Paylaş
Daha önce Lezizz yazılarımdan birinde bahsettiğim gibi Hatay ve Mardin’in muhteşem mutfak kültürünün içinde büyüdüm. Yakın komşumuz İran’dan ve Arap mutfağından bize geçen çok fazla tarifin olduğunu da böylece keşfetmiş oldum. Birlikte yaşadığımız bütün ırklar ve farklı dinlere mensup herkesle mutfakta birleşebilmemiz bana çok keyif veriyor. Damak tatlarımız birbirine çok benziyor, topraklarımızda yetişen besinler hepimizde aynı şekilde tüketiliyor. Sadece yemeklerin adı her ülkeye göre farklı adlandırılıyor. Örneğin; yaprak sarma hangi şehrimize ait gibi hepimiz ufak tefek atışmalar yaşamışızdır. Aynı durum bizde “O yemeğin gerçek adı bu, çünkü şuradan gelmiş, tarif yıllardır böyle yapılmış.” halini alıyor. Eşimin işi nedeniyle Dubai’ye taşındığımız dönemde oradaki arkadaşlarımla hep böyle sohbetlerin içine bulurdum kendimi. İnsanın çok köklü ve çok kıymetli bir mutfağı olunca, ister istemez içindeki tariflerini savunmaya geçiyor. 😊
Aynı bu sohbetler gibi hepimizin yaptığı çok klasik bir tartışma daha vardır; sebze ve meyve tartışması. Eminim birçoğunuz patlıcanı, domatesi, dolmalık biberi ve hatta bamyayı sebze olarak tanıyorsunuzdur. Ancak içlerindeki minik çekirdekler nedeniyle saydığım besinlerin hepsi meyve olarak adlandırılıyor. Yazdıklarıma eminim siz de çok şaşırdınız. Bilimsel araştırmalar bu sefer bence çok eğlenceli bir sonucu ortaya koymuş. Kimi zaman renklerine, kimi zamansa içimizden geldiği şekilde meyve ve sebze olarak adlandırdığımız yiyecekleri tekrar düşünün. Bakalım siz de sebze sandığınız meyveleri fark edebilecek misiniz? 😊
Bir tane ipucu vereyim size; kabak. Kabak da sebze zannedilen ama aslında çekirdekli yapısı nedeniyle meyve olarak değerlendirilen besinlerden biri. Çok çeşitli yemeklerinin yapılabildiği kabağı buzdolabınızdan eksik etmemenizi tavsiye ediyorum. Sulu yapısı diyet yapanların favorisi haline gelen kabağın, tadı ise herkesi memnun etmeyi başarıyor. 4 orta boy kabakla hazırladığım çok pratik kabak oturtma tarifiyse hem lezzetiyle hem de görüntüsüyle ikram ettiğiniz tüm sevdiklerinizi mutlu etmeye yetecek. Deneyenlere şimdiden afiyet olsun. Daha sağlıklı günlere çabucak kavuşmamız dileğimle…
Malzemeler:
4 adet orta boy kabak
1 adet kuru soğan orta boy
200 gram küçük doğranmış et
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı tuz
1 adet havuç
1 yemek kaşığı sıvı yağ
1 yemek kaşığı domates salçası
Yapılışı:
Kabakları yıkayarak, baş ve alt kısımlarını kesin. Dolma oyacağının tırtıklı tarafıyla yukarıdan aşağıya doğru kabakların kabuklarını sıyırın. Daha sonra tekrar yıkayarak kurulayın. Her tarafı eşit şekilde kızartmaya başlayın. Biraz soğuduktan sonra yarımlar eşit olacak şekilde kabakları ikiye bölün. Bir kaşık yardımıyla yumuşamış olan kabakların içini çıkararak pişireceğiniz kabın içine alın.
Havucu yıkayarak kabuğunu soyun. Soyacak yardımı ile ince şeritler elde edin. Kabakları kızarttığınız yağda çok az kızartarak fazla yağını alın.
İçine koyulacak harcı hazırlarken önce etleri kavurun. Yağını ekleyin ve küp küp doğranan soğanları ilave ederek kavurun. Salçanın yarısını tuz ve kimyon ekleyerek hepsini bir harmanlayın. Daha sonra hazırlanan sosu, içi oyulmuş kabaklara eşit şekilde dağıtın. Üzerine kızartılan havuçları koyun ve kuru kırmızı biberle süsleyin. Kabakların üzerini geçmeyecek kadar su koyarak, kalan domates salçasını ekleyin. Sulandırdıktan sonra yemeğe ilave ederek kısık ateşte ortalama 30 dakika kadar pişirin. Dereotu ile süsleyerek servis edin. Afiyet olsun.
Haftanın İpucu: Salgın nedeniyle evdeyken, meyve ve sebzeleri belirli bir süre yetecek kadar satın alıyoruz. Aldığınız muzları birbirinden ayırarak uçlarına plastik poşet sararsanız daha uzun ömürlü şekilde tüketebilirsiniz.
Paylaş