Dünyada doğum yaşı gittikçe artıyor, 40 yaş üstü anne olan kadınlar anlatıyor: ‘Kızım çocuktan ziyade torun gibi oldu’

Güncelleme Tarihi:

Dünyada doğum yaşı gittikçe artıyor, 40 yaş üstü anne olan kadınlar anlatıyor: ‘Kızım çocuktan ziyade torun gibi oldu’
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2023 08:45

Günümüzde kadınların kariyerlerine odaklanmak istemeleri gibi kişisel sebepler ve gelişen teknoloji anne olma yaşının ilerlemesini sağladı. Özellikle son 10 yılda doğum yapan 40 yaş ve üzeri kadınların sayısında gözle görülür bir artış söz konusu. Peki ileri yaşta anne olmak nasıl bir duygu? Hem fiziksel hem de psikolojik yönden zorlukları daha mı fazla? Yoksa ileri yaş bilinci, süreci kolaylaştırıyor mu? 40 yaş ve üzerinde anne olan kadınlar tüm bu sorulara cevap niteliğinde kendi hikayelerini anlatıyor...

Haberin Devamı

40 yaşın üzerindeki kadınların gebe kalma ve doğum yapma olasılıklarının daha genç yaştaki kadınlara oranla düşük olduğu herkes tarafından biliniyor. Uzmanlar, 40 yaş ve üzeri kadınların hamile kaldıklarında preeklampsi, gebelik diyabeti ve diğer gebelik komplikasyonlarına karşı daha hassas olduklarının altını çiziyor.

Tüm bu risklere rağmen, dünya genelinde kadınların anne olma yaşı her geçen gün biraz daha artıyor. ABD’de yapılan bir incelemede yaklaşık 40 yıl boyunca, 40 ila 44 yaşları arasında doğum yapan kadınların oranının istikrarlı bir şekilde arttığı ortaya çıktı. Araştırma sonucuna göre 2020’de ABD’deki genel doğum oranı düşerken, 40'lı yaşlarının sonlarındaki kadınlar arasındaki oran arttı.

Araştırmacılar, 40 yaşından sonra anne olmayı tercih edenlerin sayısındaki artışın sebebinin, kadınların erken yaşta aile sahibi olmak yerine kariyerlerine odaklanmasını sağlayan değişen sosyal normlar olduğuna inanıyor. Bir diğer sebebin de ileri yaşta üremenin önünü açan teknolojik ve tıbbi gelişmeler olduğu düşünülüyor.

Haberin Devamı

New York Times gazetesi geçtiğimiz günlerde 40 yaşından sonra çocuğu olan annelerden deneyimlerini paylaşmalarını istedi ve yaklaşık 1200 kadın gazeteye hikâyelerini gönderdi. Biz de benzer şekilde ülkemizdeki 40 yaş sonrası anne olan kadınlarla konuştuk.

İşte hem ülkemizden hem de dünyadan 40 yaş üstü anne olan kadınların kendi ağızlarından hikayeleri, deneyimleri, korkuları, acıları ve mutlulukları…

MENOPOZ SANDI HAMİLE ÇIKTI

Aysel Y., üçüncü çocuğunu 43 yaşında doğurdu

İki kız çocuğum olduktan sonra üçüncü bir çocuk fikrini hiç düşünmemiştim ve gerekli önlemleri de alıyordum. Zaten kızlarım da asla bir kardeş daha istemiyordu. Çocuklar okullarını okuyordu, eşim ve ben de çalışıyorduk kısacası rutin bir hayatımız vardı. 43 yaşına bastığımda regl olmamaya başladım. Çoğu arkadaşım da menopoz sebebiyle aynı durumda olduğundan, kendimi bu sürece hazırlamıştım. Ancak diğerleri gibi terlemelerim olmuyordu, hatta bu yüzden kendimi şanslı sayıyordum.

