Güncelleme Tarihi:
HER ŞEYİ GERİDE BIRAKIP GİTMEYE KARAR VERDİLER
Yaptıkları açıklamaya göre artık finansal açıdan bağımsız bir hayat yaşamak istiyorlardı. Ayrıca Harry, karısı Meghan'a yönelik "basın saldırısından" söz etti.
Paris'te bir paparazzi takibi sırasında hayatını yitiren annesi Prenses Diana'ya gönderme yaptı ve "Karımın kaderinin de annem gibi olmasını istemiyorum" dedi.
Buraya kadar olanlar zaten çoktan hafızalara kazındı. Çift, önce Kanada'ya ardından da ABD'ye geçti ve California'da lüks bir bölgede yeni hayatına başladı.
BOMBA ETKİSİ YARATAN RÖPORTAJ
Bu ayrılık karanından neredeyse bir yıl sonra , 2021 yılının mart ayında Harry ile Meghan, ünlü televizyoncu Oprah Winfrey'e bir röportaj verdi. Ki bu röportaj kelimenin tam anlamıyla bomba etkisi yaptı.
O zamana kadar haklarındaki iddialarla zaten gündemden düşmeyen çift bir anda dünyadaki bütün diğer gelişmeleri unutturup basının manşetlerine yerleşti.
Çünkü Harry ile Meghan'ın o röportajda söyledikleri İngiliz kraliyet ailesi açısından kolay sindirilecek türden değildi. En kötüsü de tüm aile üyeleri ırkçılıkla suçlandı.
Bunlara birazdan değineceğiz ama bu röportajın perde arkasıyla ilgili yeni ortaya çıkan bir gerçeğe bakalım önce.
WILLIAM BİR HAFTA SAKLANDI, YEMEDEN İÇMEDEN KESİLDİ
Prens Harry ile Meghan Markle'ın, o röportajda söyledikleri bütün İngiliz kraliyet ailesi için soğuk bir duş etkisi yaptı. Ama kraliyet uzmanı gazeteci Charlotte Griffiths'in ileri sürdüğüne göre en çok Harry'nin ağabeyi William etkilendi bunlardan.
Griffith'in, 'Birçok farklı ve güvenilir kaynaktan duydum' diye anlattığına göre William, kardeşi ve karısının kendi ailesine yönelik sözleri yüzünden kelimenin tam anlamıyla hastalandı.
Dan Wooton'ın TV programına konuk olan Charlotte Griffiths bu konuda şunları anlattı: "Yemek yemiyordu. Belki klasik bir biçimde inzivaya çekilmedi ama saklanıyordu. Kendini dünyadan soyutlamak için bir süreliğine kraliyet konutlarından birine kapandı. Genel anlamıyla paramparça olmuştu." Deneyimli gazetecinin iddiasına göre bu durum bir hafta sürdü.
KATE KOCASININ YANINDA DURDU
Yine Charlotte Griffith'e göre bu zor döneminde William'ın yanında karısı Kate Middleton vardı. Kocasını korumak için hemen işin içine dahil oldu.
Gelin, gerisini Griffith'in anlattıklarından değerlendirelim: "Kate kocasının yanında durdu. 'Bu adamın yanında olmak ve onu korumak zorundayım. Bu durum yüzünden yıkılmış durumda' diye düşündü."
Griffiths'in ileri sürdüğüne göre, aslında utangaç ve gerektiğinde geri planda durmayı seçen bir kişiliği olan Kate bu kez öyle davranmadı. Sertleşti ve kocasını korumak için elinden gelenin fazlasını yaptı.
ÜZÜNTÜLERİ GÖRÜNÜMLERİNE YANSIMIŞTI
O dönemde hem William hem Kate gittikleri resmi görevlerde solgun ve yorgun bir görüntü sergiliyordu.
Hatta William, karısıyla gittiği bir okul ziyaretinde o güne kadar hiç adeti olmayan bir şey yaptı. Bir gazetecinin ayak üstü sorduğu "Harry ve Meghan'ın, İngiliz kraliyet ailesine yönelik ırkçılık iddialarına" dair soruya, bir yandan hızla yürürken bir yandan da yüksek sesle "Bizim ailemiz hiç ırkçı değil" diye yanıt verdi.
HAMİLEYKEN CANINA KIYMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLEMİŞTİ
Şimdi gelelim Charlotte Griffiths'in, birkaç sağlam kaynağa dayandırarak söylediği gibi "William'ın yemeden içmeden kesilip hastalanmasına" neden olan o sözlere. Yani Harry ile Meghan'ın, Oprah Winfrey röportajında İngilzi kraliyet ailesine yönelttiği eleştirilere.
Sussex çifti o röportajda oğulları Archie daha doğmadan önce ten renginin nasıl olacağını sorgulayan bir aile üyesinden söz etti.
Röportajın en çok yankı yaratan kısmı da bu sözler oldu. Harry ile Meghan'ın iddiasına göre sonradan Charles olduğu ileri sürülen bu aile üyesi Meghan'ın hamileliği sırasında "Bebeğin ten rengi nasıl olacak?" diye sormuştu.
Meghan, ilk bebeğine hamileyken ruhsal açıdan sorunlar yaşadığını ama kraliyet ailesinden kendisine yardım eli uzanmadığını da ileri sürdü. Anlattığına göre karnında bebeğiyle canına kıymayı bile düşünmüştü.
SUÇLAMALAR BİTMEK BİLMEDİ
Meghan o röportajda, kendisinin ten renginden dolayı oğlu Archie'pye prens unvanı verilmediğini de ileri sürdü. İşte bu sözler de çok tartışma yarattı.
Çünkü geçmişte kral tarafından hazırlanan bir uygulama uyarınca sdece hükümdarın torunları ve veliahtın çocukları "prens" ve "prenses" unvanı alabiliyordu.
Nitekim Charles kendisi kral olduktan sonra Harry ve Meghan'ı çocukları, Archie ile Lilibet'e "prens" ve "prenses" unvanlarını verdi. Yani hükümdarın torunları olarak iki kardeş bu hakka sahip olacak duruma geldi.
Son dönemde William ile Kate, bütün o gerilimi ve üzüntüyü geride bırakmış görünüyor.