Güncelleme Tarihi:
Anne baba arasında yaşanan anlaşmazlıklar yaşı kaç olursa olsun çocuklar için üzücü bir durumdur. Anne babadan birinin diğerini aldatması durumunda ise aldatan ebeveyne karşı güven sarsılır, davranışlar ve duygular değişir. Hele ki çocuk aldatma olayına şahit olduysa, bu durumu bizzat ortaya çıkardıysa ya da bildiği halde ebeveynlerinin arası bozulmasın diye sessiz kaldıysa, durum daha da zorlaşabilir.
Uzmanlar “Bu süreçte çocuğun mümkün oldukça tartışmalardan, kavgalardan uzak kalması gelecekteki ruh sağlığı açısından çok önemlidir” dese de olaya birebir şahit olanların uzak kalması pek mümkün olmuyor. İşte ebeveynlerinin sadakatsizliklerine tesadüfen tanık olan yetişkin olmuş çocuklar ve bunu yaşayan ebeveynlerin hikayeleri…
BABAMI SUÇ ÜSTÜ YAKALADIM, ANNEME İTİRAF ETMESİNİ SAĞLADIM AMA SADECE BİZİM ARAMIZ BOZULDU
Ceren C. (28)
Annemle babam hep birbirlerine destek olan, hayatı tam anlamıyla ortak yaşayan bir çiftti. Babam öğretmen, annem ise bankacı. Yaz aylarında annemin işinin en yoğun olduğu zamanlarda babam tatilde olurdu ve bizle hep o ilgilenirdi. Evi temizler, yemek pişirirdi. Bu sayede çok mutlu bir çocukluk geçirdik kardeşlerimle. Babama da tam anlamıyla aşıktım, ta ki ihanetini yakalayana kadar....
Bundan yaklaşık 8 yıl önce babamın telefonuna gelen bir mesajı gördüm. Normalde hiç gizlimiz saklımız olmadığı için göz ucuyla baktım mesaja. Kayıtlı olmayan bir numaradan "Yarın bekliyorum" diye mesaj gelmiş. Neden bilmiyorum o an içime çok rahatsız edici bir his geldi. Şüphelenmiştim ama bunu ne kendime ne de babama yakıştırabilmiştim. Bütün gece düşündüm durdum, neden böyle hissettiğimi anlamaya çalıştım. Sabah bir arkadaşımı arayıp arabasını ödünç istedim, evin yakınına park edip babamın çıkmasını bekledim.
Babam süslenmiş püslenmiş halde evden çıktı. Arkasından yola koyuldum. Neredeyse İstanbul'un öbür ucuna gittik. Sonra durdu ve bir apartmana girdi. İndim arabadan, ben de peşinden girdim apartmana. Ses çıkarmamaya çalışıyordum. Babam bir kat sonra zili çaldı, içeri girdi. Elim ayağım titriyordu, bir an vazgeçtim ve apartmandan çıktım. Sonra geri döndüm ve yukarı çıkıp zili çaldım. Güzel giyimli bir kadın kapıyı açtı, içeriden babamın sesi duyuldu: "Kim geldi?"
"Ben geldim baba" dedim. Kadın şok oldu, babam koşarak kapıya geldi. Yüzüm alev alev yanıyordu, sinirden ağlayamıyordum. Tek diyebildiğim şey "Yazıklar olsun" oldu. Koşarak apartmandan çıktım, babam arkamdan geliyordu. Arabaya bindim ve nereye sürdüğümü bilmeden gittim. Bir süre sonra durmak aklıma geldi ve o an ne yaşadığımı idrak ettim. Hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladım. Saatlerce arabada oturdum ve ağladım. İhanete uğrayan sadece annem değildi. Babam benden çocukluk aşkımı, hayata olan pozitif bakışımı, ideal aşk beklentimi çalmıştı. Bu olaydan sonra bir ay eve gitmedim, arkadaşlarımda kaldım. Anneme de sınavlarımın olduğunu, ders çalıştığımızı söyledim.
Bir ay sonunda babamın sayısız aramalarından birine döndüm ve "Benim artık sadece kâğıt üstünde babamsın. Senden tek istediğim bize biraz saygın varsa her şeyi anneme anlatman" dedim. En azından bu kadarını yaptı. Yaptı da ne oldu sanki? Annem ihaneti kabul etti ve düzenini bozmamak için boşanmadı. Artık onlarla aynı evde kalamazdım. Sınıf arkadaşımın yanına taşındım, bir daha da eve dönmedim. Hayatıma uzun süre kimseyi alamadım. Şimdi çok sevdiğim biriyle beraberim ama evlilik fikrine sıcak bakamıyorum. Annem babamla da sadece mecbur olduğum zaman görüşüyorum. Onlar her şeyi unuttular ama ben hâlâ dün gibi hatırlıyorum!