Üç ay kadar regl olmadıktan sonra hafiften mide bulantılarım başlamıştı. Daha önceki hamileliklerimden de hatırladığım şeyleri tekrar yaşıyor gibiydim ama kendime bunu itiraf edemiyordum. Sonunda eşimin de ısrarıyla dört ayın sonunda hastaneye gittim. Doktora menopoza girdiğimi ancak eşimin ısrarıyla kontrole geldiğimi söyledim. Tabii hemen kan testi istedi. İşler ciddileşince beni de panik kaplamıştı ve kendimi hamile olmadığıma ikna etmeye çalışıyordum. Birkaç saat sonra sonuçlar doktorun önüne geldiğinde büyük bir kahkaha attı. Ben kendimi menopozda sanıyordum fakat hamileydim…

Haberin Devamı

Hayatın bana 43 sene sonunda yaptığı bir şaka gibiydi. Aklımdan bir sürü senaryo geçiyordu. Ya engelli olursa? Ya bakamazsam? Ya doğumda ölürsem? Neyse ki bunların hiçbiri olmadı, oğlum sağlıkla dünyaya geldi. Evet, kızlarımda olduğum kadar sabırlı ve genç bir anne değilim ama onu da elimden geldiğince iyi büyütmeye çalışıyorum.

‘KIZIM ÇOCUKTAN ZİYADE TORUN GİBİ OLDU’

Fatma K., üçüncü doğumunu 44 yaşındayken yaptı

Üç çocuğum var. İlk oğlumu 26 yaşında ikinci oğlumu 29 yaşında dünyaya getirdim. Üçüncü çocuğumu ise 44 yaşında doğurdum.

İlk iki gebeliğimle kıyasladığımda son hamileliğimi her ne kadar yaşım daha ileri olsa da çok daha keyifli yaşadım. Tansiyon hastası olmama rağmen daha rahat ve sakin bir gebelik süreci geçirdim. Aynı sakinlik doğum sonrası da devam etti. Kızım dünyaya geldikten sonra ne fiziksel ne de ruhsal anlamda bir sıkıntı yaşadım. Ben sakin olduğum için kızım da oldukça uysal ve huzurlu bir bebek oldu. Ben annenin sakin ya da stresli olmasının bebeğin de aynı duyguları yaşamasına etki ettiğine inanıyorum.

Haberin Devamı

İlk çocuklarımda çevrenin çok etkisi oluyordu, söylenenleri kafaya takıyordum ya da yanlış yönlendirildiğimi fark edemiyordum. Çok bilinçli de olmadığım için yaşarken fark edemiyordum. Ama kızıma hamileyken bunları yaşamadım çünkü kendime güvenim tamdı ve yüzde 100 farkındalıkla gebeliğimi yaşıyordum.

Kızım şu an 9 yaşında. 44 yaşında doğum yapınca aslında kızım çocuktan ziyade torun gibi oldu. İlk doğum yaptığımda çok üzülüyordum hatta ara ara hala üzülüyorum; ileri yaşta doğum yaptığım için "Kızımın bazı şeylerini görebilecek miyim? Üniversite hayatında yanında olabilecek miyim?" diye düşünüp endişelenebiliyorum. Ama tüm endişelerime rağmen kızım iyi ki doğmuş, iyi ki hayatımıza girmiş. Hayatımıza renk kattı. Kızım çok özgüvenli, kendini rahat ifade edebilen, iletişim becerisi yüksek bir çocuk. Abilerinin çocukluk dönemlerine kıyasla farkını ben anneleri olarak dışarıdan bakında görebiliyorum. Bunun en önemli sebebinin eşimin de benim de daha bilinçli ebeveynlik yapıyor olmamız olduğuna inanıyorum.

Haberin Devamı

‘EŞİMİN İNADI UĞRUNA DOKUZ YIL KAYBETTİK’

İnci K., 45 yaşında anne oldu

Anne olma fikri evlendikten beş yıl sonra, 34 yaşındayken gözüme güzel gelmeye başladı. Bana güzel gelmeye başladı ama maalesef çocuk sahibi olmamız çok uzun zaman aldı. Bebek denemeye başladık fakat ben bir türlü hamile kalamayınca eşimle doktora gitmeye karar verdik. İkimiz de ayrı ayrı muayene olduk, çeşitli testler yapıldı ve sonunda eşime azospermi teşhisi kondu. Bu kelimeyi ikimiz de hayatımızda ilk kez duyuyorduk. Doktorumuzdan azosperminin verilen meni örneğinde hiç sperm hücresi görülememesi durumu olduğunu öğrendik. Eşim problemin kendisi kaynaklı olduğunu öğrenince çok üzüldü, tam anlamıyla gurur meselesi haline getirdi ve iş öyle bir yere geldi ki tedaviyi reddetti, baba olmak istemediğini söyledi.

