Güncelleme Tarihi:
Kendisi her ne kadar her fırsatta bundan kaçsa da yine de sonuç olarak kendini film setlerinde buldu. Çarpıcı güzelliği, uzun boyu ve elbette yeteneğiyle sayısız filmde ve dizide oynadı. Adını önce Yeşilçam'da duyurdu, sonra TV dizilerinde boy gösterdi.
Işıltılı ve başlı başına filmlere konu olabilecek bir hayat sürdü ve geçen hafta sonu hayata veda etti bu ünlü oyuncu. Geride ise koyu renk uzun saçları, kahverengi bakışları ve zarif endamıyla boy gösterdiği nice yapımı bırakıp bu dünyadan 'tatlı bir anı' gibi gelip geçti.
YEŞİLÇAM'DAN PARLAK BİR YILDIZ GEÇTİ
Bu kısaca özetlediğimiz, Türk sinemasının en güzel kadın oyuncularından biri olan Sevda Ferdağ'ın kısa öyküsüydü. Ferdağ'ın 1942 yılında Edremit'te başlayan hayat öyküsü iki gün önce 82 yaşında İstanbul'da sona erdi. Ünlü oyuncu, evinde son nefesini verdi.
Sevda Ferdağ, Yeşilçam'ın gerçek adını değiştiren oyuncular kuşağındandı. Priştinalı Şakir Bey ile Balıkesir Havranlı Ayşe Hanm'ın iki kızından küçüğü olarak dünya gözlerini açtı Sevda Ferdağ. Ya da doğduğunda ona verilen adıyla Lütfiye Dumrul.
Ablası da Fikriye Dumrul'du. Onun adını da ablasına uygun olsun diye Lütfiye koymuşlardı zaten. İki kardeş, çocukluk ve gençlik yıllarının çoğunu da birlikte ve birbirlerine yakın olarak geçirdiler. Hatta Sevda Ferdağ'ın sinemaya yönelmesinde de annesiyle birlikte ablasının büyük etkisi oldu.
İlk öğrenimini Balıkesir'de tamamlayan Sevda Ferdağ, otaokulu İstanbul Erenköy'de bitirdi.
BOŞ YOĞURT KUTULARINI TOPLAYIP SATAR, SİNEMA BİLETİ ALIRDI
Aslında kendisi sinemayı meslek edinmemek için her fırsatta kaçıp gitse de beyazperde onun kanına çok küçük yaşta işlemişti. Biraz da o dönemlerde TV bu kadar yaygın olmadığı için halkın en büyük eğlencesi olan sinemaya kendini kaptırmıştı Ferdağ. Kelimenin tam anlamıyla deli gibi film izlerdi.
Durum öyle bir hale gelmişti ki bilet parası bulamadığı zamanlarda boş yoğurt kaplarını toplayıp satar sinemaya giderdi yine. Hem de öyle tek bir film değil günde dört tane film izlediği de olurdu.
Aslında o dönemdeki adıyla Lütfiye'yi gören herkes o klasik benzetmeyi kullanırdı: Film yıldızları kadar güzel! Yıllar önce Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda anlattığına göre Beyoğlu'nda yürürken bir sürü yapımcı ve yönetmen onun yanına gider 'Arist olmak ister misin?" diye sorardı. O zamanlarda onlara tek bir yanıt verirdi Sevda Ferdağ "Hayır!"
Ama ablası da sinemaya başlamıştı ve aile olarak maddi durumları da çok iyi değildi. Biraz da bu yüzden annesi onun sinema oyuncusu olmasına sıcak baktı. Tabii ki ablası da bunu destekledi. O dönemde ne okuyordu Lütfiye ne de çalışıyordu. Ablası da ona "Madem öyle git oyna bari" dedi.
GÜZELLİĞİNE SÖZ SÖYLENİNCE SETTEN KAÇTI
İşte sinema serüveni böyle başladı Sevda Ferdağ'ın... O sırada sadece 14 yaşındaydı. Sette ise uzun boyu ona değilse bile rol arkadaşlarına sorun çıkarıyordu anlattığına göre. Kamera karşısında yan yana durduğu herkesin ayağının altına takoz koyuyorlardı boyları eşitlensin diye. O da buna gülüp duruyordu.
Fakat bir gün çekimde kamera arkasında birilerinin kendisi hakkında "Güzelliği sayesinde oyuncu olunacağını sanıyor" dediğini duyunca setten kaçtı. Soluğu da Moda Plajı'nda aldı söylediğine göre. Film setlerine geri dönmeyi de hiç planlamıyordu.
İşte o dönemde gazetede "Otobüs için hostes aranıyor" ilanını görünce oraya başvurdu. Ama kaderinde sinema yazılmıştı bir kere. İş görüşmesinde ona "Bu güzellikle film artisti ol" dediler. Tabii ki otobüs hostesi olarak işe alınmadı.
Bir süre sonra ailesinden gizli güzellik yarışmasına katıldı. Ona birinci olacağına dair söz verildi. Ama yarışmada yine Yeşilçam'ın bir dönemine damgasını vuran Leyla Sayar'ı görünce "Aslında o birinci olmalı" diye düşünüp yarışmadan da kaçtı. Önce kendini tuvalete kilitledi sonra oradan da kaçtı.