‘O MESAJI SANA GÖSTERMESEYDİM BOŞANMAYACAKTINIZ, KEŞKE TELEFONA HİÇ BAKMASAYDIM’ DİYE KENDİNİ SUÇLADI
Özge T. (28)
Eşimle boşanma sürecimiz çok sancılı geçti, benim için çok yıpratıcıydı ama en çok oğlum etkilendi bu durumdan. Çünkü biz eşim beni aldattığı için boşandık ve ben aldatıldığımı oğlum sayesinde öğrendim.
Eski eşimle çok büyük sorunlarımız yoktu, her evlilikte olduğu gibi ufak tefek tartışmalarımız oluyordu genelde de ailesi ile ilgili konular... Onun dışında ilgili bir baba, ilgili bir eşti. Hiçbir zaman da beni aldatacağını düşünmemiştim. Ona göre aldatma olmayan ama bana göre sevdiğim adamdan ayrılmama neden olacak olayı oğlum gün yüzüne çıkardı.
Oğlum ara ara babası işten gelince onun telefonunda oyun oynardı. Telefonunun şifresini hepimiz bilirdik, öyle telefonunu köşe bucak saklayanlardan değildi. Ne olduysa o gün işleri ters gitti… Yine oğlum telefonunu eline almış oynarken bir mesaj gelmiş. Cinsel içerikli bir mesaj olduğu için oğlum tam olarak ne olduğunu anlamamış. Kendi telefonundan mesajın fotoğrafını çekmiş ve mesajı silmiş.
Benim bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra haberim oldu. Meğer çocuk o arada mesajın ne olduğunu anlamak için Google’dan araştırmış. Bir hafta boyunca çok huzursuz ve sinirliydi. Kim bilir içinde neler yaşadı, nasıl kıvrandı... "Anneme söyleyeyim mi" diye düşünüp karar vermiş ve sonunda bana mesajı gösterdi. Ben ağlamaya başladım o ağlamaya başladı. Ben hem böyle bir durumun içinde olduğum için ağlıyordum hem de oğlumun buna tanık olmasına. Eşime her şey için çok kızdım ama en çok da oğlumu bu kadar üzdüğü için kızgınlığım, öfkem hiç geçmedi…
Önce "Beni aldattığını biliyorum" dediğimde inkâr etti, "Gereksiz kıskançlık yapıyorsun" dedi çünkü işini temiz yaptığından çok emindi. Sonradan itiraf etti, yedek hat kullanıyormuş. "Normal hattına o mesaj neden geldi?" diye hiç sormadım bile. Günübirlik bir şey olduğunu, ciddi bir ilişki olmadığını anlatmaya çalıştı ama ben oğlum mesajı bana gösterdiği gün boşanma kararını almıştım. Sonrasında özürler, itiraflar, 'Bir daha asla olmayacak'lar geldi ama iş işten geçmişti.
Benim bu süreçte asıl takıldığım konu oğlumun psikolojisiydi. Ben onu bu meseleden ne kadar uzak tutmaya çalışsam da o her şeyin sorumlusuymuş gibi kendini suçluyordu. “Ben o mesajı sana göstermeseydim boşanmayacaktınız. Keşke telefona hiç bakmasaydım” diye kendini yedi bitirdi. Babası ise o kadar pişman değildi ve boşandığım için beni cezalandırmak istiyordu.
Her şeye göğüs gerebilirdim, benim için her şeyden önemli olan şey oğlumun psikolojisiydi. O neşe dolu çocuk gitti yerine sus pus oturan, konuşmayan, odasından çıkmak istemeyen biri geldi. Babasından nefret ediyor asla görüşmek istemiyordu. Hemen terapi aldırmaya başladık. Yaklaşık bir yıl psikoloğa gittik. Kendinin suçlu olmadığına bu evliliğin onun yüzünden bitmediğine ikna olana kadar...
Ben ilk zamanlar oğlum mesajı gördü ve gözümün açılmasına vesile oldu diye sevinmiştim ama çocuğum bu hale geleceğine ben her şeyden habersiz olmayı tercih ederdim.
