Kıbrıs'ta çözüm ve taslak

BÜRGENSTOCK‘‘SU akarken resim çekilmez.’’ Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e yakın bir görüşmeci, dün Bürgenstock'da gelişmelere ilişkin kesin yanıtlar bekleyen biz gazetecilere böyle diyordu. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın bugün Bürgenstock'daki dört başbakana sunacağı 9 bin sayfalık taslakla ilgili genel ilkeler dışında ayrıntıları net olarak söylemek mümkün değil. Taslak, günlerden beri süren dolaylı, dolaysız ve diplomasinin her yönteminin denendiği görüşmelerle oluşturuluyor. Dün bütün gün Annan planının son versiyonu, BM yetkilileri tarafından, üstelik de sürekli ilerleyen pazarlıkların sonucunu yansıtacak biçimde yazılıyordu. Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Karamanlis, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi Lideri Papadopulos da bugün ve yarın planda kendi istedikleri yönde değişikliklerin yer alması için bastıracaklar.NASIL OKUYACAKLAR 9 bin sayfalık bir belge iki gün içinde nasıl okunacak da nasıl tartışılacak? Herkesin aklını kurcalayan bu soruya verilen yanıtlar şöyle. Her şeyden önce plan 150 sayfa, ama anayasa, ekler, haritalar ve diğer belgeler de eklenince binlerce sayfaya çıkıyor.Okunmasına gelince, ‘‘Hepimiz Annan hafızı olduk’’ diyen bir yetkilinin ifade ettiği gibi, artık bunca müzakereden sonra taraflar nerelere bakacaklarını ve kullanılan sözcüklerin, formüllerin ne anlamlara geleceğini çok iyi biliyorlar.Türk tarafı planın iki kesimlilik ve federal devletin işleyişi üzerinde ısrarla duruyor. Rumlar için ise federal devleti güçlendirmek ve kuzeye nüfuz edebilmek önemli. Tabii Türk tarafının ve Türkiye'nin üzerinde durduğu öncelikli konu da, varılacak anlaşmanın hukuki güvence altına alınması. Yani derogasyonlar. AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen de bugün Bürgenstock'a gelecek. Verheugen'in, üzerinde çalışılan bazı formülleri de birlikte getireceği ileri sürülüyor. Ama tabii ki Brüksel'de konuyla ilgili yapılan çalışmalar Ankara tarafından zaten çok yakından izleniyor. Yani herkes neyle karşılaşacağını biliyor ama herhangi bir formüle ilişkin bir eğilim belli edilmiyor. Çünkü pazarlık süreci işliyor. Ve bize ‘‘su akarken resim çekmeyin’’ deniyor. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, bu konuda iki günden beri en üst düzeyde seslerini duyurma gayreti içinde. Anlayış olduğu ve hukuki güvence konusunda, tatmin edici bir çözüm bulunabileceği inancı sona yaklaştıkça artmış görünüyor bizim heyette. Bunu da, ‘‘İlk günlerle bugün kıyas edildiğinde taleplerimizin anlaşılması için daha iyi bir ortamın geliştiğini görüyoruz’’ sözleriyle ifade ediyorlar.NE ZAMAN BOŞLUK DOLACAKAnnan'ın tarafları New York görüşmelerine davet ederken verdiği yol haritasına göre, eğer Türkiye ve Yunanistan da uzlaşmaya katkıda bulunamazlarsa sonunda Annan, 29'undan sonra devreye girerek planı dolduracaktı. Ama şimdi Annan farklı bir yaklaşım izliyor, planın taslağını veriyor. Bugün yarın hep bir arada, taslağa son şeklinin verilmesini istiyor. Çünkü, bu planının uzlaşı sonucunda ortaya çıkmasını tercih ediyor BM Genel Sekreteri. Anlaşmanın en baştan, ‘‘Annan'ın dayatması’’ damgasını yemesi iyi olmaz tabii. SU VE RESİMGörüşmelerin sıkıntılı bekleyişi içinde yaşadığımız tek hoşluk önceki akşam, yakındaki Luzern kentinde Picasso'nun modeli ile tanışmamız oldu. 71 yaşındaki Angela Rosengart, dünyaca ünlü bir koleksiyoncu aynı zamanda. Picasso koleksiyonunu kantona hediye etmiş. 17 yaşında tanışmış Picasso ile ve karşısına oturmuş. ‘‘Onun modeli olmak çok zor, ama çok heyecan vericiydi’’ diyor ‘‘hiç kıpırdamamı istemezdi. Kaskatı olurdum. Üstelik gözleri çok etkiliydi. Onun ok gibi bakışları altında delik deşik olduğumu hissederdi.’’ Picasso'nun, 1966'da yaptığı resmindeki kolye ve küpelerle bu sefer bana poz veriyor, muhteşem zerafeti ve tüm görmüş geçirmişliğiyle. Su akarken resim çekilmediği gibi, hareket anının resmi de iyi sonuç vermiyor. Kıbrıs resminin netleşmesi için üç gün daha daha beklemek gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları