Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne 'sırları' varmış

Güncelleme Tarihi:

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2023 13:47

Takvimler 2011 yılını gösterdiğinde bütün dünya "masallara yaraşır" iki düğüne tanıklık etti. Hem de sadece birkaç ay arayla. İkisi de Avrupa'nın farklı ülkelerinde gerçekleşen bu törenlerde iki prens, iki genç kızla hayatını birleştirdi. Aslında her kraliyet düğünü ilgi çeker ama bu ikisinin böylesine ilgi toplamasının en önemli nedenlerinden biri gelinlerin "mavi kanlı" olmamasıydı. Yani her iki genç kız da "taçlı" ailelere mensup değildi.

Haberin Devamı

AYNI YIL İKİ FARKLI KRALİYET DÜĞÜNÜ
Biri orta sınıf bir ailenin üniversite bitirmiş ve öğrencilik yıllarında da "hayatının prensini" bulmuş kızıydı. Diğeri de daha uzaklarda bir ülkede doğan yine sıradan bir aileden gelen uluslararası bir sporcuydu.

Bu genç kızlardan ilki ülkesinin gelecekteki kralıyla hayatını birleştirdi. Diğeri ise doğduğu topraklardan çok uzakta, kendisi için yabancı olan bir ülkenin tahtını babasından devralan prensle evlendi.

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

KATE AŞK İLE UÇUŞTU, CHARLENE AĞLADI
Anladınız tabii değil mi? Bu düğünlerden birinin Kate Middleton ile Prens William'ın diğerinin de Monako Prensi 2. Albert ile Charlene Wittstock'un olduğunu.

Haberin Devamı

Kate ile William 2011 yılının nisan ayında Londra'da evlendiler. Charlene ile Albert de yine aynı yılın temmuz ayında Monte Carlo'da hayatlarını birleştirdi. Her iki düğüne de dünyanın önde gelen kraliyet ailelerinin temsilcileri katıldı.

İkisi de kraliyet düğünüydü ama Kate, gelinliği içinde aşktan ve mutluluktan parlarken ondan üç ay sonra evlenen Charlene resmen ağlıyordu.

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

SÖYLEDİKLERİNE PEK AZ KİŞİ İNANDI
Bu konuda çeşitli spekülasyonlar yapıldı elbette. Zaten Charlene'in düğün öncesinde Albert'in gayri meşru çocuklarını birer birer öğrenip Monako'dan kaçmaya çalıştığı ama her seferinde yakalandığı iddiaları ortalarda dolaşıyordu. Bunlara göre Charlene sonunda kaçamayıp evlenmiş ama düğününde de gözyaşlarını tutamamıştı.

Prenses Charlene düğünden sonra bu konuda açıklamada bulundu. O anlarda üzüntüden değil duygularına hakim olamadığı için gözyaşı döktüğünü söyledi. Ama o ne derse desin kimse inanmadı sözlerine. 

O günden sonra da yüzü bir türlü gülmek bilmedi. Artık tüm dünya onu "hüzünlü prenses" olarak tanıyor. Ama bu bambaşka bir konu.

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

Haberin Devamı

İLK BAKIŞTA SADE GÖRÜNÜYOR AMA NE İNCELİKLERİ VARMIŞ
Bugün biz Charlene'in 12 yıl önce gerçekleşen o düğünde ağlaya ağlaya giydiği gelinliği bir hatırlayacağız. Çünkü bugün yani 2 Temmuz çok konuşulan ve gelinin gözyaşlarıyla hafızalara kazının o düğünün yıl dönümü.

Diğer yandan aynı yıl evlendiği Kate'in giydiğinden daha gösterişli bulunan o gelinlik de hiç yabana atılır türden değil. İlk anda göze batmayan ayrıntıları hala gündemden düşmüş değil.  

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

NİKAHTA ÇOK SADE GİYİNDİ: Bu arada hemen hatırlatalım. Charlene, evlenirken iki farklı kıyafet giydi. 1 Temmuz'daki resmi nikah sırasında sade mavi bir takım tercih etti. Bu kadar sade giyinmesinin nedenini de bir sporcu olmasına bağladı. Ki Charlene, evlenmeden önce uluslararası bir yüzücüydü. Dini törende de işte o çok konuşulan, gerçekten usta işi ellerden çıkan gelinliği giydi.

Haberin Devamı

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış


ÜÇ USTA TERZİ, 2 BİN 500 SAATTE DİKTİ
O gelinliğin öyküsüne bir bakalım şimdi. Charlene'in gelinliği, ünlü modacı Armani'nin imzasını taşıyordu. Bir kraliyet düğünü için de çok alışıldık bir model değildi aslında.

Kolsuz ve askısız gelinliğin ilk dikkat çeken yanı yakasıydı. Bu şekilde yüzücü olan Charlene'in geniş omuzlarına orantılı bir görünüm kazandırılmıştı. Charlene'in bu gelinliği daha sonraki birkaç yıl içinde evlenen genç kızlara örnek teşkil etti. Aslında çok sade görünen gelinliğin incelikle hazırlanmış detayları bulunuyordu.

