Güncelleme Tarihi:
Flavonoidler; pek çok bitkide bulunan, sebze ve meyvelere renklerini veren güçlü antioksidanlar... Bazı uzmanlar flavonoidleri ‘P vitamini’ olarak dahi adlandırıyor.
Flavanoidler temel yapısında bulunan molekül bileşikleriyle farklı yapılara ayrılıyor. Bu bileşikler; flavanoller, flavoneller, flavonlar, kateşinler, antosiyaninler ve izoflavonoidler olarak gruplandırılıyor. Günümüzde gıdalarda bilinen 4 binden fazla flavonoid bulunuyor. Hepsinin sağlık üzerinde çeşitli faydaları olduğu düşünülüyor ve uzun yıllardır üzerinde çalışılıyor.
ABD’de yapılan yeni bir araştırmada flavanollere odaklanıldı. Flavanollerin antioksidan bileşenlerinin beyindeki hafıza fonksiyonlarını iyileştirdiği ve yaşa bağlı zihinsel gerilemeyi azalttığı saptandı.
Columbia Üniversitesi ve Brigham & Young Kadın Hastanesi’nin ortak yürüttüğü araştırmada 3 bin 500 deneğe üç yıl boyunca günlük 500 miligramlık flavanol hapı veya plasebo verildi.
Flavanol hapı verilen deneklerin kelime dağarcığının ve düşünme hızlarının geliştiği gözlemlenen çalışmada, flavanolün yaşla ilerleyen hafıza problemlerini yavaşlattığı ve hafıza kapasitesini artırdığı ortaya çıktı.
‘BU HEYECAN VERİCİ BİR SONUÇ’
Çalışmanın yazarlarından Prof. Dr. Adam M. Brickman, “Kaydedilen zihinsel gelişme, vücutlarında düşük flavanol seviyeleri saptanan katılımcılarda gözlemlenirken, flavanol yoğunluklu beslenme alışkanlığının ileri yaştaki insanlarda bilişsel fonksiyonları ciddi oranda geliştirdiğini de gördük” açıklamasını yaptı.
Diğer yazar Scott A. Small ise yaşam süresinin giderek arttığı bu yüzyılda yaşlanan zihinleri koruma yolunun farklı besinlerden geçtiğine dikkati çekerek, yaptıkları araştırmanın yeni çalışmalara örnek olabileceğini söyledi.
Birleşik Krallık'taki Reading Üniversitesi'nde gıda bilimi profesörü ve çalışmanın ortak yazarı olan Gunter Kuhnle ise New York Post’a yaptığı açıklamada “Bunlar heyecan verici sonuçlar. Çünkü diyette optimum miktarda flavanol olmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi.
Flavanol yoğunluklu beslenmenin hafızaya nasıl bir pozitif etki yaptığını danıştığım Nöroloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Yıldız Kaya, “Yaşa bağlı hafıza bozuklukları beyinde öğrenme, bilgilerin depolanması ve hafızanın konsolidasyonunda rol alan hipokampusta bulunan ‘dentate girus’ bölgesindeki değişikliklerle bağlantılı. Flavanoller özellikle bu bölgedeki kanlanmayı, damarsal beslenmeyi ve nöronların büyümesini artırarak hafızanın güçlenmesine etki ediyor. Ancak hafızada görev alan diğer beyin bölgeleri üzerine pek etkileri bulunmuyor” dedi. Kaya, şöyle devam etti:
“Yaşlanma ile birlikte unutkanlık ve hafıza kusurları olması kaçınılmaz. Yakın zamanda yapılan bu çalışma bize diyetlerde flavanol alımının 40 ve 50’li yaşlarda başlamasının bile hafızada gelişme sağladığını gösteriyor. Bu da oldukça önemli bir bulgu… Bu nedenle ailesinde demans olan kişiler başta olmak üzere toplumda her kişinin bu gıdalardan zengin beslenmesi gerekiyor.”
Başka çalışmalarda flavonoid alımının kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu olduğu gösterildi. 53 bin Danimarkalı’nın 23 yıl boyunca izlendiği araştırmada, orta derecede veya yüksek miktarda flavonoid alan bireylerin kalp hastalıkları ve kanserden ölme olasılıklarının daha düşük olduğu ortaya çıktı. Bu bulguları destekleyen başka çalışmalar da bulunuyor.
FLAVONOİD İÇEREN BESİNLER NELER?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Müzeyyen Çelik’e ‘Hangi besinleri tüketirsek, flavonoid yoğunluklu beslenmiş oluruz?’ diye sordum. Şu detayları sıraladı:
-- Flavanoller, flavoneller ve flavonlar, genellikle meyve ve sebzelerde bulunur. En iyi kaynakları maydanoz, kekik, soğan, brokoli, elma, vişne, böğürtlen ve narenciye meyveleridir. Bu bileşiklerin en önemli biyolojik özellikleri, antioksidan olarak görev yapmalarıdır. Kanser ve kronik inflamasyon gibi hastalıklara karşı en önemli duvarlardır.
-- Kateşin içerenler ise tümör oluşumunu, bakteri ve virüslerin yayılmasını, hücre büyümesini engeller. Aynı zamanda iltihap reaksiyonları etkilerinden vücudu korur. En iyi kaynakları; yeşil çay, siyah çay, kiraz, dut, böğürtlen, ahududu gibi meyvelerdir.
-- Antosiyanin içeren besinleri tüketmek de ilerleyen dönemlerde diyabete yakalanma riskini azaltabilir. İnsülin kan şekerini düşürmeye yarayan bir hormondur. Tip 2 diyabet hastalarında insülin ya yetersizdir ya da kullanılamaz. Antosiyanin ise vücudun insülin salgılama yeteneklerinde iyileşmeler sağlayabilir. En iyi kaynakları; kara mürver, kiraz, böğürtlen, kuş üzümü, çilek gibi meyvelerdir.
-- Son olarak izoflavonlar ise karbon içeren güçlü bir antioksidan bileşiklerdir. İzoflavonlar özellikle soya fasulyesi ve soya fasulyesi içeren ürünlerde bulunur. Keten tohumu, çavdar kepeği ve çilekte de izoflavon bulunur.
Çelik ayrıca tüm bu ürünler dışında yer fıstığı, hardal, pirinç, susam, zeytin, patates, yulaf gibi günlük tükettiğimiz besinlerin de flavonoid içerdiğini söyledi.
“Gıdalardaki flavonoid miktarı bazı faktörlere bağlı olarak değişiyor” diyen Müzeyyen Çelik, “Günlük alım miktarları, yapılan değişik çalışmalarda 23 mg/gün-28 mg/gün olarak belirlendi. Günlük beslenmeye ek olarak flavonoid içeren 1-2 porsiyon meyve eklemek bile yeterli olacaktır. Fazla tüketimi en nihayetinde fruktoz şekeri alımını artıracağı için kan şekeri üzerinde yükseltici etki yaratabileceği göz önünde bulundurulmalı” ifadelerini kullandı.
Çelik, “Vücutta birçok koruyucu ve düzenleyici etkisi olan flavonoidlerden 7’den 70’e herkesin günlük beslenmesine eklemesi gerekir. Özellikle yüksek kolesterollü, kalp ve damar hastalıkları riski olan kişiler düzenli flavonoid içeren besinler tüketmeye özen göstermeli” dedi.
Fotoğraflar: iStock