecek. Kruvasan henüz tam anlamıyla şehri ele geçirmedi ama yükselişi sürüyor. Şehre tam anlamıyla hakim olabilecek mi? Tahtını hangi ürün alacak, bunları umarım hep beraber göreceğiz.
Paylaş