Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz?

Güncelleme Tarihi:

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2016 11:59

Duymayan, bilmeyen kalmadı, evet: Şeker, zehirden farksız! Diyelim ki çaydan kahveden şekeri kestik, tatlıyı azalttık, şeker deposu kutu içecekleri zinhar evimize sokmadık. Peki yeterli mi? Hayır; şeker, hele de işlenmişi, ekmeğinden makarnasına, pilavından meyve suyuna elinizi attığınız her yerde! 'Beyaz zehri' hayatınızdan tamamen çıkarmak nasıl bir deneyim olurdu peki?

Haberin Devamı

Bütün olay Damen Gameau isimli zatın 'That Sugar Film' isimli eserini izlememizle başladı. Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Gameau, “Şu kadar gün şeker yemezseniz vücudunuzda ne olur biliyor musunuz?” akımının erken kalkıp yol alanlarından. Kendisi bu yola eşini tavlamak için girmiş. Sonradan kraldan çok kralcı olarak, işin filmini çekmeye kadar gelmiş.

 

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz

 

Bize 1.5 saat boyunca işlenmiş şekeri kesersek enerji seviyemizin ne kadar artacağını, efendime söyleyeyim ‘mod’umuzun yükseleceğini, dünyanın en süper insanı olacağımızı anlattı durdu. Arada “Bu Amerikalılık olacak iş değil, bir kere bırak şekeri mekeri, bir oturuşta o kadar yemek yenir mi arkadaş” ve “La bu Aborjinler size ne etti” gibi soruları da sorduk ama şimdi oraya hiç girmeyelim.

Haberin Devamı

Neticede ben ki kutu içecek falan pek içmem, yine de “Şu gofrette 14 küp şeker var, bir kaşık barbekü sosta 4 küp şeker var” diye uzun uzun anlatılınca, “Ben at mıyım kardeşim ne diye küp küp şeker yiyorum” diye isyan ettim. İşin diğer kısmında da tam ikna olmadığımız iddialar öne sürüldü. Ortadaki diyet fırsatını da gördük, “Hodri meydan” diyerek bir deneyelim dedik...

Biraz körlemesine girmişiz. Önce başlayıp sonra “İyi de biz ne yiyeceğiz şimdi” diye düşünmeye başladık. 

 

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz

 

 

İLK HAFTA NASIL GEÇTİ?

- İşlenmiş şeker yemiyorsunuz tamam da, ayarsızca meyve ve kuruyemiş yiyorsunuz. At olmaktan kurtuldum fakat dev sincap gibi bir şey oldum bu sefer de.

- Etiket okuma alışkanlığı geliyor. Sonra kaldı bu; iyi de oldu.

- Mutfak masrafı uçuyor. Böyle bir rezalet olamaz. Sokakta hızlı yenilebilecek neredeyse her şeyde şeker var. Hepsi yalan oluyor. Evde yemek yapmak ve çantada yiyecek bulundurmak da şart. İlgili blog’lar sürekli avokadolu kinoa salatası gibi şeyler öneriyor. Buralarda “Antin kuntin beslenme zengin işi” sonucuna varıp pes etmek mümkün.

 

Haberin Devamı

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz



- Ekmek işini bir hafta kafamız basmadı. Bir girdiğimiz blog “Tam buğday vs yenebilir” diyor, diğeri “Muzdan ekmek yap en temizi” deyip işin içinden çıkıyor. “Bir hafta dayandık; bari sistemi cahillikten kazara bozmayalım” diye düşündüğümüzden ilk haftamız ister istemez paleo diyetine bağlandı. Neyse sonuçta fırınımızdan yiyebileceğimiz ekmek modelini bulduk, aldık. Uzun da dayanıyor.

- “Meyvede de şeker var, bal yanlış” gibi noktalardan hareketle hiç yemeyenler var ama biz filmdeki abi ve bazı 'şekersiz' blog’ları referans aldık. İşlenmemiş, doğal şekeri serbest bıraktık. Tatlı krizi geldiğinde (ki bu da gerçekten sigara gibi arada bir anlamsızca geliyor ilk hafta) muz, nar, bal, badem, çiğ kakao gibi karışımlarla işi çözdük.

- “Bir süre sonra canın hiç tatlı istemiyor” önermesi doğru. Gerçekten bir yerden sonra rahat oluyor. 3 ay sonra baklavaya girdim. 'Ben bu tepsinin yarısını yerim herhalde' diye başladım. bir tane attım “Bu muymuş ya” dedim. Reseptör mü, ne oluyorsa artık, şeker güzel gelmemeye başlıyor.

 

Haberin Devamı

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz

 

İKİNCİ HAFTA

İkinci haftadan sonra işler rayına oturdu. Neyi nereden alacağımızı bulduk. Yemek listemiz hem çeşitlendi hem de insan bütçesine göre ayarlandı. “Dışarıdan komik mi görünüyoruz” kaygılarını atıp, metrobüse yulaflı şunlu bunlu kavanozlarımızı kaşıklayarak binebilir olduk (ki gerildiğimiz kadar da yokmuş, toplu taşıma bir can pazarı, kimsenin kimseyi umursayacak durumu yok.)

