Kral Arthur’un savaş sahneleri etkileyici

Kral Arthur’a gidin. Yapım kalitesi oldukça yüksek, öykü meraklandırıcı, kısa sürede sarıcı, özellikle savaş sahneleri etkileyici.

Yönetmen Antonie Fuqua’nın iki hatası var. Biri savaş sahnelerine çok fazla ağırlık vererek baştan sıkı sıkı sarıp sarmaladığı konuyu bu sahnelere kurban etmesi. İkincisi filmi biraz karanlık çekmesi.

Film farklı bir şövalye Kral Arthur yorumu. Bildiğiniz üzere Kral Arthur bizim Battal Gazi, Karaoğlan, Tarkan gibi ünü dilden dile yayılan bir kahraman.

Filmde emperyalist Romalılar İngiltere’yi fethetmeye çalışıyorlar. Kökleri İngiltere’de olan Kral Arthur Romalıların kölesi. Piskopos ne görev verirse adamlarıyla o görevi yerine getirip özgürlüğünü kazanmaya çalışıyor. Bu arada piskopos onu son kez İngiltere içlerine doğru ilerleyen Saksonlarla savaşa gönderiyor. Arthur burada birden milliyetçi duygular içine girip özüne dönüyor ve vatanı için savaşmaya başlıyor.

Filmde o kadar çok ırk, yer, isim var ki, kusura bakmayın hepsini anımsamam mümkün değil. Ancak Kral Arthur yer yer gerçekten etkileyici sahnelerin olduğu bir film. Savaş sahnelerinin birindeki buz kırılma sahnesine özellikle dikkat.

Karl Arthur’un içinde bir de sevgi için, vatan için nelerin göze alınabildiğine yönelik hoş diyaloglar var. Etkileniyor insan. Arthur rolünde Clive Owen’ı da çok beğendim. Kısa süre içinde adını daha fazla duyabiliriz. Anlayacağınız Kral Arthur’u keyifle izledim. Size de tavsiye ederim.

Armut kıvamında bir vücut şekline sahip olun

Uzun yaşamının sırlarına devam ediyorum. Çok da tebrik alıyorum. Meğer benim çiftçim, benim köylüm, benim okurum orada burada okuduğu sağlık önerilerini biri özetlese de ben de okusam diye bekliyormuş. Ne güzel!

Sır 22: Mide, akciğer, bağırsak, mesane ve göğüs kanserlerinden kaçınmak için her gün beş porsiyon sebze ve meyve yemeyi ihmal etmeyin.

Yorum: Görünen o ki gelecekte insanoğlu evrim geçirecek ve et türü hiçbir şey yemeyecek. Buna tahminen balık da dahil. Böyle hayat geçer mi bilmem ama bu kadar hayvanı bu dünya ne yapacak onu bilemiyorum! Evrenin dengesi bozulup başımıza taş yağmazsa iyi.

Sır 23: Selenyum içeren vitamin almayı unutmayın. Selenyum hormon üretimini artırır, büyümeyi ve doğurganlığı sağlar, karaciğer fonksiyonlarını düzenler.

Yorum: İşte bilim adamlarının değişik bir isteği daha. Vitamin vitamin diye tutturdular A, B, C, D, E derken S’ye kadar geldiler. Her nedense selenyum deyince aklıma Seren Serengil geliyor. Neden acaba?

Sır 24: Armut kıvamında şekle sahip olun. Bilim adamları yağlar bel bölgesinde toplanırsa kalp hastalığına davetiye çıkarılır diyor. Yağları belden aşağı kalçalara doğru yaymak gerekirmiş.

Yorum: En sevdiğim sır bu oldu. Öneriye bakar mısınız. Armut kıvamında bir şekle sahip olun. Sanki armut şekli çok makbul bir şeymiş gibi. Öyle olsa ’Hadi len oradan armut’ diye ifade olur muydu? Hem nasıl olacak bu armut vücut? Her gün yağlar aşağı taraflara insin diye zıplayacak mıyız? Yoksa bir iki kişi tutup yağları aşağı doğru ittirtecek miyiz? Bilim adamları! Bilim adamları! Kendinize gelin, bir öneri getirmeden önce işin bir oluruna bakın.

Sır 25: Yaban mersini suyu için. Yaban mersini virüslere karşı bağışıklık sağlıyor. Vücudu hastalıklardan koruyor. Mesane ve üreme sistemi enfeksiyonlarına karşı koruma sağlıyor.

