Kınamanın hiçbir yaptırımı yok

DÜNYA basını, sözleşmiş gibi, ortak tavır takınıyor, yardım gemilerine İsrail’in yaptığı terör eylemini yerin dibine batırıyor.

Haberin Devamı

Dünya basınının bu tavrına rağmen, B.M. Güvenlik Konseyi İsrail’i kınamakla yetiniyor. Yetiniyor, diyorum, çünkü kınamanın hiç bir yaptırımı yok.
Güvenlik Konseyi’nin kınamasına diplomatik dilde, Presidential Statement deniyor. Konseydeki havayı özetliyor. Herkesin bu işten duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Hiç kimse, “aman ne iyi olmuş” demiyor. Ama, karar bağlayıcı değil. İşte, en fazla olayın soruşturulması isteniyor. O soruşturmayı da İsrail yapacakmış.
Buna karşı, bağlayıcı olan, yaptırımı olan, Güvenlik Konseyi Kararı, diplomatik dilde, Security Counsel Resolution, denilen karar, adı geçen ülkeyi, bu durumda İsrail’i, örneğin tazminat ödemeye, özür dilemeye, eğer uymazsa, İsrail’e ticaret ambargosu uygulanmasına kadar götürebiliyor.
Herkes üzüntü belirtiyor, ancak, İsrail’i yaptırıma zorlayacak böyle bir karardan herkes kaçınıyor. Bu da, İsrail’i daha da şımartıyor.
Güvenlik Konseyi’nin tutumu Ankara’yı memnun etmiyor. Ankara bu terör saldırısında diplomatik olarak, ilk roundda istediğini elde edemiyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Başbakan Erdoğan’ı arıyor, Obama Erdoğan’la görüşme isteğinde bulunuyor, ama aldıkları karar ortada.

Haberin Devamı

İsrail’in derdi Hamas’a verilen destek

KAPALI kapılar arkasında İsrail birkaç kez Türkiye’ye aynı görüşü bildiriyor:
“Siz neden Hamas’ı destekliyorsunuz? Sizdeki PKK ne ise, Filistin’deki Hamas odur ve terör örgütüdür”.
Davos’daki “one minute” krizinden önce, İsrail’in Türkiye’ye duyduğu öfkenin kaynağında  bugünkü iktidarın Hamas’la diyalog kurmuş olması var. İki ülke arasındaki bu çok temel görüş ayrılığı, Türkiye ile İsrail’i her geçen gün birbirinden daha da uzaklaştırıyor.
Bu uzaklaşma zaman içinde yeni krizlerle besleniyor. Belki iki taraf da, bir punduna getirip, karşı tarafı güç durumda bırakmayı tasarlıyor. Türkiye’nin Gazze’ye insani yardım atağına İsrail cinayet işleyerek karşılık veriyor.
İsrail işlediği her cinayet sonrasında, dünyada yalnız kalıyor. Her yalnızlığı, İsrail’in kendi içinde duyduğu güvenlik paranoyasını biraz daha tetikliyor.

Haberin Devamı

Bu Araplar şahane

BÜTÜN dünya İsrail’in cinayetini kınıyor, yardım gemilerine baskınını lanetliyor, birileri hariç, Araplar.
En yakın dostlarımız arasına katılan Suriye’den Başkan Esad’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e telefonu dışında, Araplardan çıt yok.
Dünyadaki tepkiden utanmış olacaklar ki, sonunda lütfediyorlar ve Arap Birliği’ni toplantıya çağırıyorlar.
Araplar neden böyle? Türkiye’nin Orta Doğu’da zaman zaman üstlendiği rol, Arap sokaklarında alkış topluyor, popülarite yaratıyor, ama Arap hükümetleri bu alkışa katılmıyor. Çünkü, Arap hükümetleri Hamas’a düşman, İsrail’in Hamas’a karşı saldırılarını içten içe destekliyorlar.
Türkiye’deki siyasi iktidarın Hamas’a yakınlığı, yüzümüze ne kadar gülseler de, Arapları bizim derdimize ortak olmaktan alıkoyuyor.
Oysa, ortada cinayet var, terör var. Bu Araplar hala neyin hesabını yapıyor?

Haberin Devamı

Bülent Arınç’a iyi dileklerimle

AKP’den önce ve AKP’nin ilk zamanlarında en mantıklı, en aklı başında sözlerin sahiplerinden biri de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç.
Aradan geçen zamanda, Arınç o performansından anlaşılmaz biçimde uzaklaşıyor, topluma en garip gelen açıklamalar onun ağzından çıkıyor. Ne zaman ve hangi konuda konuşursa, “ne diyor” diyerek, insanları şaşırtıyor.
Bunlara rağmen, İsrail’in terör eyleminde ise, Başbakan Vekili olarak Arınç, eski mantıklı ve serin kanlı Arınç kimliğine bürünüyor.
Bazı emekli generallerin TV’lerde çaldıkları çılgın tamtamlara akıllı bir tavırla, “kimse bizden İsrail’e savaş ilan etmemizi beklemesin” diyor.
Gemi baskınına dönük yaptığı açıklamanın özü devlet adamına yakışır tonda.

Haberin Devamı

Netanyahu atalarını unutuyor

BİN Ladin malum, son yüz yılın en büyük terör örgütlerinden El Kaide’nin lideri. Bir türlü yakalanamıyor. Terörü dini gerekçeye oturma çabasında. El Kaide’nin giriştiği her terör eylemi, dünyada geniş yankılar uyandırıyor.
Başbakan Netanyahu ise, bölgesinde etkin ve önemli bir devleti, Başbakanı olduğu ülkeyi terör devletine dönüştürmekle meşgul. Azgın milliyetçi tutumu Netanyahu’yu her türlü çılgınlığa kolayca sürüklüyor.
Ne hazin, Netanyahu’nun ataları soykırım kurbanı, Netanyahu ise, soykırım denemesine girişmekten çekinmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları