Güncelleme Tarihi:
40 kişilik aile, tutar büyük şehrin yolunu. İlk çaldıkları kapı ise asker arkadaşı İsmail'in olur...
Büyük eş Sabriye... Ortanca eş Terbiye... Küçük eş Kafiye...
Bir de çocuklar var tabii… Eleman ve Hostes!
Güzelliği ile göz kamaştıran, Kültiğin'i peşinden koşturan, onu kendine hayran bırakan alımlı mı alımlı Hostes yani Bilge Parlak...
Meslek hayatında 30 yılı geride bırakmaya hazırlanan Parlak ile oyunculuğu, şimdiki hayatını ve ailesini konuştuk.
1978 doğumlu bilge Parlak'ın setlerle tanışması katıldığı bir yarışma sayesinde olmuş...
"1987'de bir gazetenin düzenlediği yarışmaya katıldım. Çocuk oyuncu arıyorlardı. 250 çocuk arasından 12'ye kaldım. Sonra TRT 2'de yayınlanan 'Merhaba Çocuk bizim sınıf' isimli dizide rol almaya başladım. Kamera ile tanıştığımda 9 yaşındaydım. 'Bizim Sınıf' bittikten sonra ufak tefek işlerde görev aldım."
90'lı yılların başında Türk televizyon tarihinin en uzun soluklu dizilerinden biri olan Bizimkiler'in kadrosuna katılmış Bilge Parlak.
"Babası üç kağıtçı bir adam olan ev kızı Aslı'yı canlandırıyordum. 91'de diziye başladım. 2002'de bitirdik. Dizi özel televizyon gazisi oldu bence. 50-60 tane oyuncu, hepsi de iyi oyuncular. Fazla geldi. Bizimkiler benim bütün backround'umu oluşturdu. İyi hocalarla çalıştım. Radyo Televizyon mezunu değilim, alaylıyım"
Bilge Parlak, setleri öyle çok sevmiş ki, okula bir türlü adapte olamamış.
"Okumakla pek aram yoktu. Sevemedim bir türlü. Hep bir işim vardı. Ben çalışayım, gezeyim tozayım diye düşünüyordum. Liseyi zar zor bitirdim. Üniversiteyi hiç düşünmemiştim. Sonra sınava girdim. Baktım 4 yıllık üniversite kazandım. Kaymakam olacakmış gibi 'Kamu Yönetimi' okuyorum şimdi. 10 yıldır aynı bölümdeyim"
Kaygısızlar macerası ise Oğuz Yalçın sayesinde başlamış.
"Ana dizisinde konuk oyuncu olarak rol almıştım. Oğuz Yalçın ile tanışma fırsatı buldum. Kaygısızlar başlayınca da Hostes karakteri ile diziye dahil oldum. bayağı güzel bir iş ortaya çıktı. Hala bir çok insan beni 'Hostes' olarak tanıyor. Efsane bir karakterdi. Şoray ile birlikte güzel bir uyum yakaladık. Bizimkiler'deki rolüm silikti. Babası üç kağıt peşinde olan bir kızdım".
"Çiçek Dilligil olsun, Gülçin Hatıhan olsun sosyal ağlarda birbirimizde ekliyiz ama çok görüşme fırsatı bulamıyoruz. Kopuluyor zaman içerisinde. Daha çok 'Bizimkiler' ekibiyle görüşüyoruz. Çünkü o dizi bizim fabrikamız gibiydi. Sanki hepimiz birer fabrika işçisiydik. Bir projeyi uzun yıllar ayakta tutabilmek hem yapımcı hem de ekip için gerçekten çok zor. biz şanslıydık."
Bilge Parlak, kendisine verilen en büyük nasihatin 'magazinden uzak durun' olduğunu söylüyor...
"Her ne kadar şimdi tersi olsa da, 'magazinden uzak durulacak, özel hayatlarla gündeme gelinmeyecek. Biz bir aile dizisi çekiyoruz' denilmişti bize. Şimdilerde 'yapalım, onla basılalım, bunla basılalım iş gelsin' mantığında herkes. Eskisi gibi işler gelmez oldu. Sebebi de belli. Çok takılmıyorum artık. Piyasa çok değişti çünkü..."
2008'de Ercan Yiğit ile nikah masasına oturmuş. 'Serde delilik vardı' diyen Bilge Parlak, henüz iki aylık evliyken toplamış tası tarağı, tayini çıkan asker eşiyle birlikte Elazığ'ın yolunu tutmuş.
"2 yıl Elazığ'da kaldık. Elazığ'ın içi çok güzel ama biz Maden Dağı'ndaydık. Merkeze 70 kilometre mesafede. Yapabildiğimiz en sosyal aktivite içinde sepetle alışveriş yapabileceğimiz bir markete gidebilmekti. Sonrasında Yozgat'a çıktı tayinimiz. 6 ay da orada kaldık."
18 ay önce de kızı Elif Masal'ı kucağına almış Bilge Parlak...
"Daha önce bir kaç kez düşük yaşadım. O yüzden son hamileliğimi stabil geçirdim. kızım dünyaya geldi. Onunla birlikte büyümeye devam ediyoruz. İşe de ara verdim. 24 saat-48 saat aralıksız çalışamam. Çocuğumun hayatından çalamam. Güzel bir senaryo gelirse kaldığım yerden devam ederim. Çünkü çok özledim gelmezse de yapacak bir şey yok"
Ailesi ile birlikte çıktığı tatil yıllar öncesine götürmüş güzel oyuncuyu:
"Bizimkiler'in yaz versiyonu olan 'Yazlıkçılar'ı Ören'de çektik biz... Bayramda Ören'e gittiğimde anılarım tazelendi. Orada o ekiple çocukluğumuz geçti bizim. Bizimkiler ekibi ile ilgili her şey beni duygulandırabiliyor. Artık çoğu aramızda değil."
Her ne kadar kendini çocuğuna adamış olsa da, öğrenmekten ve öğretmekten vazgeçmemiş...
"Drama sertifikaları aldım. Şimdi Çatalca'da yaşıyorum. Eşim 'İstanbul'un kalabalığında yaşayamam' dedi. Burada küçük çaplı tiyatrolar yapıyorum. Bildiklerimi diğer insanlara aktarmaya çalışıyorum.Oyunculuk deli işi. Kaç yaşında olusanız olun kamerayı, senaryoyu, seti özlüyorsunuz..."