Yorum: İşte ayakları yere değmeyen başka bir öneri daha. Git önereni yaban mersini suyu içinde boğ! Nereden bulacam ben o yaban mersinini? Uzun yaşayalım derken yaban mersini bulma yolunda mesane ve üreme sistemleri enfeksiyonundan telef olmak da var. Siz bu yaban öneriyi hiç dikkate almayın. Her şeyiniz tam da bir yaban mersininiz mi eksik yani? O da eksik olsun.

RockTrinam: Haluk Levent’ten Piriştina’ya şarkı

Bu hafta masaya yatıracağımız albüm Haluk Levent’in ‘Aç Pencereni’ albümü. Bir süredir yolculuk esnasında bu albümü dinliyorum. Gece Kuşları, Dönmem Lazım, Yabancı, Aç Pencereni hepsi tipik Haluk Levent şarkıları olmuş. Haluk Levent Ercüneyt Özdemir’den Salıncak’ı ve Divane’yi, Doğan Canku’dan Gecelerim’i almış ama yine de albüm fark yaratacak bir ‘şarkı’ farklılığına ulaşamamış. Albümde iki şarkı var ki çok sevdim biri ‘Mülteci’. Diğeri ise Ahmet Piriştina’ya adanan ‘İzmir’ şarkısı. Bu iki şarkıyı dinlemek için bu albüm alınır. İzmir şarkısının sözlerini paylaşmadan duramayacağım:

Her yerinde gözyaşlarım var bu kentin

Sahilinde, körfezinde zamanlarım

Güz gelince yalnızlık sarar bu şehri

Yollarında yapraklar dala hasret

Ben onu burada sevdim burada yitirdim

Kendimden oldum onunla değiştim

Kaç kere inandım boşa çıktı sevincim

Soldurdu yar gönlümü ne hale geldim

Ya aşkımı ver geri

Ya da denizinde boğ beni

Razıyım İzmir öldür beni

Onu bana ver geri

Ya da denizinde boğ beni

Razıyım İzmir öldür beni

Çok beğendim bu sözleri. Haluk Levent’in aceleci davranmayıp böyle farklı işler yapmasında fayda var. Ufukta tekrara düşüp çabuk tüketilme olasılığı var.

CUMA LAKIRDISI

Çoğu şirket bugün değişim hakkında konuşmaya çok fazla zaman harcıyor, değişim konusunda çalışanlarının ne düşündüğünü dinleyen ise yok! (Peter Lilienthal)

CUMA TAKINTISI

İzmir Bornova’dan bir ramazan takıntısı size: Antepli Ramazan Usta. Müthiş lezzetler sunan bir kebapçı. Hem de müthiş lezzetleri bakır kaplarda çok sevimli bir şekilde sunan bir kebapçı. Gözünüzü kapatıp mönüdeki her şeyi ısmarlayabilirsiniz. Yoğurtlu patlıcan ezme ve altı ezmeli şiş kebap benim favorilerim. İçecek olarak ayranı denemeyi unutmayın. Ben denedim, kıvamı, tadı çok hoşuma gitti. Ramazan Usta kendini çoğaltsa iyi iş yapar benden söylemesi.

CUMA İTİRAFI

speedfight2; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: Adana

Bir kız arkadaşım ve ablası Zeki Triko’ya gitmişler. Onlarla bir bayan ilgilenmiş. Arkadaşımın ablası bir mayo beğenmiş. Bayan da, ‘Çok güzel bir tercih yaptınız. Onun çizimini Zeki Bey’le ikimiz yaptık. Ben Zeki Bey’in yeğeniyim’ demiş. Ablamız bunun üzerine direkt, ‘Aaa! Sizin de mi soyadınız Triko?’ deyince bizim arkadaş arkasına bakmadan olay mahallinden uzaklaşmış.

Yorum: Bazı itirafların gerçek olmadığından ciddi olarak şüpheleniyordum. Zeki Triko itirafı da şüphelerimi ciddi olarak destekledi. Uzun süredir Zeki Triko diyen kaldı mı? Bence itiraf sahibi itirafı şöyle bitirse daha iyi olurmuş: ‘Aaa! Sizin de mi soyadınız Mayo?’
Yazarın Tüm Yazıları