ALMANYA'DA DA AYNI ÖNERİ
Sevda Ferdağ'ın gençlik yıllarına dair çok konuşulan bir yasak aşk öyküsü de var. Kendisi bu konuda çok fazla konuşmasa da hatta bunu yalanlasa da henüz 15 yaşındayken evli ve ünlü bir sporcuyla aşk yaşadı. Bunun üzerine ailesi onu Almanya'ya gönderdi.
Ve yine aynı şey oldu. O kaçtıkça sinema peşinden gitti. Orada tanıştığı bir menajer Ferdağ'a sinema oyuncusu olmasını önerdi. Hatta bu konuda yol da gösterdi. Tek şartı altı yıl orada kalmasıydı. Bunu kabul etmedi ve İstanbul'a geri döndü.
Sonunda da kaderin kendisine çizdiği yola girdi ve kendini Yeşilçam'da film setinde buldu.
1958 yılında çocuk yaşta oynadığı ilk filmi O Günden Sonra seyirciden hiç ilgi görmemişti. Almanya dönüşü rol aldığı 1963 yapımı Azrailin Habercisi ise büyük ilgi çekti. Ondan sonra da gerisi geldi. O ilk filmde gerçek adı olan Lütfiye Dumrul'u kullanmıştı. Ama ondan sora adını Sevda Ferdağ olarak değiştirdi.
BU KIZ ÇOK SEVDALI BAKIYOR: Adının öyküsünü de yine Hürriyet'e verdiği röportajda anlattı ünlü oyuncu. Söylediğine göre Bir gün ablası ve arkadaşlarıyla Kalamış'ta sandalla dolaşıyorlardı. Arkadaşlardan biri "Bu kız güzelliğiyle lutfediyor. Ama öyle sevdalı bakıyor ki adı Sevda olsun dedi. O da kabul etti. Zaten ablası Fikriye de Ferda takma adını kullanıyordu. Böylece isimleri yine uyumlu oldu.
'HERKES GÜZELLİĞİMİN PEŞİNDEYDİ'
Sevda Ferdağ Yeşilçam'ın en çalkantılı dönemlerinde sinemanın en cüretkar kadın yıldızlarından biri olarak tanındı. Hep güzelliğiyle çekiciliğiyle ön plana çıktı.
Ama söylediğine göre bundan çok da hoşnut değildi. Bunu da "Sevda'yı sadece fiziksel olarak beğenmelerinden sıkıldım. Kimse benim ruhumu, inceliğimi, dürüstlüğümü keşfetmek derdinde değildi. Herkes güzelliğimin peşindeydi" diyerek ifade etmişti.
Ünlü oyuncu, sadece güzelliği yüzünden değil kendisi olduğu için sevilmeyi arzuladığını da şu çarpıcı cümleyle dile getirmişti: "Beni gerçekten seven bir yürek istedim. "
SAHNEYE ÇIKTI, DİZİLERDE OYNADI
1968 yılında o dönemde çok yaygın olan bir başka adım daha attı Sevda Ferdağ. Sahneye çıktı. O işi de bileğinin hakkıyla başardı.
Sevda Ferdağ, 1989 yılında modacılığa adım attı ama bu serüveni çok uzun sürmedi.
Yeşilçam'ın en güzel kadın yıldızlarından biri olarak tarihe geçen Ferdağ ilerleyen yıllarda dizi sektörünün de aranan yüzlerinden biri oldu. Sıcak Saatler, Aşkın Dağlarda Gezer, Aşk Güzel Şeydir, Berivan, Gelin, Yaprak Dökümü, Ömre Bedel gibi dizilerde kamera karşısına geçt: İlerleyen yaşına rağmen hala yerinde olan güzelliğiyle ve kaybetmediği oyunculuk gücüyle dikkat çekti.
Sevda Ferdağ, son olarak 2011 yılında Bul Beni adlı sinema filminde oynamıştı.
BÜYÜK AŞKINA HİÇ KAVUŞAMADI
Kendisini gerçekten seven birini istediğini söyleyen Sevda Ferdağ hiç evlenmedi, çocuk sahibi olmadı. Tamer Yiğit ile dillere destan bir aşk yaşadı. Evliliğin eşiğine geldiler ama sonra yolları ayrıldı.
Birbirlerini çok uzun süre ve çok seven Ferdağ ile Yiğit'in ayrılığı döneminde magazin basınını çok meşgul etti. Ama ikisi de bu konudaki hiçbir soruya yanıt vermediler. Sonradan ileri sürülenlere göre Tamer Yiğit'in askerden dönmesini bekleyen Ferdağ, bunun ardından evlenmek istemişti. Fakat bu konuda Tamer Yiğit'ten bir hareket gelmeyince ayrılığı seçti.
Bu arada bir kez daha hatırlatalım ki bu onların ağzından yapılan resmi bir açıklama değil. Olaylar zincirini birbirine ekleyenlerin ve onları yakından "Bu kadar severken niye ayrıldılar?" diye merak edenlerin ulaştığı bir yorum.
Lütfiye Dumrul adıyla bu dünyaya gözlerini açan Sevda Ferdağ, Yeşilçam'da unutulmaz filmlere, ekranda seyircinin hafızasına yerleşen dizilere kendine özgü dokunuşunu bırakıp hoş bir sada gibi geçip gitti bu dünyadan....