Güncelleme Tarihi:
‘Herkes beğendi, bir sen beğenmedin’ isyanı
Eleştiriye tahammülün sıfır olduğu topraklardayız.
Bir şey hakkında yaz çiz, söylenen ilk klişe bellidir: Beni sevmiyor, o yüzden benimle uğraşıyor!
Bugünlerde bu klişeye bir de şu eklendi: Ortaya çıkardığım ürünü beğenmemiş olabilirsin ama milyonlar benim yaptıklarımı seviyor, izliyor, tıklıyor, dinliyor, çok satıyorum çook...
Müzik yazarı Naim Dilmener’in de başına bu geldi.
Hürriyet Cumartesi’deki yazısında Gülben Ergen’in son albümü için “vasatların vasatı” dedi ve sonrası tufan...
Gülben Ergen sosyal medyası üzerinden albümünün ne kadar çok sattığı/dinlendiği/tıklandığı vurgusunu yaptı sürekli.
Bir başka çok satan İrem Derici de polemiğe katıldı ve alaycı bir şekilde, “103 yıldır herkese nefret kusuyor, hâlâ popüler olamadı amcacığım, sevgisizlikten kurumuş” diye yazdı.
En dikkat çekici olanı ise yapımcı Samsun Demir’in Dilmener’e, “Her hafta toplumun büyük kesiminin sevdiği albümleri kötülüyorsun” diye yazıp şu öneride bulunmasıydı: “Hürriyet gibi ana akım bir gazetede değil, sanat dergisinde yazmalısın.”
NE ZAMAN COOL OLUNACAK?
Tamam, yazılan şeyi beğenmezsin, bozulur ve çok kırılabilirsin.
Sonuçta ortaya bir ürün çıkarıyorsun.
Ve o klişe doğru, “çocuğun gibi oluyor” o albüm ya da yayınladığın şey her neyse...Ama çok ilgi görmesi, satması, kitlelerin coşmuş olması bir kişinin eleştirisine saygı duymamak anlamına gelmiyor, gelmemeli.
Bu konuda ne zaman sakin ve cool olacağız acaba?
“Yazdıklarınıza saygı duyuyorum ama hiç katılmıyorum” olgunluğuna erişebileceğiz?
Yoksa kendisini eleştiren herkesi hasım ilan eden bugünün saraylısından fazlasıyla mı etkileniyoruz?