Güncelleme Tarihi:
İşte bugün bunlardan birinin hikayesini anlatacağız size...
Mavi-yeşil kocaman gözleri, upuzun koyu renk saçlarıyla Türk sinemasının bir dönemine damgasını vurdu bu yıldız. Güzel olmasına çok güzeldi... Annesinden aldığı bu güzelliğine bütün ailesinde var olan sanatsal yeteneği de eklenince Türk sinemasının bir döneminde zamanın silemeyeceği izler bıraktı.
Ama bu güzel oyuncu, erken hem de çok erken hem de hiç beklenmedik bir zamanda hayata veda etti.
Â
YAŞASAYDI 56'NCI DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAYACAKTI
Eğer hayata tutunabilseydi önümüzdeki 17 Haziran'da 56'ncı yaşını kutlayacaktı. Belki de mesleğini sürdürecek ve hala ışıl ışıl gözleriyle nice karaktere hayat verecekti. Ne yazık ki öyle olmadı... Henüz 35 yaşında hayata veda etti...
Türk sinemasından, arkasında kalıcı izler bırakarak rüzgar gibi geçip giden bu ünlü oyuncu, Derya Arbaş. Özellikle belli bir kuşağa mensup olanlar onun güzelliğini de oynadığı filmleri de trajik bir sonla biten hayat öyküsünü de çok iyi hatırlar.
17 Haziran 1968 günü ABD'nin Santa Monica kentinde dünyaya gözlerini açtı Derya Arbaş.
Neredeyse ikizi kadar benzediği annesi güzellik kraliçesi ve oyuncu Zerrin Arbaş ile yine bir oyuncu olan Kızılderili Dehl Berti'nin kızıydı. Dedesi Avni Arbaş ise Türk resim sanatının bir dönemine damgasını vurmuş bir ressam.
Türkiye onu Derya Arbaş olarak tanıyor..: Ancak ünlü oyuncunun resmi adı Derya Berti'ydi. Oyuncu Zerrin Arbaş ile Kızılderili oyuncu Dehl Berti'nin kızı olarak dünyaya geldi Arbaş.
DAHA UFACIKTI ANNESİYLE BİRLİKTE KAMERA KARŞISINA GEÇTİ
Derya Arbaş, oyuncu bir anne ve babanın kızı olduğu için çok küçük yaşta kameralarla tanıştı. O henüz küçükken anne ve babası boşandı. Bir süre ABD'de yaşayan Derya Arbaş, henüz altı yaşındayken Battal Gazi'nin Oğlu adlı filmde annesinin canlandırdığı karakterin çocukluğunu oynadı.
Güzelliği bir yana yeteneğiyle de dikkat çeken Arbaş'ın oyunculuk serüveni ondan sonra hızla gelişti.
15 yaşında gencecik bir kızken ilk önemli rolünü üstlendi. Kuyucaklı Yusuf adl filmde oynadı. O filmle ilgili dikkat çeken bir ayrıntıyı da atlamayalım...
Filmin afişinde adı Yeni Yıldız: Derya Arbaş diye çok da örneğine rastlanmayacak bir şekilde tanıtıldı. Zaten o filmden sonra Arbaş, Türk sinemasının en gözde oyuncularından birine dönüştü.
FİLM ÇEKİMİNE GİTTİ, AŞİRET LİDERİNİN OĞLUNA AŞIK OLDU
Bu deneyimin ardından üç yıl sonra ise hayat ona farklı ve herkesi şaşırtan bir sürpriz hazırlamıştı...
Henüz 18 yaşındaydı... Dilan adlı filmde başrol oynayacaktı. Filmin çekimleri için de Ağrı seçilmişti.
Derya Arbaş, o filmin çekimleri sırasında bölgenin önde gelen aşiretlerinden birine mensup olan Nihat Polat ile tanıştı. Birbirlerine aşık oldular... Sonuçta birbirine sevdalanan iki genç evlendi.
