Kurultaya katılacak herkes sigortalandı

Spor salonunu yöneten sorumlu kişi takvime bakıyor, “evet boş”.
Telefonun öbür ucundan yanıt geliyor:
“Ben CHP’den arıyorum, kurultayı ayın 18’inde sizin salonda toplamak istiyoruz.”
Arena Basketbol Federasyonu’na bağlı. Daha sonra Basketbol Federasyonu ile bağlantıya geçiliyor ve CHP yarın yapacağı kurultay için Arena’yı kiralıyor.
Neden doğrudan CHP adına aranmıyor? İddiaya göre, aynı salonu daha önce bir nedenle MHP bir günlüğüne kiralamak istiyor, MHP’ye güçlük çıkartılıyor.
O nedenle, spor salonunun önce boş olup olmadığı dolaylı yoldan kontrol ediliyor, ardından CHP için tutulacağı bildiriliyor.
Hayır, spor salonlarına parti kongreleri için AKP iktidarının ambargo koymuş olabileceğine ihtimal vermiyorum. Böyle bir şey gerçek olmasa bile, insanlarda bu yönde izlenim yaratmış olmak, olayın tatsız yönü.
HURŞİT GÜNEŞ
Kurultayı mali açıdan organize eden Hurşit Güneş. Şu andaki Parti Meclisi üyeleri arasında, en eski iki CHP üyesinden biri. Partinin genlerini biliyor. Efsanevi CHP’li rahmetli Turan Güneş’in oğlu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa seçildiği kurultay, rakam vermeyeceğim, CHP’ye epey tuzluya mal oluyor. Yarınki kurultayın maliyeti hemen hemen yarı yarıya.
Yarınki kurultayın çok ilginç bir yönü var.
Kurultaya katılacak tüm CHP’liler, delegeler, buna ek olarak kurultayı izleyecek gazeteciler ve konuklar sigortalanıyor.
CHP büyük bir sigorta şirketi ile anlaşıyor ve bunu sağlıyor. Örneğine pek sık rastlanmayan çağdaş bir uygulama.
BLOK LİSTE SORUNSUZ
CHP’de eski yöneticilerden bazıları il başkanlarına telefon ederek, “çarşaf liste için bastırın” telkininde bulunuyor, ancak öneri geri tepiyor. CHP örgütü Kılıçdaroğlu’nun arkasında ve blok liste için karar vermiş durumda.
Blok listeye, yani Parti Meclisine kimlerin gireceği konusunda basına bazı isimler sızıyor. Bir bölümü doğru olabilir. Örneğin, listede mutlaka bir engelli olacak, eski yönetimden bir kaç kişi olacak. Bununla birlikte kesin olan şu ki, 80 kişilik Parti Meclisi listesini Kılıçdaroğlu’ndan başka kesin olarak bilen kimse yok.
Kurultay, CHP’nin iç sorunlarına noktayı koyacak ve sonrasında artık Türkiye açılımı başlayacak.

WikiLeaks Ankara’da sosyal hayatı vuruyor

DÜNYADA her başkentin vazgeçilmez faaliyetleri arasında diplomatik kokteyller var. Ya da çeşitli kamu kuruluşlarına, özel sektöre ait davetler.
Bu davetler gazeteciler açısından bulunmaz nimet. Bir yandan olayların perde arkası, yani kulis, öte yandan Anglosakson deyimle, “hard news”, yani bire bir net haber bu kokteyllerin tadından yenmez ürünleri arasında.
Gelin görün ki, WikiLeaks’le birlikte iç çamaşırlarını pazara çıkmasından sonra, Ankara’da o kokteyllerin tadı tuzu yok. Orada karşılaşan, birbirini iyi tanıyan insanlar şimdi inanılmaz dikkatli. Kısır diyaloglar:
- Nasılsınız?
- İyi valla, siz nasılsınız?
- Biz de iyiyiz. Ne var, ne yok?
- İdare ediyoruz, sizde ne var, ne yok?
- Biz de idare ediyoruz. Başka ne var, ne yok?
- İyi işte, ne olsun.
Buna benzer sade suya tirit konuşma kokteylin her köşesinde sürüp gidiyor. İncir çekirdeğini dolduran tek laf yok.
Kimsenin ağzından tek laf çıkmıyor. Herkes diğerinden kuşkulanıyor.
Ankara’da ağızlara kilit vurulmuş durumda, kendisinden alıntı yapılır korkusu bacayı sarıyor. Hele de, diplomatlar kokteyllerde ve telefonlarda köşe bucak kaçacak yer arıyor.
WikiLeaks Ankara’da sosyal hayatı fena vuruyor.

CHP anketinden birkaç çizgi

ARTIK CHP de kamu oyu anketi yaptırıyor. Bunlardan ilkinden bir kaç ilgi çekebilecek ayrıntı.
Türkiye’de insanların yüzde 68’i, ben Alevi bir başbakan adayına oy veririm, diyor. Yüzde 18’i, vermem, görüşünde.
Daha ilginç olan, CHP seçmeninin sadece yüzde 25’i kendisini sosyal demokrat olarak tanımlıyor. Bu oran BDP’li seçmenden yüzde 42’ye çıkıyor. Ya sosyal demokrat bilincin kaybı ya da CHP’nin daha farklı kitleye ulaşmakta olduğu.
Daha önemli olan, CHP uzun yıllardan sonra ilk kez yüzde 30’u aşmış görünüyor. Ama AKP halen önde.