Le Monde peşini bırakmıyor

MISIR’da iktidarı darbeyle ele geçiren, Arap Dünyasında sonradan müthiş popülarite kazanan Nasır dış politikayı iç politikayla karıştırıyor.

Haberin Devamı

Kendi halkına, “ben varım” derken, Arap Dünyasına dönüyor, “Orta Doğu benden sorulur” diyor. Varlığını kanıtlamak üzere, 1967’de İsrail ile savaşa tutuşuyor. Sonuç malum, tam hüsran. Nasır’ın göz yaşları tarih sayfalarında yerini hala koruyor.

Ulu orta tehditlerin, büyük lafların edildiği yerde, bir an şöyle durmak gerek. Tarih hepsini kaydediyor.

İLK İDDİA


İsrail’in baskını bütün dünyada haklı tepkiye yol açıyor. Tepkilerin başında, İsrail’in baskına uluslararası sularda girişmesi geliyor. Bu tek kelimeyle korsanlık. Bunu herkes söylüyor.

Herkesin söylemediği başka şeyler de var. 28 Mayıs tarihli Le Monde’da şu haber:

“İsrail Türk Büyükelçisi ile görüştü, gemilerin Asdod’a çekilmesini, yardımın daha sonra Gazze’ye iletilmesini önerdi. Ancak Ankara, ‘yardımı götürenler hükümetten bağımsızdır bizimle ilgisi yoktur’ karşılığını verdi”.

Doğru olsabile, bu öneri cinayet işleme hakkı vermiyor. Ama, böyle bir durum var.

İKİNCİ İDDİA


2 Haziran tarihli yine Le Monde’dan bir haber. IHH’nın başkanı Bülent Yıldırım’ın söylediği iddia edilen bir söz:

“Siz bizi tutuklarsanız, memnun oluruz, çünkü biz siyonist rejimin zulmünü göstermek istiyoruz”.

Bu doğru mu, yoksa İsrail propagandası mı?

ÜÇÜNCÜ İDDİA


Yine 2 Haziran tarihli Le Monde’daki baş makalede:

“İsrail, gemileri Asdod limanına çekmek istemişse de, Türkiye bunu geri çevirmiştir. Bununla birlikte, İsrail baskını uluslararası sularda yapmıştır ve bu affedilmez”.

Le Monde doğru mu yazıyor? Le Monde tarafsızlığı ile ün yapmış, Avrupa’nın en saygın gazetelerinden biri. Orada çıkan haber ve yorumlar, madalyonun öteki yanını gösteriyor.

Bir gerçek var. Kriz adım adım geliyor, buna rağmen, herkes kendi pozisyonunu koruyor.

ZAFER ÇIĞLIKLARI


Öte yandan, gemide bulunanların yaşadığı gerçekler var. Onların anlattıkları insanlık faciası.

Uluslararası basın olaya tek yanlı bakmıyor. Baskını soruşturuyor. Bizde saklanmak istenen gerçekler birer birer ortaya dökülüyor.

Haberin Devamı

Mr. Biden sırası mı şimdi

Haberin Devamı

BİZİM medyaya bakarsanız, Erdoğan Obama’ya müthiş bir kafa atıyor ve istediğini elde ediyor. Helal olsun.

Zafer çığlıklarını ABD Başkanı Yardımcısı Joe Biden berbat ediyor. Dün açıklama yapıyor, önce “İsrail Gazze ablukasını derhal kaldırmak zorundadır” diyor.

Hah şöyle, tam bizim söylediğimiz. Ama, sonra ekliyor:

“İsrail baskında haklı”.

Yapma Mr. Biden, biz tam zafer şenlikleri ilan etmişken, sırası mı şimdi bunun Mr. Biden?

Tekbir sesleri arasında konsolosluk

SON bir kaç gece, yatsı namazından sonra. İstanbul’da İsrail Konsolosluğu.

Namazdan çıkanlar çevrede toplananlarla bir araya geliyor ve tekbir sesleri arasında İsrail’i kınayan sloganlar atılıyor. İsrail, İslami gösteriler eşliğinde protesto ediliyor.

Bu durum, her ne kadar büyüklerimiz güvence vermiş olsa bile, Musevi asıllı Türk yurttaşlarını ürkütüyor.

O yurttaşlarımız bu mevsimde normal olarak yaşadıkları yerlerden ayrılıyor. Örneğin, İstanbul’da adalardan çoğu Musevi bir günde çekiliyor, ortada tek tük Musevi kalıyor.

Çok dikkat etmek gerek.

Haberin Devamı

Mitingi kimler düzenliyor

İSRAİL’in saldırısını protesto için pazar günü miting düzenleniyor. “Katil İsrail’e Lanet Filistin’e Özgürlük” mitingi.

Listeye bakıyorum, mitingi düzenleyenlerin önemli çoğunluğu AKP hükümetini destekleyen kurumlar. Kimi insan hakları derneği, kimi işçi sendikası, kimi memur sendikası. Ortak yönleri, hükümet yanlısı olmaları.

Neden başka sivil toplum örgütleri yok, garip bir durum.

Bu iş çığrından çıkıp, adresi belli bazı kurumların meselesi haline geliyor. Burada bile, yandaş kurumlar iş başında. Ismarlanmış gibi. 

Yazarın Tüm Yazıları