Güncelleme Tarihi:
Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki bilim insanlarının yürüttüğü çalışmada, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin bir parçası olan Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi’nin, son 20 yılda topladığı kan testi verileri analiz edildi.
Çalışmanın sonucunda, 12 ila 21 yaşları arasındaki Amerikalı kadın ve kızların yüzde 40'ında demir eksikliği saptandı.
İncelenen yaş grubundaki her 17 kadından birinin, demir eksikliği anemisi teşhisi konulacak kadar düşük demir seviyelerine sahip olduğu bulundu.
‘ANEMİNİN SEMPTOMLARI GENÇ KADINLARDA NORMALLEŞMEYE BAŞLADI’
Bu istatistiklerin en endişe verici yanı ise tehlikeli derecede düşük demir seviyelerine sahip kadınların çoğunun, sorunun farkında olmaması.
Çalışmanın yazarlarından Hematoloji Uzmanı Dr. Angela Weyand, “Demir eksikliği olumsuz etkileri olan ve yeterince tanınmayan bir sorun. Hastalığın genel semptomları, hatta aneminin semptomları genç kadınlarda normalleşmeye başladı. Oldukça yaygın olan, kolayca teşhis edilen bu hastalık ele alınmazsa ölüm riskini artırıyor” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’DEKİ DURUM ABD’DEN DAHA ENDİŞE VERİCİ BOYUTTA’
ABD’deki tablo böyle olunca İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ece Yiğit Gençer’e ülkemizdeki durumu sordum.
Dr. Öğr. Üyesi Gençer, “Demir eksikliği anemisini çok sık görüyoruz, özellikle kadın hastalarda... Türkiye’de de en az ABD kadar olduğunu söyleyebilirim. Hatta en son Türkiye’de yapılan bir çalışmada sıklığın bölgelere göre değişmekle birlikte yüzde 30-50 arasında değiştiği ve bu oranların gebe kadınlarda daha da yüksek olduğu gösterildi” cevabını verdi.
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci de Türkiye’deki durumun endişe verici olduğunu belirterek, “Türkiye'de üreme dönemindeki kadınların üçte ikisinde demir eksikliği, üçte birinde de demir eksikliğine bağlı anemi var. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise demir eksikliğine bağlı anemi durumu Avrupa’da yüzde 14, Türkiye’de yüzde 25” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde de bu çalışma verilerine benzer şekilde 12 ile 21 yaş arası kadın ve kızlarda demir eksikliğinin daha sık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Terekeci, “Bunun nedeni adet döneminin başlarında kanama düzensizliklerinin daha fazla olmasıdır. Ayrıca doğumlar, düşükler ve emzirme gibi demir kayıplarındaki artışlar da demir eksikliği oluşumunda rol oynuyor” dedi ve ekledi:
“Tüm bunların dışında almış olduğumuz gıdalardaki demir içeriğinin yıllar içinde azalmış olması da çok önemli bir etken… Beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak gıdalarla alınan demir emiliminin azalması bu durumun oluşmasına ciddi şekilde etkili oluyor.”
Dr. Öğr. Üyesi Ece Yiğit Gençer de beslenme alışkanlıklarına dikkat çekerek “Et tükettiği halde yanlış beslenme şekli nedeni ile demir eksikliği gördüğümüz hastalarımız çok fazla. Süt ve süt ürünlerinin içerisinde bulunan kalsiyum ile yulaf ve çavdarda bulunan fitat demir emilimini olumsuz etkiliyor. Yine gastrit ve reflü tedavisinde kullanılan antiasitler de demir emilimini bozuyor. Bu nedenle bu yiyeceklerin ve ilaçların kullanımıyla demir ihtiva eden gıdaların tüketimi arasında en az 1,5-2 saat zaman bırakılmalı” ifadelerini kullandı
Tüm dünyada ve ülkemizde demir eksikliğinin bu kadar sık olmasının nedenleri; hastanın semptomlarını geç fark etmesi, önemsememesi, hastane başvurusunda gecikmesi, tedaviye uyumsuzluk, tedavinin uygun süre ve şekilde alınmaması olarak sıralanabilir.
Dr. Öğr. Üyesi Ece Yiğit GençerDEMİR EKSİKLİĞİ HANGİ CİDDİ HASTALIKLARIN İLK SİNYALİ OLABİLİR?
