Kıbrıs ve sağlamcılık

KIBRIS'ta çözüm istemek ile pazarlıkların en sert aşamasına girilen bu süreçte zorlukların altını çizmek birbiriyle çelişen tavırlar değil.

Kalıcı bir barış için, Annan Planı'ndaki belirsizliklerin netleşmesini isteyen müzakerecileri, ‘‘haydi yürü’’ diye arkadan itelemek bu dönemde ne kadar doğru olur acaba? Tabii ki ne kadar fazla noktada bir uzlaşma sağlanırsa o kadar iyi, çünkü işin sonunda boşlukları doldurmak BM Genel Sekreter'i Kofi Annan'a kalacak. Ama tarafların kendi çıkarlarını sağlama bağlama arayışları, sonunda kararı verecek olan halkın karşısına çıkarken, ‘‘bunu istedik, almayı kabul edebileceğimiz buydu’’ diyecek şeffaflığı ve iç rahatlığı için şart.

Geçen hafta başlayan görüşmeler, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın dediği gibi sadece bir ‘‘peşrev’’ idi. Bugüne kadar uzlaşmaya varılamamış olan esasla ilgili noktalardaki müzakereler yarından itibaren başlayacak.

Cuma günü, görüşmelerin kısa sürmesi, BM'nin taraflar arası bir uzlaşma arayışı içinde olmadığı iddialarını gündeme getirmişti. Annan'ın hazırladığı çözümü kabul ettirmek için taraflara zaman doldurtuluyor diyenler çıkmıştı. KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, bu soruyu BM yetkililerine yönelttiğinde, ‘‘kesinlikle böyle bir şey yok’’ yanıtı aldığını söylüyor.

Yarınki görüşmelerin ana çerçevesi bugün belli olacak. Bu hafta yine planla ilgili belirsizlikleri tartışacağız.

DAMGA VURAN TARTIŞMA

GEÇEN
haftaya damgasını vuran tartışma da tam olarak sonuçlanmadı. Varılacak anlaşmanın, ileride Avrupa Birliği ve Uluslararası İnsan Hakları mahkemesine başvurular sonucunda değişikliğe uğramasını engelleyecek güvenceler konusunda henüz netlik yok.

Eğer geçen yıl anlaşmaya varılabilse ve Kıbrıs'ın AB'ye katılım anlaşmasına girebilseydi bugünkü tartışma yaşanmayacaktı. Anlaşma olduğu gibi AB'nin öncelikli hukuk maddeleri arasında telakki edilecek ve değiştirilemeyecekti. Ama olan oldu. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen, katılım anlaşmasının 10'uncu maddesinin dördüncü protokolüne göre bu konuda bir güvencenin bulunduğunu söyledi.

Her ne kadar, Kıbrıs'ta bir anlaşmaya varılması halinde düzenlemelerin Avrupa mahkemesinde öncelik taşıyacağı ileri sürülse de, AB hukukunda, öncelikli hukuk alanına girecek derogasyonların kararını, Başkanlar Konseyi'nin vermesi gerekiyor. Üye ülkelerin devlet başkanlarının alacakları kararın da üye devletler parlamentolarında yeniden onaylanması şart.

Bu noktada, sadece KKTC değil Türkiye'nin de Brüksel'den daha net bir mesaj beklemesi doğal.

GERİ DÖNÜŞ BELİRSİZLİĞİ

ANNAN
Planı'ndaki belirsizliklerden birisi de vatandaşlık haklarıya ilgili. En fazla tartışılan noktalardan biri geri dönüşlerin sınırlandırılması. Plan, Türkiye Avrupa Birliği üyesi olana kadar Kıbrıs Türk oluşturucu devletine Rumların geri dönüşlerine sınır koyma hakkı veriyor. Rumlar için de geçerli tabii aynı hak. Ancak bu kısıtlamanın da sınırı var. Anlaşmanın kabul edilmesinden 15 yıl sonra karşı taraftan gelip yerleşenlerin oranı, oluşturucu devlet nüfusunun yüzde 21'ine ulaşırsa kısıtlamalar getirilebiliyor. Bu noktada bazı belirsizlikler var, geri dönüş haklarına kısıtlama getirilemeyecek olan bir kitle var. 65 yaş üzerindeki eski mal sahipleri ile eşleri ya tek bir kardeş ya da tek bir çocukları. Onların tavan sınırı yok. Sırf onlar yüzde 21 limiti aşarsa ne olur? Belli değil. Ayrıca 15 yıl içinde, oluşturucu devletin nüfusu artacak, o günkü nüfus dikkate alınarak yüzde 21 oranı belirlenirse, geri dönenlerin sayısı da artacak. Bazı uzmanlara göre, bu nüfusun seçmen olması halinde, oluşturucu devlette seçim sonuçlarını etkileyecek siyasi güce sahip olabilecek. Parti kurması durumunda anahtar parti olabilir. Hatta Plana göre, oluşturucu devlete ait olan vatandaşlık verme hakkını kolaylaştıracak kararlar alınmasında etkili olabilir.

Bu belirsizlikler, her iki tarafın da aynı noktada birbirine zıt isteklerinin olmasından kaynaklanıyor. Ve varılacak her uzlaşma, içinde sorularını da taşıyacak. Sorular, işi sağlama bağlama isteğinin, endişelerin ve güvensizliklerin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları