Kerkük itirafı

AMERİKALI komutanlar, Kerkük çevresinde durumun ne kadar kritik olduğunu peş peşe açıklamaya başladılar.

Ocak ayında yapılması öngörülen seçimler için önümüzdeki ay Kerkük’te sayım var.

Sayımdan Kerkük’ün bir ‘Kürt kenti’ olarak çıkması için Kuzey Irak’taki Kürt yönetimleri halkı para vererek Kerkük’e kaydırıyor.

Kentin çevresinde çadır mahalleler oluşturulmuş durumda. Haberler böyle geliyor Kerkük’ten.

Amerikalı komutanlar bile, ağustos ayında gerçekleşen Kürt göçü karşısında şaşkınlıklarını gizlemiyorlar. Dünkü Amerikan gazete ve televizyonlarında yayınlandı bu haberler.

Gerçeği anlamaları ne kadar uzun sürdü farkında mısınız?

Irak’ta savaş başlamadan yıllar önce, Türkmen meselesi gündeme getirildiğinde, bunu sadece Türkiye’nin Irak’tan parsa kapmak için ortaya attığı yapay bir mesele olarak değerlendirdiler. Sadece Amerikalılar değil, bazı arkadaşlarımız da aynı şeyi savundular.

Doğru dürüst bir Türkmen politikası bir türlü oturtulamadı.

Ama şimdi Kerkük bölgesinden sorumlu 1. Amerikan Piyade Tümeni Komutanı John Batiste bile, ‘İç savaş’ riskinden söz ediyor.

Bir süre sonra Amerikalılar, Telafer olayında da Kürtler tarafından ‘yanıltıldıklarını’ açıklarlarsa şaşırmam.

* * *

KERKÜK’ün etnik dengesinin, hangi grubun lehine olursa olsun değiştirilmeye çalışılması Irak’ta, bugüne kadar yaşananlardan çok daha sıkıntılı bir süreci tetikleyecek.

Bu coğrafyada bir iç savaş, Balkanlardakine de benzemez. Gözü karalığın ve insafsızlığın Bosna’yı da Kosova’yı da aştığını görmeyen var mı hálá?

Kaldı ki, Türkmenler bölgede, 90 yıldan beri sadece siyasi muhalefet yapmış, silahlı mücadele deneyimi olmayan bir grup. Kürtlerin silahlı mücadele geçmişinin tarihi ise çok eskilere dayanıyor.

Bir de Araplar var. Onlar da on beş yıl öncesine kadar bölgenin en güçlü ordusunun bel kemiği.

Her ne kadar, şu anda geçici yönetimin lideri El Yaver, Talabani’nin akrabalarından bir kadın bakan ile bilmem kaçıncı karısı olarak evlenmeye hazırlansa ve seçimlerde Kürtlerin desteğini garantiye çalışsa da bir işe yaramaz. Halk savaşı bir patlak verdi mi- Arap aşiretlerinin en güçlüsünün lideri kurmuş da olsa- denge menge kalmaz ortada.

* * *

TÜRKİYE’nin tepkisinin Washington’da rahatsızlık yarattığı anlaşılıyor. Ankara’nın ‘nereye kadar gidebileceği’ hesaplanıyor. Washington’da, Irak savaşı öncesi sahnede koşuşturup duran bazı sivri akıllılar, ‘İslamcı çevrelere mavi boncuk dağıtarak’ Türkiye’nin karşı duruşunun kırılabileceği hesaplarını hálá yapıyorlar.

Oysa mesele Ankara’nın nereye kadar gidebileceğini ölçme meselesi değil, Irak bataklığı kurutulamayacak hale geldiğinde neler olabileceğini hesaplama meselesi.

Türkiye açısından önemli olan Irak’ta istikrarın bir an önce yeniden kurulması. Türkmenlerin haklarının korunması, Kürtlerin, Arapların, Asurilerin haklarının korunması kadar önemli.

Ama ABD, bu ince dengeleri dikkate alabilecek hassasiyeti ve birinci Körfez Savaşı sonrası bölgede sahip olduğu siyasi etkinliği çoktan kaybetti.

Kerkük itirafı, eğer bir önlem alınamayacaksa bu durumun en açık kanıtı olacak.
Yazarın Tüm Yazıları