Haberin Devamı

Dünyam başıma yıkılmıştı. Eşime konan teşhise mi üzülsem yoksa tepkisine mi bilemiyordum. Çok hassas bir konuydu ve ben de sinirlerime hâkim olmak için çok çabaladım. Eşimle fazlasıyla duygusal, gergin, ara ara tartışmalı ama bolca ikna etmeye yönelik bir süreçten geçtik. Bu süreç çok çok uzun sürdü; tam dokuz yıl… İtiraf edeceğim bu dönemde defalarca boşanmanın eşiğinden döndük. Ama sırf bebek sahibi olmak için hayatımın aşkı olduğuna inandığım insandan ayrılmak istemiyordum çünkü ben başkası ile bir bebek büyütme hayali kurmuyordum. Bebeğim olacaksa babası da eşim olmalıydı. Dokuz yılın sonunda eşim tedaviyi kabul etti. Hızlıca tedavi sürecine girdik, sayısız test, analiz derken eşimde sperm üretiminin yeterli olduğu ancak sperm kanallarında tıkanıklık olduğu için gebeliği engellediği ortaya çıktı. Çözüm cerrahi operasyondu.

Operasyondan bir yıl sonra tüp bebek tedavisine başladık. Tüp bebek tedavisi beklediğimizden çok daha hızlı sonuç verdi ve beklediğimiz o harika haberi aldık; hamileydim! Kızım şimdi 1 yaşında ve biz inat uğruna geçen koskoca dokuz yıla yanıyoruz. Keşke eşim tedavi için direnmeseydi, keşke daha önce anne baba olabilseydik.

İLK KIZI 44 YAŞINDA İKİNCİSİ 46’DA DÜNYAYA GELDİ

Brigitte M., 44 yaşında anne oldu

20'li ve 30'lu yaşlarımda anne olmak istediğimden o kadar emindim ki daha hamile kalmadan bebek kıyafetleri satın almaya başlamıştım. Bir hafta sonu alışveriş yaparken, gelecekteki kızım için ufacık sarı bir önlük aldım. Bundan tam iki hafta sonra, 35 yaşındayken, hamile kalamayacağını öğrendim. Yine de anne olmak için can atıyordum. 40’lı yaşlarıma geldiğimde o zamanki eşim ile embriyo bağışı yöntemiyle çocuk sahibi olmaya karar verdik. Bu yöntemle 44 yaşındayken ilk kızımı 46 yaşında ise ikinci kızımı dünyaya getirdim. Her yıl kızlarımın embriyo transferlerinin yıldönümlerini kutluyoruz. Şu an bulunduğum yerde olmak için çok mücadele ettim. Burada olduğum için gerçekten gurur duyuyorum.

Embriyo bağışı, kadının kendi yumurtaları ile hamile kalamadığı ve erkeğin yumurtayı dölleyebilecek spermi olmadığında çiftlere tavsiye edilen bir yöntemdir. Embriyo bağışı yöntemi, bağışçı bir kadından alınan yumurta ile bağışçı bir erkekten alınan spermin laboratuvar ortamında döllenmesi sağlanarak oluşan sağlıklı embriyonun doğuracak kadına transfer edilmesi işlemidir.

YAŞ İLE BİRLİKTE GELEN GÜVEN

Ngozi O., 44 yaşında anne oldu

Eşim ve ben taşıyıcı anne ile bebek sahibi olduk. 20’li ve 30’lu yaşlarımda anne olmak için hazır hissetmiyordum, kariyerime odaklanmak istiyordum; önce avukatlık yaptım ardından hemşire olmak için çalıştım.

44 yaşında anne olma kararım planlıydı. Geç yaşta çocuk sahibi olma fikri kendimi daha güvende hissetmemi sağladı. Birkaç hafta önce eşimle beraber altı aylık ikizlerimize uyku eğitimi verme kararı aldık. Bebeklerimin duvarların arkasından ağlamasını dinlerken ben de ağladım ama içeri girip onları yatıştırmamak için kendini zorladım. O anda, daha gençken ebeveyn olsaydım her şeyin çok daha zor olacağını fark ettim.

