Güncelleme Tarihi:
Bir Türkçe, bir İngilizce albüm çıkarıyorsunuz. Biraz kafanız mı karışık?
Kafası her yeniyi, farklıyı arayan, görünmezi hedefleyen, sonunu bilmeden yolculuğa çıkmaya cesaret eden herkes kadar karışık. Bir albüme başlarken her zaman sonunda nasıl bir şey ile karşılaşacağımı bilmeden yola çıkıyorum. Sonunda çıkan her neyse ona saygı duyup geliştiriyorum.
Şarkılarınızda hep partileyen ve dans eden bir adam var. Dansa neden bu kadar takıntılısınız?
Aramızda her ne geçerse geçsin, bunu uzun uzun konuşarak, kavgalar ederek de çözebiliriz ya da kısaca bir dans ederek de. Aslında lafı fazla uzatmadan bir dans etsek hallederiz. Beraber olsak, dokunsak aslında hiçbir şey o kadar da karmaşık değil.
Dans şarkıları yapan bir adam sahnede iyi dans edebilmeli mi?
Sadece sahnede durmayı bilmeli. Sahneyi doldurabilmeli.
Şu gözlüklerden kurtulamadınız...
Bazısı kendini dövmeyle beğenir, bazısı küpe takar, ben kendime gözlüğü yakıştırıyorum.
Dans müziği yapan adamların çoğu kel. Kel olmak bu müzik türünün raconlarından mı?
24 yaşımda tamamen kel kaldım. Kalıtımsal. Yanlarda ve arkada var. Onları da kesiyorum. Özel olarak bir imaj çalışması değil yani. Seksi duruyorsa ne güzel.
BEDÜK'ÜN 5 SIRRI
1- Sahnede partileyen Bedük’ün aksine evde pijamayla pinekliyor.
2- En çok, James Brown ile karşılıklı dans etmek isterdim.
3- Aynanın karşısında beceremediğim tek figür sağ kaşımı kaldırmak.
4- Bir partiden şimdiye kadar en geç sabah 09.00’da çıktım.
5- En seksi bulduğum dans, bacata.