Paylaş
İzmir’de ve Ege’deki şirketlerin durumu malum, finansal yapısı sağlam, borcu olmayan şirket yok gibi... Kriz derinleşmeye, kendini sınırlarımız içinde göstermeye başlıyor.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) üyeleri arasında yaptırdığı anketin sonucunu açıkladı: Maalesef “umut” çıkmadı. 192 firmanın katıldığı ankette; katılımcıların yüzde 87'si borçlu, yüzde 48'i personel çıkarmış; 2009'da da personel çıkartmayı düşünen firma yüzde 55. Yani, 105 şirket 2009’da eleman çıkaracak. Her biri 20 işçi çıkarsa, 2100 kişi işsiz kalacak. Şirketler alacaklarını tahsil edemiyor, daralan iç ve dış piyasalara bağlı olarak da kapasite düşüşü söz konusu. Sürpriz değil...
Şurası kesin, mart sonuna kadar yaşanacaklar, yıl sonuna kadar olacakların habercisi olacak. IMF anlaşması, Barack Obama’nın 20 Ocak'ta görevi devralması ki, Obama’nın kriz ve önlemleri konusundaki söylemleri hiç de umut vermiyor, yılın gidişatı hakkında görünen önemli ipuçları olacak.
Şirket evliliği
Hal böyleyken, yalnızca bilinen yollara baş vurmak ve bu sınırlar içersinde kalmak ne kadar işe yarar bilinmez. Ama hayattan gerçek kesitler bizim için yeterince aydınlatıcı olabilir. Malum, 2001 krizinde, şirketlerimizin değerleri yerlerdeyken, yabancı yatırımcılar gelip, yok pahasına almışlardı. Zaten zor durumda olan şirket sahipleri de bunu bir kurtuluş olarak görüp, satmamak için hiç bir çaba göstermediler.
Bu krizi diğerlerinden ayıran bir gerçek daha var: O da fazlasıyla küresel oluşu.
Nitekim, 2008’de yabancı yatırımcılar 13.8 milyar dolar tutarında işlem hacmi ile birleşme ve satın alma işlemlerinde en büyük paya sahip. Yabancı yatırımcıların 108 işlemine karşılık, Türkler 4.6 milyar dolar değerinde 64 birleşme ve satın alma gerçekleştirdi. 2009’da doğal olarak, krizin etkisiyle Türkiye de yabancı yatırımcıları çekmekte zorlanacak. Bu şu anlama geliyor, 2001'deki gibi gelip Türkiye’den şirket alacak pek yabancı yatırımcı olmayacak.
Ege’de, özellikle İzmir’de hiç de aşina olmadığımız bir yola gitmekte fayda var. Şirket evlilikleri, yaşanan bu zor dönemde alternatif bir çözüm arayışı olabilir. Bu uygulama yalnızca, büyüme değil, aynı zamanda küçülme politikaları çerçevesinde de dikkate alınan bir strateji.
Paylaş