'ASLA SİZİN GİBİ OLMAYACAĞIM, EVLENMEYECEĞİM' DEMEYE BAŞLADI
Damla E. (44)
Ben eşimle son 7-8 yıldır sadece kâğıt üzerinde evliyiz. Bir çocuğumuz var, o biraz büyüsün diye bekledim durdum ama bir türlü boşanmaya cesaret edemedim.
Eşim bazen iş için şehir dışına çıkıyor günlerce gelmiyordu. Defalarca bana yalan söylediğini kanıtladım, telefonlarında mesajlar buldum ama aldatıldığımı bile bile bu evliliği sürdürdüm. Derken o duygusal boşlukta hayatıma biri girdi. Önceleri arkadaştık ama vakit geçirdikçe birbirimizden etkilenmeye başladık. O noktada eşimden boşanmak istediğimi dile getirmeye başladım ama bana hiçbir şekilde inanmıyordu. Çünkü ekonomik durumu çok iyiydi ve benim ondan ayrıldıktan sonra hayatımı devam ettiremeyeceğimi düşünüyordu. Ben artık âşık olduğum adamla birlikte olmak istiyordum, ama henüz boşanmadığım için bunu gizli yaşamak zorundaydım. Oğlum da bilmiyordu, boşanmaya çalıştığım eşim de….
Sevgilimle hep dışarıda buluşuyordum ama oğlum da kendisini arkadaşım olarak tanıyordu ve birbirlerini seviyorlardı. Bir gün evde bulaşık makinesi su akıtmaya başladı, usta çağırdım ama geç bir saat olduğu için o gelene kadar yardım etsin diye sevgilimi çağırdım, arkadaş kontenjanından. Bizim eve gelişi ilk defa o zaman oldu. Bana yardımcı olduktan sonra da kendi evine geri döndü.
O hafta sonu oğlum babasına, “Annemin sevgilisi var, bana söylemiyorlar ama ben biliyorum” deyince kızılca kıyamet koptu tabii. Ne berbat kadınlığım kaldı ne anneliğim ne insanlığım. Kendisi beni yıllardır aldatıyor, boşanmak istiyorum buna izin vermiyor, zaten ayrı yaşıyor gibiyiz, peki benim hayatıma biri girince neden olay oluyor?
Ne yalan söyleyeyim babasını üzerime saldı diye oğluma çok bağırdım, o sinirle çok sert konuştum. Yanlış yaptığımı biliyordum ama kendime engel olamadım. Eşim bana çok ağır şartları olan bir protokol imzalattı ve kabul etmek durumunda kaldım. Velayeti bile kendi üzerine aldı ama çocuk yine de benimle kalıyor.
Kendi meselemiz yüzünden çocuğumuza yaşattığımız şeyler için çok üzülüyorum. Bir müddet bana düşman kesildi babasını göklere çıkardı. Ben ona "Baban yıllardır bana neler yapıyor" diyemedim. Fakat beni anlayacak dinleyecek olgunluğa erişince her şeyi tüm açıklığı ile anlatacağım.
Şimdi babasının hayatında biri var, biliyor ama henüz tanışmamış. Babası geçen gün sosyal medyadan paylaşınca küplere bindi, "Nasıl böyle bir şey yapar? Arkadaşlarım görse ben ne diyeceğim?" diye çok ağladı. Bizim artık ayrıldığımızı ikimizin de başka birileri ile olabileceğini, bunun normal olduğunu anlatmaya çalışsam da bir türlü kabul etmek istemiyor. Ben babasını aldattığım için zaten çok kötüydüm ama şimdi babasına karşı da sevgisi ve saygısı azaldı. “Sizden nefret ediyorum, ben asla sizin gibi olmayacağım, evlenmeyeceğim” dedikçe içim parçalanıyor. Böyle durumlarda anne baba bir şekilde yolunu buluyor da olan hep çocuklara oluyor.
