Korcan bu kazaya ne der?

2007’nin sonunda Isparta’da düşen Atlasjet uçağıyla, Amsterdam’da düşen THY uçağıyla ilgili yapılan haberlerde dağlar kadar fark var.

Haberin Devamı

Bunun en büyük nedeni ilkinin Türkiye topraklarına, diğerinin Hollanda topraklarına düşmesi.

Isparta’daki uçağın enkazına Korcan Karar girmiş, parçalanmış koltukların ve metal parçaların arasında dolaşmış, hatta bir kenara savrulan merdivenleri kameraya göstererek, “Bakın yolcular uçağa bu merdivenlerden bindi” demişti.

Hatta eline aldığı bir metal parçasının, “Burada on-off düğmesi var” diyerek düğmelerini çevirdiğini hatırlıyorum...

Bu köşede, “Be adam yürüdüğün yer uçağın enkazı, Caddebostan sahili değil” diye yazdım bunu.

Bu kışın başında Berlin sokaklarında yürürken bunu tartışmıştık Korcan’la.

“Ben gazeteci olarak enkaz bölgesine girerim benim işim o, yetkililerin işi ise beni oraya sokmamak” fikrindeydi.

Korcan Karar yırtıcı bir habercidir, olay yerine girmeyi, habere saldırmayı, haberi koparmayı iyi becerir.

Bu da bir tarz...

Ancak bu tarzın artık Batı’da çok çalışmadığını son uçak kazasında bir kez daha gördük.

Hollanda’daki gazeteciler gazeteci değil mi, haberciler bizden daha mı az haberci?..

Orada tarlaya düşen uçağın enkazına kamerayla girmeyi akıl edemez mi gazeteciler.

Şimdi Korcan, “Hollandalılar güvenlik önlemlerini iyi aldı” diye itiraz edecektir bana.

Peki dümdüz bir arazide, bugünün teknolojisiyle yüzlerce metreyi çeken tele objektiflerle saniye saniye görüntülenemez miydi olan biten?..

Gördüğümüz hep belli başlı fotoğraflar...

Bakın saatlerce kokpitte sıkışıp kaldığı söylenen pilotların tek bir kare fotoğrafı bile yansımadı basına...

Bizde olsa en kanlı görüntülerini görürdük.

Holanda’daki uçak kazasından hepimizin çıkaracağı dersler var.

Yetkililerin kayıpların listesini açıklamamasından tutun da, gazetecilerin enkaz üzerinde yürümemesine kadar.

Haberin Devamı

Büyükten küçüğe

Sanat, moda, edebiyat dünyasının ünlülerine sormuşlar; “Cem mi komik Şahan mı?”

Çağla Şıkel’den Elif Şafak’a, Bülent İnal’dan Dilek Hanif’e kadar pek çok ünlü de kesinlikle Cem Yılmaz’ın komik olduğu yönünde görüş bildirmiş.

Gidin aynı anketi Gaziosmanpaşa’da yapın bakalım ne sonuç çıkacak...

Orada da Şahan’ın uzak ara yapacağından şüphem yok.

Ancak burada bir karışıklığı önlemek lazım.

Şahan’ın kendisinden çok canlandırdığı Recep İvedik komik...

Cem Yılmaz ise Arif değil, Cem Yılmaz olarak komik.

Şahan, kendisi olarak Var mısın Yok musun’a çıksa Cem Yılmaz kadar başarılı olamaz.

Ama orada Recep İvedik yarışsa, Cem Yılmaz’ı geçer.

Öyleyse neymiş; Recep İvedik büyüktür Cem Yılmaz’dan, Cem Yılmaz büyüktür Şahan Gökbakar’dan...

Haberin Devamı

Sihirli değnek

Bordeaux maçından sonra Galatasaraylı taraftarlar takımı tribüne çağırdı.

Hepsi bu çağrıya uyarken, bir tek Sabri buna uymadı ve soyunma odasına gitti.

Çünkü Kocaelispor maçında kendisine küfreden tribünlere küsmüştü Sabri.

Bütün takım soyunma odasına döndükten sonra bir baktık Bülent Korkmaz, Sabri’yi tek başına sahaya çıkarmış tribünlere götürüyor.

Seyirciyle Sabri’yi barıştırmak için. Sabri de formasını çıkarıp üzerinde secdeye vardı, size ve bu formayı ibadet ediyorum der gibi... Maçın en önemli anıydı.

Atılan dört gol kadar, 2000 ruhunun geri döneceğinin işaretlerini veren, UEFA yolunda seyirciyi umutlandıran bir işaret.

Üç günlük teknik direktör Bülent Korkmaz’ın elinde sihirli değnek yok deniyor ama sihirli değnek böyle dokunuşlardır işte.

Takımı da seyirciyi de bir anda başka havaya sokar.

Yazarın Tüm Yazıları