Güncelleme Tarihi:
Dünyaca ünlü gelecek bilimcilere göre dünyanın kaynaklarını birkaç zengin ülkenin kontrol ettiği ve temel amacın kâr elde etmek olduğu kapitalist düzenin artık sürdürülebilir bir yanı yok. Dünyanın, küresel ısınma ve çevre felaketleri başta olmak üzere büyük sorunların üstesinden gelebilmesi için bilimi ve teknolojiyi benimseyen zeki yönetimlere ihtiyacı var. İşte fütüristlerin dünyanın geleceğine dair tahminleri:
Jacque Fresco: Günümüzde devletler ve kanunlar, genellikle halkların değil, büyük şirketlerin çıkarlarına hizmet ediyor. Geleceğin yönetim şekli; malların ve hizmetlerin yanısıra kaynakların da herkes tarafından ulaşılabilir hale getirilmesi prensibi üzerine kurulu olacak. Bilgisayarlar yardımıyla, sosyal ve çevresel sorunların en insani yöntemlerle nasıl çözülebileceği bulunabilir. Bu potansiyel sağlanırsa, güç ve çıkar odaklı siyasi kararların alınmasının da önüne geçilebilir. Az sayıda güçlü ülkenin ve büyük şirketlerin finansal çıkarları, dünyanın kaynaklarının çoğunu tükettiği müddetçe, sosyal ve çevresel sorunlarımızın üstesinden gelemeyiz. Dünya kaynaklarının tüm insanların yararına kullanılabileceği zekice bir yönetim gerekiyor.
SINIRLARIN ÖNEMİ AZALACAK
Eğer bugünkünden daha akıllı ve mantıklı bir geleceğe ulaşmayı başarırsak; dünya üzerindeki tüm kaynakların herkesin ortak mirası olması için çalışacağız. Dünyanın kaynaklarını az sayıda birkaç ülke kontrol etmeye devam ettiği sürece bugün karşı karşıya kaldığımız sorunları gelecekte de yaşamaya devam ederiz. Sınırların ortadan kalkması ve topumun her kesiminin yüksek teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanabilmesi gerekiyor. Herkesin temiz havaya ve suya, besleyici gıdaya, kaliteli barınağa, iyi tıbbi bakıma ve iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. Bu sorunlarımızın çözümü de teknolojide yatıyor.
Ufuk Tarhan: Şu anda dünyanın canını okuyan iki endüstri var: Petrol ve silah endüstrisi. Gelecekte bu iki endüstrinin önemi azalacağı için merkezi yönetimlerin de politikacıların da gücü ve önemi azalacak. Ayrıca sınırların ve ulusların da önemi azalacak çünkü artık her anlamda iç içe geçeceğiz. Bugün insanlar, hiç insani olmayan koşullarda yaşıyorlar. Bir kere çok üretmek ve çok tüketmek üzerine kurulmuş olan kapitalist sistemin sonuna gelindi. Artık hiç kimse mevcut kapitalist düzeni savunamıyor. O yüzden gelecekte rekabet değil, sosyal paylaşım ve yardımlaşma ağırlıklı şirketler ön plana çıkacak. Zaten 30 yıl içinde küresel ısınmayı, vs. çözmek zorundayız. Bu milenyum insanı ya bu dertlerin sonunu getirecek ya da dünyanın sonunu getirecek. Dünyada şu andaki liderlerin, Türkye’dekiler dahil, sorumlulukları çok büyük. Dünyada bilimi, teknolojiyi ve bu değişimi-dönüşümü benimseyen yeni Atatürk’ler olması lazım. Bizim dünyada yeni Atatürk’lere ihtiyacımız var.
Fütüristlere göre, insanlık dünyadaki mevcut sistemi 30 yıl içinde değiştiremezse, uzayda başka gezegenlerde koloniler kurmak ve başka yaşam yerleri aramak zorunda kalacak.
TÜRKİYE’Yİ BİLİM KURTARACAK
Eski kapitalist düzene dayanan ekonomi, savaş ekonomisi, korku üzerine kurgulanmış modelden beslenen büyük şirketler, habis kanser hücresi gibi hala o eski sistemi büyütmeye çalışıyorlar. Dünya, bu sistemi yeneceği yıllara sadece 10-15 yıl kadar uzakta ve bunun içinde Türkiye de var. Türkiye özellikle şanslı çünkü tam bir geçiş noktasında bulunuyor. Dünyada kıta bağlayan tek ülke biziz. Bu dönemde egemen güçler dediğimiz ülkelerin jeopolitik olarak bize ihtiyacı var, o yüzden de bizim üstümüzü çizemezler. Biz aslında bütün bu dünya düzeninin bir oyuncusu olduğumuzu kabul etmek zorundayız. Genlerimiz itibariyle hem Batı’ya hem Doğu’ya yakınız, o anlamda hibridiz (melez). Bunun farkına varıp yenilikçi, gelişimci ve bizi daha yararlı şeyler için kullanmak isteyecek yeni dünyanın bir parçası haline gelirsek, o zaman eski kötücül sistemden kopup diğerinin içine gireriz. Türkiye’yi bilim ve teknoloji kurtaracak. Sadece Türkiye’yi değil, herkesi öyle.
