Kerkük, Kudüs olmamalı

KERKÜK'ün ortasındaki Musalla mahallesi, 150 bin kişilik nüfusuyla bir Türkmen mahallesidir. Tam karşısındaki mahallede ise Kürtler yaşar.

Geçen yıl sıcak bir sonbahar gecesi, sakin gibi görünen mahallelerin içinde yaşananları, Kerkük'te ilmik ilmik örülenleri anlamak için gece yarısından sonra Musalla mahallesine götürdüler beni. Gördüklerim şaşırttı. Meydanın ortasındaki yüksek anıtın üzerinde elleri silahlı gençler, karşı mahalleyi gözlüyorlardı.

Türkmenler ancak böyle rahat uyuyabiliyorlardı.

Amerikalıların, Peşmergenin elinden silahları almadığını, buna karşın kendilerine az sayıda silaha izin verildiğini anlatıyor ve bu durumdan yakınıyorlardı.

Kerkük sokaklarında karşılaştığım hava, özgürlük rejimine ilerleyen bir toplumun havası asla değildi.

Káh Bosna'yı andırıyor, káh Kudüs'ü çağrıştırıyordu.

Kent iğne üzerindeydi.

Her an bir saldırı ihtimaline karşın Kerkük'te, Saddam rejiminin devrildiği 9 Nisan'dan beri gece nöbetler tutuluyor.

Türkmenlerin yanı sıra, Asuriler ve Araplar da tetikte. Kürtler ise, ‘‘Burası bizim baş kentimiz’’ havasında.

Kerkük, sıradan bir kent değil. Bunun nedenini sadece petrolde de aramak yanlış. Kürtler için bağımsızlık sembolü, Türkmenler için ata yurdu, Araplar açısından ise Irak'ın geleceğinin güvencelerinden biri. Ortak özelliği, vazgeçilemezliği.

Onu Kudüs'e benzeten yanı da bu zaten.

* * *

KERKÜK'te gerginlik, geçici yönetim konseyindeki Kürt üyelerin 20 Aralık'taki girişimlerinden sonra arttı. Önce Kürtler yürüyüş düzenleyerek, federasyon önerisine ve bu öneride yer alan ‘‘Kerkük, Tamim, Nineva ve Diyala Kürt bölgesi içinde olmalıdır’’ açıklamasına destek verdiler.

Ardından Türkmenler ve Araplar bunu protesto etmek için yürüdüler ve yürüyüşte kan döküldü.

Gerginlik sürüyor. Ama işin arka planına baktığımda bunun zamansız atılan bir adımın sonucu olduğunu görüyorum.

Irak'ta iktidarın halka devri süreciyle ilgili çalışmalar kapsamında Amerikalı yönetici Paul Bremer'in taraflara imzalattığı takvime göre, Irak'ın sistemi, yönetim yapısı 2005 yılı ortalarında gündeme gelecek. Kürt liderlerin federalizm meselesini şimdi ortaya atmaları, kendilerinin de altında imzaları bulunan anlaşmaya uymuyor her şeyden önce.

Geçici Yönetimin gündeminde şimdi, iktidarı haziran ayı sonunda geçici hükümete devretmek ve bunun alt yapı hazırlıkları var. Federalizm tartışmaları önümüzdeki yılın meselesi ve kurulacak olan Meclis'in yetkisinde.

Geçici Konsey'in zaten böyle bir yetkisi yok.

Öyleyse neden şimdi?

Bu soruyu dün yönelttiğim bir Kerkük'lünün yanıtını olduğu gibi aktarıyorum. ‘‘Şu sıralar, kuzeyde yerel seçimler, sivil toplum örgütlerinin seçimleri var. İktidar mücadelesi kızıştı. Herkes kendi seçmenine göz kırpmak istiyor. O yüzden böyle zamansız bir adım atıldı.’’

* * *

NEDENİ ne olursa olsun, Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda gönüllü bir karara varılmadıkça Kerkük Irak'ın ve bölgenin istikrarı açısından en riskli bölge olmaya devam edecek. Çünkü Kerkük'ün patlaması, şu ana kadar yaşanan çatışmalara benzemez. Onlar, dışarıdan gelen bir gücü hedef alan terör eylemleri. Kerkük'ün riski ise iç savaş. Üstelik de bölgeye yayılma potansiyeli taşıyan bir risk tehdidi.
Yazarın Tüm Yazıları