“Demir eksikliği sindirim sistemi kanserleri ve ülserleri başta olmak üzere çok önemli ve hayati bazı hastalıklara bağlı da gelişebilir” diyen Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci, “Özellikle adet düzensizliği olmayan ve normal beslenen kadınlar ile erkeklerde demir eksikliği varsa muhakkak endoskopik mide ve kolon araştırması düşünülmelidir. Bunların dışında divertikül dediğimiz bağırsak keseleşmesi, hemoroid ve sindirim sisteminin damarsal bazı hastalıkları da akla gelmelidir” ifadelerini kullandı.
Dr. Öğr. Üyesi Ece Yiğit Gençer ise “Oksijen, tüm organ ve dokularımıza kan hücrelerimiz ile taşınıyor. Demir kan hücrelerinin üretimi için gerekli olan ve oksijenin taşınmasından sorumlu elementtir. Dolayısı ile eksikliğinde 'hipoksi' adını verdiğimiz oksijen yetersizliği durumu oluşur, uzun süre tedavi edilmemesi durumunda kalp yetmezliği gibi ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi.
Araştırmada daha çok kadın vurgusu yapılıyor. Peki demir eksikliğinin erkeklerdeki oranı nasıl?
Bu soruma Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre gelişmekte olan ülkelerdeki erkeklerin yüzde 25’inde demir eksikliği anemisi bulunuyor” cevabını verdi. Prof. Dr. Terekeci, şu bilgilerin altını çizdi:
“Erkeklerde hemoroid, ülser, vegan veya vejetaryen beslenme, bağırsak parazitleri ve bazı mide-bağırsak hastalıkları nedeniyle demir eksikliği görülebilir. Erkeklerdeki tablo da kadınlar kadar detaylı araştırmayı gerektirir. Özellikle ileri yaş grubunda sindirim sistemi kanserleri açısından dikkatli olunmalıdır.”
HANGİ BELİRTİLER DEMİR EKSİLİĞİNDEN ŞÜPHELENMEMİZİ GEREKTİRİR?
Dr. Öğr. Üyesi Ece Yiğit Gençer, demir eksikliğinin belirtilerini; halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, saç dökülmesi, tırnaklarda kolay kırılma şeklinde sıraladı.
Bu belirtilere ek yapan Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci ise “Buz yeme, anksiyete, depresyon, konsantrasyon bozukluğu, öğrenme güçlüğü, soğuk eller ve ayaklar, huzursuz bacak sendromu da yaygın karşılaşılan bulgulardır” ifadelerini kullandı.
“Demiri ‘hem demir’ ve ‘hem olmayan demir’ olmak üzere ikiye ayırıyoruz” diyen Dr. Öğr. Üyesi Ece Yiğit Gençer, “Hem demir; kırmızı et, karaciğer, yumurta ve balık gibi hayvansal gıdalarda bulunur. Diyette yüzde 10 oranında bulunmaktadır ancak yüzde 30 gibi yüksek bir oranda emilir. Hem olmayan demir ise baklagiller ve yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda vardır. Diyet ile yüzde 90 aldığımız demir budur ancak emilimi yüzde 10 gibi düşük bir orandadır. Hem demir, hem olmayan demirin emilimini arttırır. Bu gıdaları birlikte tüketmek faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Çay ve kahveden başka tanen içeren diğer içecekler kırmızı şarap, elma suyu ve biradır. Demirden zengin bir yemekten bir buçuk-iki saat sonrasına kadar bu içecekleri içmeyerek olumsuz etkilerden korunmak mümkündür. En azından demir içeriği yüksek öğünlerden sonra çay-kahve içimini en az bir saat sonra yaparsak gıdalardaki demirin çoğu emilmiş olacaktır.”
Ayrıca “Bir kişide eğer demir eksikliği ve buna bağlı kansızlık varsa bu durum diyetle düzeltilemez” diyen Prof. Dr. Terekeci, "Bu durumda muhakkak dışarıdan ilave demir almak gerekir. Bunlar genelde hap veya sıvı şekildeki demir ilaçlarıdır" dedi.
Prof. Dr. Terekeci şöyle devam etti:
"Demir haplarının karın ağrısı, ishal, kabızlık, mide bulantısı, midede yanma ve kramp, dışkıyı siyaha boyamak gibi bazı yan etkileri vardır. Herkeste görülmemekle beraber bu yan etkilerle sıkça karşılaşılır. Demir ilaçlarının sanılanın aksine kilo alımıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Kilo artışı yapmazlar. Ayrıca demir ilaçları ile C vitamininin birlikte alınması, demirin vücuttaki emilimini artırarak daha yüksek etki sağlar."
Fotoğraflar: iStock