Yeri gelmişken bu gelinliğin üç terzi tarafından tam 2 bin 500 saatte dikildiğini de not düşelim. Gelinliğin üzerinde 40 bin tane Swarovski kristali bulunuyordu. Buna ek olarak 20 bin tane de küçük ve gerçek inci kullanılmıştı gelinliği süslemek için.

Haberin Devamı

Gelinliğin orta kısmından aşağılara doğru inen bu kristaller, ışıkta parlayıp Charlene'in ince uzun siluetini daha da kusursuz göstermeye yarıyordu.

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

İKİ UZUN KUYRUK BÜTÜN AYRINTILARI GÖLGEDE BIRAKTI
O dönemde çok konuşulan gelinliğin iki ayrı kuyruğu bulunuyordu. Uzunlukları dikkat çeken bu iki kuyruk da özellikle Charlene kırmızı halı üzerinde yürürken göz alıcı bir görünüm sergiliyordu.

Birçok kraliyet gelininin aksine Charlene aile koleksiyonuna ait bir taç takmak yerine pırıltılı bir saç aksesuarı kullandı ve sarı saçlarından yapılan topuza bu çiçek motifli aksesuar yerleştirildi.

Gelinin uzun duvağı gayet sadeydi ama bunun yerine gelinliğin kuyruğu gösterişli ayrıntılar içeriyordu. Hatta birçok moda yorumcusuna göre bu kuyruk, gelinliğin tüm diğer ayrıntılarından rol çaldı o gün.

Haberin Devamı

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

Charlene düğünde aile koleksiyonundan bir taç yerine çiçek motifli bir saç aksesuarı kullandı. 

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

O GÖZYAŞLARI BELKİ DE BUGÜNLERİN HABERCİSİYDİ
2 Temmuz 2011 günü evlenen Charlene ile Albert' için "onlar erdi muradına" durumu söz konusu değil ne yazık ki. Charlene'in düğününde döktüğü gözyaşları sanki sonradan yaşayacağı mutsuzlukların da işareti gibiydi.

Özellikle son iki yılda çiftin boşanacağına dair söylentiler aldı başını gitti. Charlene memleketi Güney Afrika'ya gidip orada 10 ay kalınca da bu söylentiler iyice alevlendi.

Charlene'in bir enfeksiyona yakalandığı için Monako'ya dönmediği açıklandı önce. Fakat bu kimseyi tatmin etmedi. Daha ciddi sağlık sorunları olabileceği ileri sürüldü. Bunun yanı sıra kötü giden estetik operasyonlar, diş tedavisi, kötü alışkanlıklardan kurtulmak için bir kliniğe yattığı bile iddia edildi.

Öyle ya da böyle Charlene geri döndü ve resmi görevlerini yapmaya başladı. Ama bu kez de aşırı zayıflığı dikkat çekti. Tabii ki yine hastalık iddiaları ortaya atıldı.  

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

İKİSİ DE SÖYLENTİLERİN ODAĞINDA
Charlene şu sıralar daha sağlıklı görünümü, arada sırada da olsa gülümsemesi ve aldığı kilolarla konuşuluyor. 

Çiftin Jacques ve Gabriella adında ikizleri bulunuyor. Aslında bu da bambaşka ve uzun bir konu. Biz kısaca özetleyelim. İkizler dünyaya gelinceye kadar da Grimaldi ailesi üzerinde söylentiler dolaştı durdu.

Yapılan anlaşmaya göre eğer tahta bir veliaht bulunmazsa Monako, son prensin ölümünün ardından  Fransa'ya bağlanacaktı bir iddiaya göre.

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

AĞLAYAN GELİN, SONUNDA İKİZ VELİAHT DÜNYAYA GETİRDİ
Albertin aslında gayri mesru bir oğlu vardı ama dünyaya geliş biçiminden dolayı veliaht olması mümkün değildi. Ablası Caroline'in oğulları Andrea ve Pierre de veliaht olarak kabul edilmedi

Sonunda gördükleri tedaviler sonuç verdi ve Charlene biri kız diğeri erkek iki veliaht dünyaya getirdi. Cinsiyetinden dolayı Jacques ilk sıradaki veliaht. Kız ikizi Gabriella ise ikinci sırada. 

Ağlaya ağlaya giydiği gelinliğin ne sırları varmış

CHARLENE'İN HİÇ TANIMADIĞI KAYINVALİDESİ EFSANE GELİNLİKLE HAFIZALARA KAZINDI:  Monako Prensliği deyip, düğün deyip Prens Albert'in annesi Grace Kelly'nin efsane gelinliğini atlamak olmaz. Hollywood'un prensesiyken Prens Rainier'nin kalbini çalıp Monako Prensesi olan Grace Kelly'nin 1956 yılındaki düğününde giydiği gelinlik bütün zamanların en iyilerinden. Aradan geçen bunca yıla rağmen hala evlenecek genç kızlara esin kaynağı olmayı sürdürüyor.

BAKMADAN GEÇME!