 

SIKINTI YARATMAYA DEVAM EDEN KONULAR

- İstemediğiniz ot burnunuzun dibinde bitermiş. Durup durup önünüze tatlı koyuyorlar. 3 ayda 4 kere Antep’ten baklava getirip önüme koydular. Yemedim...

- Meyveli irmik yapayım diye markete gittim. Bir heyecanla malzemeleri topladım. İrmiğin etiketine bakmayı ancak eve gelince akıl ettim. İçinde şeker olduğunu görünce yaşadığım acıyı anlatamam. Kendime bu kadar sinirlendiğim azdır. Anlatırken bile sinirleniyorum. Baksana şunun arkasın baştan. 

 

Haberin Devamı

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz

 

- İçki de yasak. Yine esnek’ blogger’lar ‘saf’ likörlere izin veriyor (insanız en nihayet.) Ama biz yapmışken tam yapalım diye içmemeye de gayret ettik. Sosyal ortamlarda elinde sodayla geziyorsun, biraz saçma oluyor.

- Tatlı ikramını reddedince halkımız kırılıyor. Düzenli gittiğim yerlerde, yine düzenli olarak tatlıya “almayayım” demek ısrar edilmesine sebep olduğundan yalan söylemeye başladım “Şeker var bende" diye. Söyleye söyleye kendimi mi ikna ettim, ne olduysa, sonunda kendimi internette diyabetle ilgili sitelerde gezerken buldum. “Sen şeker hastası değilsin” diye kendimi çekip konuşmam gerekti.

Haberin Devamı

- Sokakta acıkmak büyük dert. Paşabahçe Stadı’nda herkes köfte ekmek yerken çantamdan muz çıkarmayı o ortamda gözüm kesmediğimden, dört paket çekirdek çitledim. Maçtan çıktığımda Angelina Jolie dudaklarına sahiptim.

- Çay ve kahvede şekersize geçtim. “Çayın tadı daha güzel olacak” diyordu herkes, hâlâ da diyorlar. Öyle bir şey olmadı. Kahveye şekersiz alıştım. Çayda o noktaya gelemedik. Kahve içmemek için çay içiyorum, durumum o. Ama bir Japonluk geldi. Bitki çayı çok içiyorum mesela.

 

 

FİNAL TESPİTLERİ

- Hiç niyetim olmamasına rağmen 4 kilo verdim.

- Karnımda şişlik şikâyetim vardı. Geçti.

- O anlattıkları 'modun değişiyor enerjin uçuyor' kısmı yok. En azından bende öyle bir şey olmadı. Aynı kalitede depresebildim rahat rahat.

- Uyku meselesinden emin değilim.

- Cildimin parladığını, yaşlanma sürecini durdurup bomba gibi olduğumu sanmıyorum.

- Ama abur cubur, market zırvası yememek insana her türlü iyi hissettiriyor.

- İçine şeker atılmış zeytinyağlıyı direkt yakalıyorsunuz. 

 

 

Hiç şeker kullanmadan 3 ay dayanabilir misiniz

 

TATLI DEĞİL AMA MAKARNA AŞERDİM

Tabii en nihayetinde beyaz yakalı bir insanım. Üstelik plazam da “Batının çalışma ortamını alalım” diyenlerden değil. Açık mutfağımızda yığılı meyveler, geniş sağlıklı beslenme seçenekleri, çalışma alanımızın etrafında tartan pist, pinpon masası gibi tesislerimiz yok. Dolayısıyla yemekhanede çorba içerken içine katılan unu da içiyorum. Bu bağlamda yüzde 100 bir ‘sugar-free’ diyetini tüm çabama rağmen yakalayamamış olabilirim. Bu şartlarda bu kadar oluyor, yapacak bir şey yok.

3 ayın sonu için de güzel programlarımız vardı. Tatlı falan değil, en çok makarna aşerdik. Planımız, süre dolduğunda kendimizi hamur işine vermekti. Maalesef denk gelmedi. Kendi finalimi yemekhanede bana uyan hiçbir şey bulamayıp mecburen mantı yiyerek yaptım. İyi bir mantı değildi. Ama 3 ay sonra hamuru şekeri bünyeye basmanın etkisini anında hissediyorsunuz. Bir ağırlık ve uyku çöktü, üstüne de keyfim kaçtı. Mantı ‘bad trip’i diye bir şey varmış.

Şimdi geldiğimiz noktada 'pilavda da şeker var, yemeyeyim' veya 'tatlı gördüm kaçayım' yapmıyorum ama marketten çikolata gofret veya paketli ne varsa almıyorum. Tatlı yiyeceğim zaman “Gider tatlı gibi tatlı yerim, kralına yol vermişim, soytarısıyla uğraşamam” diyorum. Eve de paketli, şekerli, fruktozlu bilmemneli ürün hiç almıyoruz.

 

 

BAKMADAN GEÇME!