Paylaş
Siyaseten devam edersek... Deniz Bey’in Kürt (demokratik) açılımı konusundaki fikirlerini birden fazla kere dinleme imkânım olduğu için... CHP’nin “Bu yaklaşım iktidar partisinin oylarını artırır” kompleksiyle hareket etmediğini biliyorum.
Hatta aksine bu girişimin Ege, Akdeniz ve hatta Karadeniz’de iktidar açısından oy kaybına yol açacağının herkes gibi CHP de farkında.
Bu satırlardan yola çıkarak; CHP’nin hemen yarın Adalet ve Kalkınma Partisi ile masaya oturmasını, her öneriyi kabul etmesini beklediğimi sanmayın.
CHP’nin sadece diyaloğa girmesini bile 2 açıdan önemsiyorum:
1) İktidar partisi ve DTP dışında bölgede üçüncü bir seçeneğin doğması siyaseten çok önemlidir.
2) Cumhuriyeti kuran partinin ucundan-kenarından dahi olsa bu sürece katılımı, toplumsal barışa hizmet eder.
* * *
Deniz Baykal’ın açılımla ilgili tereddüdü belli...Yeni paketin Türk ile Kürt’ü ayrıştıracağına samimiyetle inanıyor.
Katılmıyorum, çünkü;
* Örneğin Kürtçenin seçmeli dil olarak öğretilmesi bırakın ayrıştırmayı aksine ortak ülkülerde kaynaşmayı sağlar. Başlıkta da özetlediğim gibi müfredatın hangi dilde verildiği ikincil öneme sahiptir. Aslolan o dilde ne anlatıldığıdır. Yıllardır bu ülkede İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rumca, Ermenice eğitim veren okulların mezunları bu gerçeğe hem tanık, hem de kanıttır.
* Veya özel TV’lere Kürtçe yayın izni asla kolektif siyasi hak sayılamaz.Aksine özel TV’ler arasındaki rekabet anadilinde eğlenmeyi, kültürüne sahip çıkmayı bekleyen yurttaşlara dönük hizmet tekelinin (TRT) kırılması açısından hayırlı olacaktır. Üstelik reyting derdindeki özel TV’ler her gün sabahtan akşama kadar Devrimci Kawa belgeseli mi yayınlayacaklar sanıyorsunuz? Arada ayrılıkçı yayın yapan olursa RTÜK ne güne duruyor?
* * *
Özetle inancım odur ki, hükümetin makul beklenti sınırları içine çektiği paket üzerinde konuşulmaya, tartışılmaya değerdir. Asıl aksine tutum topluma ayrıştırıcı mesaj vermek anlamına gelir.
Yetmez, hastadan da vergi almak lazım
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek’in önerisini herhalde duydunuz; binanızın yakınından yol geçer, yeşil alan açılır veya resmi kurum komşu gelirse... Emlak fiyatı artacağından devlet satışta ek vergi kesecek.
El insaf... Bakan Bey tabii ki bilmez ama bu ülkede en genci 40 yıldır yaşamış Maliye üstatları da enflasyonu tanımaz mı?
Gayrimenkul fiyatları ne zamandır kamu hizmeti ile artıyor ki? En cahil yatırımcı bile evi, arsayı enflasyona karşı parasını koruma amacıyla edinmez mi?
Enflasyonu yaratan devlet şimdi de vergisini mi alacak?
Eğer öyleyse kulunuzda da cin fikir çok...
Mesela devlet hastanelerinde tedavi görenleri ele alalım. İyileşip çalışmaya devam ettiklerinde kazandıkları paradan (Maliye rant diyor) tabii ki devlet de payını almalı... Buna Sağlık Rantı Vergisi adını uygun buluyorum. Hizmette sınır yok. Aynı örneği devlet okullarında öğrenci okutan ailelere uygulayın, alın size Eğitim Rantı Vergisi. Karakola yakın mahallelerde Emniyet Rantı Vergisi... Allah iyiliğinizi versin, akıl fikir ihsan etsin.
Paylaş