* * * * *
ÇOCUĞUN TEPKİSİ YAŞINA GÖRE DEĞİŞİYOR
Böyle durumlarda çocukların psikolojisinin nasıl etkilendiği üzerine konuştuğumuz Avrupa Birliği Psikologlar Derneği Genel Başkanı Rojin Nazik, çiftlerin birbirini aldatmasının bir ilişkinin aldığı en önemli hasarlardan biri olduğunu, ilişkiyi zeminden sarstığını, çocuklar için bu durum ve sürecin çok daha farklı ilerlediğini söyledi ve bir çocuğun anne veya babasının aldatma olayını öğrendiğinde neler yaşayabileceğini anlattı:
“Çocuklar için anne baba figürü en temel haliyle güç, güven, başarı ve sevgiyi temsil etmektedir. Anne veya babanın çocuğa karşı davranışları bu tanımların oluşumunu ve sürekliliğini belirleyen en önemli faktörlerdendir. Çocuklar ev içerisindeki huzursuzluğu, mutsuzluğu, çatışmaları ve problemleri ebeveynler gizlese dahi hissederler. Adlandırmakta güçlük yaşasalar dahi bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkında olurlar. Çocuklar ev içerisinde yaşanan aksaklık ne yöndeyse ve sorumlu olarak kimi görüyorsa o kişiyi suçlama eğilimine girebilir. Öfke, agresif ve dürtüsel davranışlar, uyum problemleri, akran iletişiminde zorlanma, konsantrasyon problemleri, ders başarısında düşüş, içe kapanma gözlemlenen en temel yansımalardır.”
Babanın veya annenin aldatma durumlarında; sadakatsizliği öğrenen çocuğun bunu anlayabilecek yaşta ise (3 yaş üzeri çocuklar bu durumu anlamlandırabilecek bilişsel kapasitededir) aldatan tarafı suçlama eğilimi göstereceğini, çocuğun hem güven kırıklığı nedeniyle hem de üzüntüsünü gördüğü diğer ebeveyn adına yoğun bir üzüntü ve öfke duymaya başlayacağını ifade eden Nazik, 6-11 yaş aralığında aldatmaya kendisi şahit olan veya yakalayan çocuklarda en çok gözlemlenen davranışın söylemek olduğunu; 12-18 yaşlarındaki çocuklarda ise bu durumu gizleme eğilimiyle karşılaştıklarını belirtti.
Rojin Nazik, aldatma krizi yaşanan evdeki çocuğun duruma şahit olduğunda hem aldatılan kişi için hem de kendisi için kaygı ve kızgınlık duygularını bir arada barındırmaya başladığını, aile ortamının dağılmasından endişe ettiği için bu durumu gizlemek ve kendi içinde yatıştırmaya çabalayabileceğini ya da aldatılan ebeveyne karşı kendini sorumlu hissedip itiraf etme yönünde hareket edebileceğini ifade etti.
Peki, böyle bir olaya şahit olup anne babasının boşanmasından kendini sorumlu tutan çocukla nasıl konuşulmalı?
Aldatmayla karşılaşan çocuğun, süreç boşanmayla sonlandığı takdirde kendisini daha büyük bir açmazın içinde hissedebileceğini söyleyen Rojin Nazik, “Ben kiminle kalacağım, bana ne olacak, benim yüzümden mi oldu?” gibi soruları çocuğun kendine defalarca kez sormaya başlayacağını, bu noktada ebeveynlerin en büyük hatalarının çocuklarının çocuk olduğunu ve nasıl hissedeceklerini göz ardı edip, konuyu tüm detaylarıyla onlara anlatmak, onları dertleşmek için kullanmak, karşı tarafa yönelik doldurmak, kin ve öfke duygularını onlara aktarmak olduğunu ifade etti.
Bu tip davranışların çocuğun kızgınlığını, kırgınlığını, güvensizliğini ve öfkesini artırmaktan başka bir işe yaramadığı gibi problemi daha da kuvvetli hale getirdiğini de vurgulayan Nazik, bu dönemde çocukta davranış problemlerinde artış, içe kapanma, akademik düşüş, saldırganlık ve iletişim sorunları yaşanabileceğini söyledi ve tavsiyelerini sıraladı:
-- Bu süreçte mümkün olduğunca çocuklar tartışmalardan, diyaloglardan ve süreçten uzak tutulmalı; yaşanan durumun iki yetişkin arasında olduğu ve anne-baba rollerinin değişmeyeceğinin güveni çocuğa ortak bir dille aktarılmalı.
-- Çocuktan bir taraf belirlemesini istemek, onu arada bırakmak, olumsuz cümleler kullanmak derin yaralara neden olur.
-- Çocuğunuz aldatmaya şahit olduysa, davranış ve uyum problemleri varsa, süreç boşanmayla sonlanacaksa ve bu durumu çiftler kendi becerileriyle yürütemiyorsa hızlıca bir çocuk- ergen psikoloğundan destek alıp süreci uzman eşliğinde yürütmek tüm bireyler açısından büyük fayda sağlar.