Gizlice gerçekleşen bu evliliğin ardından Derya Arbaş, sinemadan uzaklaşıp ABD'ye döndü. Orada California Art Institute'de resim ve heykel eğitimi aldı.
Belli ki annesi Zerrin Arbaş ve babası Dehl Berti'den oyunculuk genlerini aldığı kadar dedesi Avni Arbaş'tan da görsel sanatlara ilgisini almıştı.
EVLİLİK ÜÇ YIL SÜRDÜ
Derya Arbaş ile Nihat Polat'ın 1986 yılında başlayan evliliği üç yıl sonra bitti. Buna aralarındaki kültürel farklılığın neden olduğunu açıkladı.
Bu arada küçük bir not... Derya Arbaş'ın, Nihat Polat ile yaptığı bu evliliğin, yıllar sonra ekrana gelen Asmalı Konak dizisine de esin kaynağı olduğu konuşuldu bir dönem.
ABD'de resim ve heykel eğitimi alan Derya Arbaş, 1992 yılında bir Hollywood klasiği olan Rüzgar Gibi Geçti'nin (Gone With The Wind) filminin devamı olması planlanan Scarlett'ın seçmelerine katıldı.
HEYECANLA BAÅžLADIÄžI PROJE Ä°PTAL EDÄ°LDÄ°
Bir Scarlett Aranıyor adlı yarışmanın Türkiye elemelerinde güçlü rakiplerini geride bırakarak elemeyi geçti. Sonra ABD'ye gitti aynı proje için. Oradaki finalde ilk üçe girmeyi başardı. Fakat proje iptal edildi ve bir mini dizi olarak çekildi.
Derya Arbaş hayatını, bir ayağı ABD'de bir ayağı Türkiye'de sürdürdü. 1994 yılında yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı Gece, Melek ve Bizim Çocuklar filminde kamera karşısına geçti. Çekimler bitince yine ABD'ye döndü....
İki yıl sonra bu kez Çılgın Badiler filmi için Türkiye'de aldı soluğu. Bir yıl sonra da ABD'de Hang Your Dog In The Wind filminde kamera karşısına geçti.
Derya Arbaş, ölümünden kısa bir süre önce yine Türkiye'de Kerem Alışık ile birlikte Günah adlı dizide kamera karşısına geçti.
DEDESİNDEN BİRKAÇ GÜN SONRA O DA HAYATA VEDA ETTİ
Arbaş, 2003 yılının 16 Ekim günü dedesi ünlü ressam Avni Arbaş'ı kaybetti. Onun cenaze törenine katılmak için Türkiye'ye geldi. Dört gün sonra da ABD'deki evine döndü.
Aslında bambaşka bir planı vardı. Türkiye'ye dönecek ve dedesinin evine yerleşecekti. Ama olmadı... 22 Ekim'de geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle hayata veda etti....
Los Angeles polisi yaptığı otopsi sonucunda Arbaş'ın kanında toksik maddeler bulunduğunu belirtti. Fakat hem annesi Zerrin Arbaş hem de o dönemdeki sevgilisi genç oyuncunun uyuşturucu kullanmadığını savundu.
Zerrin Arbaş, kendi ailesinde kadınlar arasında kalp krizinden ölümün yaygın olduğunu bunun genetik bir sorun olabileceğini belirtti.
HAYATA TUTUNSAYDI BİRKAÇ GÜN SONRA DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAYACAKTI
Türk sinemasının yosun gözlü yıldızı henüz 35 yaşında bu dünyadan ayrıldı.
Son yolculuğuna ilk olarak ABD'de babasının mensup olduğu Kızılderili toplumunun geleneklerine göre uğurlandı. Ardından bir tören de Türkiye'de yapıldı.
Yaşasaydı sadece birkaç gün sonra yeni yaşını kutlayacak olan Derya Arbaş'tan geriye güzel gülüşü ve oynadığı filmler kaldı.
Derya ArbaÅŸ, annesi Zerrin ArbaÅŸ'a olan benzerliÄŸiyle dikkat çekiyordu.Â
Â