Kısırdöngü sürüyor Türkiye kaybediyor






Deniz SİPAHİ
Haberin Devamı

TÜRKİYE, geçmiş yüzyılın sorunlarını 21'inci yüzyılda da konuşmaya devam ediyor.

Böyle olunca da kısırdöngü sürüyor, geleceği kazanmak adına strateji üretmek hep erteleniyor.

Dünkü Hürriyet EGE'nin manşetinde bu örneklerden ikisini verdik.

Milas'ta küçük efelerin kısa paçalı giysileri MHP Muğla Milletvekili Metin Ergun'un tepkisini çekince başlıyor söz düellosu.

Aydın Valisi Emir Durmaz ile ANAP Aydın Milletvekili Cengiz Altınkaya arasına deve güreşi yüzünden soğukluk girince karşılıklı restleşmeler yaşanıyor.

Buna benzer olayları tarihte de birçok kez yaşadık.

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeleri'nden Yardımcı Doçent Doktor Sabri Yetkin'in ‘‘Ege'de Eşkiyalar’’ adlı kitabında yaşananlar tüm açıklığıyla sergileniyor.

1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla kendini güçle hissetmeye başlayan 2. Mahmut, desteklerini yitiren zeybekleri hizaya getirmek amacıyla bir ferman çıkarıyor.

Bu fermanda İzmir'den Aydın ve Kuşadası'na kadar yollar üzerindeki usulsüzce alınan paranın men edilmesi isteniyordu.

Ferman gereği zeybek kahvelerinin kapatılmasıyla sayıları binleri aşan eli silahlı zeybek açıkta kalıyor.

Geçimlerini yitiren bu insanlar da eşkiyalığa başlıyor.

Bu arada 1828 - 29 Osmanlı Rus savaşı başlayınca devletin asker ihtiyacı artıyor.

*

YENİÇERİ Ocağı kaldırıldığı için asker eksiği Aydın'daki zeybeklerden karşılanmak isteniyor ve Vali Hasan Paşa'dan yaklaşık bin 500 nefer yollanması isteniyor.

Ancak savaşa gitmek istemeyen zeybeklerin bir kısmı ordudan kaçarak dağlara sığınıp eşkiyalık yapmaya başlıyor.

Devlet yetkilileri sinirleniyor ve büyük bir mücadele başlıyor. Ancak direniş devam edince herşey bir kenara itilip zeybeklerin kıyafetleri gündeme geliyor.

1838'de Aydın Valiliği'ne atanan Çengeloğlu Tahir Paşa, hükümete gönderdiği yazıda zeybek kıyafetlerinin ahláka ve dine aykırı olduğunu, bu kıyafetlerin giyilmesi önlenirse eşkiyalığa engel olunabileceği belirtiliyor.

Bu öneriye 2. Mahmut, 1838'in Aralık ayında olumlu cevap veriyor ve zeybek elbisesinin giyilmesini yasaklıyor.

Bu sefer de kıyafet için direniş başlıyor.

1863'te Anadolu'yu gezen Moustier, zeybeklerin inadının kırılamadığını söylüyor.

*

MİLLETVEKİLİ Metin Ergun, ‘‘Böyle efe olmaz. Efeler baldırı çıplak ortada dolaşmaz. Lastik ayakkabı giymez’’ diyor.

1838'de Vali Çengeloğlu Tahir Paşa da benzer cümleleri kullanıyor.

Sivrisineği öldürmek yerine bataklığı kurutsak daha iyi olmaz mı?

Gündemi bu tür konularla doldurmak yerine daha iyi bir Türkiye için kafa kafaya verip çalışmak gerekmez mi?

Bakanıyla, milletvekiliyle, valisiyle, belediye başkanıyla biraraya gelip strateji üretmek, ortak aklı bulmak daha doğru değil mi?

Soruyorum...

Yazarın Tüm Yazıları