MODERN TÜRKİYE BİRÇOK ULUSA ÖRNEK OLACAK
ABD’de üç farklı Beyaz Saray yönetimine danışmanlık yapmış olan, dünyanın önde gelen fütüristlerinden Dr. James Canton’a göre Türkiye’nin hem dünyanın hem de bölgenin geleceğinde oynayacak büyük rolü bulunuyor, ancak bu sadece kendi iç meselelerini demokrasiyle çözerse mümkün olabilir. İşte Canton’un Türkiye’nin geleceğine dair öngörüsü:
“Türkiye’nin modern bir toplum olarak ortaya çıkışı, bölgede hala güvenlik sorunları, yönetsel sorunlar ve çatışmalarla uğraşan birçok ulusa örnek olacaktır. Türkiye’nin yeni teknolojileri, uluslararası ticareti, küreselleşmeyi ve gelişmiş bir eğitim sistemini kucaklaması, iş dünyasını ve farklı endüstrileri cezbedecek. Türkiye ekonomik olarak büyürse ve kendi iç meselelerini demokrasinin, açık ve modern bir toplumun gerekliliklerine uygun bir devlet yönetimiyle çözebilirse, geleceği çok parlak olacak. Bunun gerçekleşebilmesi için güvenlikle özgürlükler arasında doğru dengenin bulunması ve insanların hukuk devleti düzeni içerisinde kendilerini güvende hissetmeleri lazım. Türkiye bu dengeyi tutturabilirse ve bölgesel çatışmaların çözümünde küresel bir lider haline gelebilirse, çok daha refah dolu ve barışçıl bir gelecek Türkiye’yi bekliyor.”
‘DÜNYA FEDERASYONA DÖNÜŞECEK’
Alphan Manas: 2050 yılı itibariyle dünya bir federasyona dönecek. Yani BM’den öte bir dünya federasyonu kurulacak. Çünkü biz 2050’den itibaren dünya dışında başka yerlere gitmeye başlayacağız. Ama Mars gibi yakın yerlere değil, daha uzak galaksilere gitmeye başlayacağız. Dünya kendini koruma altına almak için dış dünyayla da iletişimi olabilecek bir federasyon haline bürünecek.
BU MESLEKLERİ ROBOTLAR YAPACAK
Dünya Ekonomik Forumu’nun tespitlerine göre önümüzdeki beş yıl içinde 5.1 milyon kişinin işini robotlar devralacak. Küresel Danışmanlık şirketi McKinsey & Co’nun, ABD’deki sektörleri baz alarak yaptığı araştırmaya göre üretime ve kol gücüne dayalı işlerin neredeyse tamamı robotların eline geçecek. Boston Danışmanlık Grubu’nun tahminlerine göreyse 2025 yılına kadar insanlar tarafından yapılan işlerin yaklaşık dörtte birini yapay zekalar ya da robotlar devralacak. Araştırmaların ilginç yanıysa, yüksek derecede muhakeme ve analiz yeteneği gerektiren mühendislik, doktorluk, pilotluk gibi mesleklerin de gelecekte yavaş yavaş robotların eline geçecek olması. Önümüzdeki 20 yıl içinde robotlara geçme olasılığı en fazla olan meslekler sırasıyla şunlar:
1- Telefon satış uzmanlığı
2- Sekreterlik
3- Muhasebecilik
4- Vinç ve greyder kullanıcılığı
5- Rutin müfettişlik
6- Satış müdürlüğü
7- Mali işler müdürlüğü
8- Finans memurluğu
9- Sigortacılık
10- Bankacılık ve postanecilik
11- Sivil toplum kuruluşu memurluğu
12- Belediye memurluğu
13- Kütüphanecilik
14- Montajcılık
15- Kâğıt ve odun makinesi operatörlüğü
16- İletişim operatörlüğü
17- Santral memurluğu
18- Tekstil operatörlüğü
19- Finans ve muhasebe teknisyenliği
20- Resepsiyonistlik
PARA ORTADAN KALKACAK
Gelecek bilimcilere göre maksimum beş yıl sonra kredi kartları, daha sonra da para kavramı ortadan yok olacak, onların yerine mobil ödeme sistemleri gelecek:
Jacque Fresco: Para; dünyada çok fazla soruna sebep olduğu için er veya geç ortadan kalkacak. Aslında para, bir kişinin ihtiyacı olan bir şeye sahip olmasına müdahale eden bir faktör. Para sistemi, kıtlık üzerine kurulu ve insanları, hatta tüm ulusları sürekli borç içinde bırakan bir sistem. Gerçekte var olan hiçbir şeyi temsil etmiyor. Önemli olan para değil, kaynaklardır. Parasal mali sistemi kullanarak dünyamızın kaynaklarını hesapsızca tüketiyoruz, havayı, suyu ve toprağı sadece kar etmek uğruna hesapsızca kirletiyoruz. Eğer gelecekte büyümeyi başarabilirsek, kaynakların herkesin yararına olacak şekilde organize edilmesini sağlayacağız. Medeniyet çağının başlangıcı da bu olacak.
Ufuk Tarhan: Gelecekte paranın değeri ve işin tarifi değişecek. Paranın yerini ilk etapta dijital coin’ler (dijital madeni para) alacak. Zaten para şu anda bile dijitalleşmiş vaziyette, her şey, tüm denklemler kağıt üzerinde olup bitiyor. Gelecekte bu daha da ileri boyuta gidecek. Öncelikle kredi kartları çok hızlı bir şekilde ortadan yok olacak. Maksimum beş yıl sonra bitecek. Daha sonra kağıt para ortadan kalkacak. Devreye mobil ödeme sistemleri girecek. Bunların hayatımıza çok çabuk girmesini sağlayacak olan gelişme de giyilebilir mobil cihazların yaygınlaşması olacak. Parmak izi, göz retina taraması gibi her insanda farklı olan biyolojik şifreleri kullanmaya başladığımız zaman mobil ödeme sistemleri daha da yayılacak.