Bir anne olarak güvenimin çoğunu 40’lı yaşlarımda olmama bağlıyorum. Bazen çevrimiçi ebeveynlik forumlarında geziyorum ve diğer anneler için üzülüyorum. Bebeklerim hakkında onlar kadar endişelenmiyorum, onları diğer çocuklarla kıyaslamıyorum. Hayatı bunun bir yarış olmadığını bilecek kadar uzun yaşadım. Kendime annelik konusunda daha çok güveniyorum.

GÜNÜN HER SANİYESİ YORGUN: HASTALIKTAN MI YAŞTAN MI?

Mollie A., 41 yaşında anne oldu

20’li yaşlarımın başından beri polikistik over sendromu ve hipotiroidizm sebebiyle hamile kalmamın çok zor hatta imkânsız olduğu söyleniyordu. Küçüklüğümden beri çocuk sahibi olmak istesem de çocuksuz yaşam fikrini kabul etmiştim.

Diğer hastalıklarımın yanında 2016 yılında bir de nöbet bozukluğu ya da daha yaygın bilinen adıyla epilepsi teşhisi kondu. Tam da bu sebeplerden 41 yaşındayken hamile olduğumu öğrenince inanmakta güçlük çektim. Test elimde dakikalarca bakakaldım. Hamileliğim süresince hastalığımı nasıl yöneteceğini bulmaya çalıştım. Doğum yapana kadar altı kez acil servise gitmek zorunda kaldım.

Şu anda beş yaşında olan kızım Ezra’ya bakarken yeterince enerjik olamadığım için suçluluk duyuyorum. Kızım ben hastalanmadan önce ya da daha gençken dünyaya gelseydi nasıl olurdu diye çok merak ediyorum. Yorgunluğumun ne kadarının hastalığımdan ne kadarının yaşımdan kaynaklandığından emin değilim. Yaptığım her şeyi sınırlandırmak zorundayım. Günün her saniyesi her zaman çok yorgunum.

* * * * *

‘TAKİP ETTİĞİM HAMİLELERİN YÜZDE 15’İ 40 YAŞ ÜZERİ’

40 yaş üzeri hamilelik oranı hızla artmaya devam ederken bu konunun tıbbi boyutu da merak ediliyor.

İleri yaş hamilelik hakkında önemli bilgiler veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe, ülkemizde de 40 yaş üstü anne olanların sayısının hızla arttığından bahsetti ve “Özellikle son 10 yılda benim takip ettiğim anne adaylarında 40 yaş ve üzeri anne olma oranında bariz bir artış gerçekleşti. Şu anda takibimde olan 40 yaş ve üzeri anne adaylarının oranının yaklaşık yüzde 15 olduğunu söyleyebilirim” dedi.

‘MENOPOZ YAŞI ÜLKEMİZDE 46’

Kadınların belli bir yaştan sonra hamile kalma oranının azaldığını hepimiz biliyoruz. Peki ya bu durumun ülkeler arası değişim gösterdiğini biliyor muydunuz?

40 yaş sonrası hamile kalabilme oranı genel olarak ülkeler bazında değişkenlik gösterebiliyor. Gelişmiş ülkelerde bu oranın daha fazla olduğunu söyleyebiliriz” diyen Kocatepe şöyle devam etti:

Gelişmiş ülkelerde yaşam süresinin daha uzun olması ve giderek uzaması, menopoz yaşının daha geç olması, beslenme ve yaşam koşullarının daha iyi olması, tüp bebek ve yumurta dondurma gibi yardımcı üreme teknolojilerinin daha ulaşılabilir ve gelişmiş olması bunda büyük rol oynuyor. Ülkemizin de geç yaşta hamile kalma konusunda gelişmiş ülkeleri yakalayacağını düşünüyorum. Menopoz yaşı gelişmiş ülkelerde 51 iken daha az gelişmiş ülkelerde 40'a kadar inebiliyor. Ülkemizde bu yaş 46 civarında.

