Paylaş
Kürecik Radar Üssü’ne baskın yapacaklar. Sinan Cemgil ve arkadaşları o baskını gerçekleştirmek isterken Nurhak Dağlarında hayatlarını kaybediyorlar.
Sinan Cemgil, bir dönemin 60’lı ve 70’li yıllarda solun efsanevi devrimci liderlerinden biri. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla aynı grupta.
Halkın kurtuluşu için kendilerini, devrime adamışken, bir muhtarın ihbarı üzerine çevreleri kuşatılıyor ve o çemberden bir daha çıkamıyorlar.
Bugün Malatya Kürecik’te tartışmalara neden olan radar üssünün geçmişte böyle bir dramı var.
135. GÜN
Belki de, o devrimci geleneğin ürünü olarak, kürecikte bugün de bir direniş var. Direniş 135. gününde.
Geçen ay Malatya ve Kürecik hareketleniyor. Amerikalı askerler geliyor. Orada kurulacak füze kalkanı için, Amerikalılar dikkatli. Gerçi onlar sıkı koruma altında ama, yine de ortalıkta pek görünmüyorlar.
Kürecik’teki radar üssünün kuruluşu 1960’lara kadar gidiyor. Erken uyarı sistemi kuruluyor, o tarihte Sovyetlere karşı.
Sovyetlerin dağılması, soğuk savaşın son bulması bir ara NATO’ya ait bu üslerin önemini azaltıyor. Ne var ki, bu sefer de soğuk savaşın yerini bölgesel çatışmalar alıyor.
Kürecik’te bugün radar üssünün faaliyete geçmesi Amerika-İran çatışmasının sonucu.
ABD-İRAN
Bize ne o çatışmadan.
İran bu işe fena bozuluyor. Bu nedenle bizi zaman zaman tehdit eden sözleri eksik değil, İran “füze kalkanının İsrail’i korumak üzere konulduğu” inancında. Arada bir İran’lı bir yetkili “bunun hesabını ödersiniz” diye bizi açıkça tehdit ediyor, hemen ardından bir başka İran’lı “yok siz yanlış anladınız” sallamalarıyla, sözüm ona gönül alıyor.
Oysa, cümle alem biliyor ki o füze kalkanı Amerika’nın İran’a gövde gösterisi. Arkasına İsrail’i alarak.
Aslında bizim için çok tehlikeli, Amerika-İran, İsrail-İran itişirken kabak bizim başımıza patlayacak.
Onun için Kürecik’teki direnişi anlamak kolay.
KANSER RİSKİ
Kürecik’te radar üssüne bir-iki kilometre uzaklıkta kurulan direniş çadırında sürekli nöbet tutuluyor. Ayrıca, zaman zaman kitlesel eylem yapılıyor.
Direnişin siyasal niteliği yanında, bir de sağlık yönü var.
Üs çevresinde altı köy var, köylerde oturanlar tedirgin. Çünkü, geçmiş yıllarda radarın faaliyeti ile birlikte kanser vakalarında artış görülüyor. Halkı asıl rahatsız eden bu.
Konuyla ilgili hiç bir açıklama yok. Oradaki insanlara neyin, ne olduğunu anlatan yok.
Buna karşılık, sağlık kaygısıyla köylerden göç etmek isteyenlerin sayısı artıyor.
Amerikalı askerlere ek, bir de “İsrail’li askerler de var” rivayeti, halktaki rahatsızlığı bu sefer siyasal yöne çekiyor.
Sinan Cemgil ve arkadaşları Kürecik’e boşuna gitmemişler.
Ordu rektöründen mektup
BİR süre önce burada Ordu Üniversitesi ile ilgili yazı yazarak, rektörden açıklama beklediğimi belirtmiştim.
Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç bu yazıma üç sayfalık mektup gönderiyor. Burada ana başlıklar halinde özetliyorum:
- Üniversiteye bağlı Turizm ve Uygulama Okulundaki lokalde içki yasaklandığını yazıyorum.
Rektör Bey doğruluyor. İçki yasağının 2011’de Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe dayandığını belirtiyor. Tütün mamulleri ve alkollü içkilerin satışına ilişkin yönetmeliğe. İçki yasağının yasal zorunluluktan kaynaklandığını belirtiyor.
- İkinci olarak üniversitede sosyal medyada erişiminin yasaklandığını yazıyorum. Rektör YARILGAÇ, “internet ağındaki bir çalışma nedeniyle sosyal medyaya erişimin kesintiye uğradığını, şu an erişimin kesintisiz sağlandığını” bildiriyor.
Rektör Bey mektubunun sonunda Ordu Üniversitesi ile ilgili bilgileri aktarıyor. Rektör beye teşekkür ediyorum.
Paylaş