Kritik cümle ‘Kuzey Güçleri’

İmralı ile arka arkaya görüşmeler, mektuplar ve devamını PKK’nın Kandil’deki lideri Murat Karayılan Fırat Haber Ajansı’na değerlendiriyor. Savaşı PKK için “avantaj” görüyor, aynı anda iki cümlesinde bir Öcalan’a tam destek çıkıyor:

“Önderliğin çözüm perspektifinin doğru olduğuna karar kılmış bulunuyoruz. Hareketimizin tüm bileşenleri Önder Apo etrafında yek vücut duruşu sergilemektedir Onun görüşüne katılmak oybirliği ile gerçekleşmiştir”.

Apo PKK içinde tek ve tartışılmayan, her söylediğine mutlak itaat edilen konumunu koruyor. PKK Apo’nun her önerisine uyacak ve ona göre davranacak.

ÇERÇEVE

Neden? Çünkü, “Apo Kürt Halkının geleceğini tayin eden çerçeve çiziyor”.

Öyle ki, silahları bıraktırmaya ikna eden bir çerçeve. O çerçeveyi hükümet biliyor, BDP biliyor, PKK biliyor, ama biz bilmiyoruz. Karayılan ekliyor, “Sorunun barışla çözüleceği koşullar mevcuttur, sorunu çözme şansı doğmuştur”.

Barış yolunda güçlü ifadeler, Apo’ya verdiği destek gibi. Yine de, dönüp dolaşıp Apo, “Nihai karar Başkan Apo’ya aittir”.

OTUZ YILLIK İSYAN

On dört yıldır hapiste olmasına rağmen, Apo’yu Kürt halkında hâlâ güçlü kılan ne?

PKK 29. Kürt isyanı. Cumhuriyet döneminde yaşanan isyanların hepsi bastırılıyor, kendi içinde eriyor. PKK ile birlikte Kürtler kendi kimliklerini fiilen ve yasal olarak kanıtlıyor, kabul ettiriyor, hak talebinde bulunuyor. O nedenle savaşı başlatan kim ise, barışı da o kişide arıyor.

İçimize sinsin ya da sinmesin, gerçek böyle.

Öyle ki, geçen yıla kadar, her Nevruz’da ateşin üzerinden atlayan bakanlar, valiler, yöneticiler gibi komik görüntülerle sözüm ona, Kürt halkıyla kardeşlik gösterileri artık kimseyi kesmiyor. “Çerçeve” bu aşamada ortaya çıkıyor.

KUZEY GÜÇLERİ

Bununla birlikte, davul-zurna sesleri arasında Karayılan’ın bir cümlesine kimse dikkat etmiyor, diyor ki:

“Kendi kadrolarımızı ikna faaliyetindeyiz, belki Kuzey Güçleri gibi, uzak yerlere ulaşamayız...”

Karayılan’ın “Kuzey Güçleri” dediği silahlı güç, bizim Güneydoğu’daki PKK’lılar. Yani, silah bırakmada asıl ulaşılması gerekenler. Ama, Karayılan onlara ulaşmakta güçlük çekiyor, dil sürçmesi olmasa gerek.

Vatan, millet, Suriye

“Suriyeli muhaliflere Türkiye silah yardımı yapıyor mu, yapıyorsa, bu siyasal etiğe uygun mu?”

CHP milletvekili Oktay Ekşi Suriye kapsamında Başbakan’a yukarıdaki gibi beş soru yöneltiyor. Soru önergesine yanıt Ahmet Davutoğlu’ndan geliyor:
“Suriye bizim kardeşimizdir, Suriye’nin güvenliğinde bizim çıkarımız vardır, dost ve kardeş Suriye halkının demokratik özlemlerini ve orada şiddetin durmasını
Türkiye desteklemektedir” filan, vs.

Beş soruya, tek cümleden ibaret uzun bir edebiyat. Vatan, millet, Suriye edebiyatı yerinde de, silah yardımı var mı yok mu sorusuna yanıt nerede?

Onu tarih yazacak.

Nevruz’da yurtdışında

YURTDIŞI gezisi tam Nevruz kutlamalarına denk düşüyor.

Gerçi, Tayyip Erdoğan yurtdışı gezilere çok sık çıkıyor ama bu kez dikkat çekiyor. Erdoğan, Nevruz’da yurtdışında bulunmayı tercih ediyor, milliyetçi vurguyu yine de eksik bırakmıyor.