İLERİ YAŞ GEBELİKLERDE YAŞANABİLECEK RİSKLER

“İleri yaş gebeliklerde meydana gelebilecek olası sorunlar nelerdir?” diye sorduğumuz Kağan Kocatepe, şu riskleri sıraladı:

-- Yaşı ileri olan anne aday adaylarında öncelikle gebe kalamama sorununun yaşla paralel olarak arttığını belirterek başlamakta fayda var. Gebeliğin düşükle sonuçlanma olasılığının yine yaşla paralel olarak yükseldiği de istatistiksel bir gerçek.

-- İleri yaş gebeliklerde anne adayında gebeliğe çeşitli kronik hastalıklarla başlama, gebelik şekeri ve gebelik zehirlenmesi ortaya çıkma ve erken doğum yapma olasılığı da yaşla paralel olarak artmaktadır.

-- Bebekte ise başta Down sendromu olmak üzere çeşitli kromozom anomalileri daha sık görülmektedir.

-- Tüm bunlara rağmen yine de ileri yaş gebeliklerin çoğu tıptaki ilerlemeler ve erken doğan bebeklerin daha etkili bir şekilde bakımı sayesinde sıklıkla olumlu sonuçlanmaktadır.

-- Artık kromozom bozukluklarının tayini için bebekten sıvı almak (amniyosentez) yerine çoğu durumda bebeğin kromozomlarına fetal DNA (NIPT) testiyle anneden aldığımız kan numunesinde bakıyoruz.

-- Gebelik şekeri, gebelik zehirlenmesi, erken doğum riski gibi durumların tanısı erken dönemde konulduğunda, eskiye oranla daha etkili tedavi seçeneklerimiz mevcut. Yenidoğan yoğun bakım üniteleri de çok erken doğan bebeklere bile sağlıklı yaşama şansı veriyor.

‘NASIL OLSA TÜP BEBEK VAR’ DİYE DÜŞÜNMEYİN!

İleri yaşta bebek sahibi olmak isteyen çiftler için birden fazla yöntem söz konusu. Bu yöntemlerden bahseden Kağan Kocatepe, “Öncelikle hamileliği ertelemek isteyen anne aday adaylarının yıllık olarak antral folikül sayımı dediğimiz yumurta sayımlarını ve AMH adını verdiğimiz kanda doğurganlık testlerini yaptırmalarında fayda var. Böylece yumurta sayısı düşme eğiliminde olduğunda ve hatta sayı normal olsa bile hamilelik ertelenmek istendiğinde yumurta dondurma seçeneği ile yumurtaların dondurulup daha sonra kullanılabilme olasılığı var” dedi.

Tüp bebek tedavisine güvenerek gebeliği ertelemenin de doğru olmadığının altını çizen Kocatepe, ‘“Nasıl olsa tüp bebek var, ben de geç kalırsam tüp bebek yaptırırım’ düşüncesiyle gebeliği ertelemek uygun değil. Tüp bebeğin başarısı kadındaki yumurta sayısı ile yakından alakalı ve yumurta sayısı düşüklüğünde en ileri tüp bebek teknolojilerinin bile başarı şansı daha az” dedi ve ekledi:

“Yaşı ileri olan çiftlerin evlendikten hemen birkaç ay sonra doktora başvurarak gerekli tetkiklerini (spermiyogram, hormonal tetkik ve ilaçlı rahim filmi gibi) yaptırmaları ve böylece muhtemel sorunların vakit kaybetmeden belirlenerek bir plan oluşturulması da çok önemli.”

‘KRİTİK BİR DURUMDA YUMURTA DONDURMA GÜNDEME ALINMALI’

“Düşükle sonuçlanan bir gebelik sonrası da internette çeşitli yerlerde yazdığı gibi 3-6 ay bekleyerek zaman kaybetmek yerine hemen bir adet döngüsü sonrası yeni gebelik çalışmalarına başlamaları yaşı ileri çiftler için son derece önemli” diyen Kağan Kocatepe ileri yaşta hamileliği düşünenler için özellikle şu öneride bulundu:

“İleri yaşta anneliği düşünenlere önerim; öncelikle yıllık muayeneleri mutlaka düzenli olarak yaptırmaları ve bu esnada yumurtalıkların durumunun gözden geçirilmesi. Eğer kritik bir azalma varsa yumurta dondurma işlemi gündeme alınmalı.”

BAKMADAN GEÇME!