Kuzey Irak’tan Kerkük mesajı

IRAKLI Kürtler, Kerkük’ün Kuzey’e bağlanması konusunda yalnız kalmakta olduklarının farkına varıyorlar mı, sanmıyorum.

Ama farklı etnik ve dini kökenlerden Irak ulusalcılarının yanı sıra, birçok ülkenin de bu konudaki gelişmeleri yakından izlediği kesin.

Başta Sünni Iraklılar olmak üzere birçok Iraklı’dan, "Kerkük, Kürdistan’a bağlanırsa büyük olaylar çıkar. Türkiye’nin bu konudaki tavrı bize Kürtlerle müzakerelerde destek oluyor" dediklerini duyuyorum.

Tabii kimse Türkiye’nin askeri müdahalesini beklemiyor. Bunu istemiyor da.

Ama Irak’ın toprak bütünlüğü ve Kerkük’ün oldu bittiye getirilmemesi konusunda siyasi ve diplomatik çabaların devamına önem veriliyor. "Türkiye’nin pozisyonu müzakerelerimizde elimizi güçlendiriyor" deniyor.

Irak’ın çevresindeki, Arap ülkeleri ve İsrail’den, "Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması ve Kerkük’te istikrarsızlık yaratacak adımlardan kaçınılması" gerektiğini söyleyen sesler duyuluyor.

Bu ortamda Kerkük konusunun içinden nasıl çıkmayı düşündüklerini Kürdistan Yönetimi Başbakanı Barzani’nin liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) dış ilişkiler sorumlusu Saffin Dizai’ye sordum.

* * *

SAFFİN Dizai
, uzun yıllar KDP’nin Türkiye temsilciliğini yaptığı için Türkiye’nin kaygılarını anlıyor. Konuşmamızda Türkiye ile Kuzey Irak Yönetimi arasında diyalog kurulması üzerinde duruyor Dizai, "Birbirimizle konuşmamız, ciddi içimde konuları masaya yatırarak çözüm yolları aramamız gerekir" diyor.

Ama önce, sorduğum sorulara verdiği yanıtları kısaca aktarmak istiyorum.

"Kerkük’te referandum ertelenemez mi?"

"Bugünden referandum tarihine kadar çok zaman var. Ama bu anayasada yer alan bir konu. Anayasaya uyulacak. Kerkük, tarihi ve coğrafi olarak Kürdistan bölgesindedir. Biz bu konunun açıklığa kavuşmasını istiyoruz. Yani, Kerkük’ün Kürdistan coğrafyasına ait olduğunu kanıtlamak istiyoruz. Kerkük Kürtlerin kentidir demiyoruz. Referandumdan sonra Kerküklü Türkmen ve Araplar bölgede yaşamaya devam edecekler."

"Türkmen ve Arapları bölgeden uzaklaştırıp yerlerine Kürtleri getirmediniz mi? Kerkük’te büyük bir demografik değişikilik yapılmadı mı?"

"Bu konuda büyük abartma var. 91-2003 tarihleri arasında bölgeden uzaklaştırılan Kürtler geri dönüyor. Aileleri genişlemiş. Sayıları artmış olarak döndüler."

* * *

"KERKÜK konusundaki ısrarınız büyük bir istikrarsızlığa yol açabilir bunu görmüyor musunuz? Kerkük’ün bölgenin ikinci Kudüs’ü olacağını söyleyenler az değil. Böyle bir istikrarsızlık kaynağı bütün bölgeyi tehdit eder. Kürtleri de. Türkiye’nin bu konudaki tedirginliğinin Kürtlere karşı düşmanca duygular beslemesinden kaynaklandığını mı düşünüyorsunuz? Bölgede yeni bir istikrarsızlık tehdidi sizi endişelendirmiyor mu? "

"Birbirimizle ciddi biçimde oturup konuşmalıyız. Sorunları karşılıklı masaya yatırmalıyız. Ve sonuca gitmek için birlikte çalışmaya gayret etmeliyiz. Biz, Türkiye’ye büyük önem veriyoruz. Bölgemizin çok önemli bir gücü Türkiye. Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. İyi ilişkiler kurmanın bizim çıkarımıza olduğunu biliyoruz. Ve umarım ki bu, yani bizimle iyi ilişkiler kurmak Türkiye’nin de çıkarınadır.

Bugün Kuzey Irak’ta 300’den fazla Türk şirketi var. Kalkınmamızda en önemli rolü Türkler oynuyor. Bu ilişkileri değerli buluyoruz."

"Diyalogdan söz ediyorsunuz ama bu duruma PKK konusunda gösterilen tavrın yol açtığını biliyor musunuz?"

"Bizim Türkiye ilişkimiz yeni değil. Biz PKK’ya karşı Türkiye ile birlikte Kuzey Irak’ta mücadele ettik. Şimdi de gayret gösteriyoruz" diyor Saffin Dizai soruma verdiği bu yanıtla sohbeti noktalarken.
Yazarın Tüm Yazıları