Karşı çıkan mı oldu?

HERKESİN “İçeriği ne?” sorusuna yanıt aradığı “Demokratik Açılım”ın kapağı dün de açılmadı. Gerçi İçişleri Bakanı BeşirAtalay konuyla ilgili bir basın toplantısı yaptı ama sonunda, toplantının “bilgi verilmeyeceğini bildirme” amaçlı olduğu anlaşıldı. Atalay bilgi vermedi ama elbet bazı şeyler söyledi. Örneğin:

Haberin Devamı

 “Herkes ülkemizde demokratik standartların yükseltilmesini istiyor” dedi.

“Demokratik açılımın amacı ve hedefleri çok açık ve net” dedi. O hedefin “terörü sona erdirmek” olduğunu söyledi.

“Bu sürecin temel unsurlarının geniş bir müzakere süreci sonunda oluşturulacağına” ilişkin eski sözlerini anımsattı. O yüzden şimdi ellerinde bir paket yahut eylem planı olmadığını vurguladı.

“Bu projede tek bir muhatabımız vardır, o da daha önce ifade ettiğimiz gibi milletimizdir” dedi.

Konuşmasının bir yerinde “demokrasimizin standardını yükseltmeyi” amaçladıklarını tekrarlamakla kalmadı, “Zaten hükümetlerimiz döneminde hep yükselttik” dedi.

Sayın Atalay’ın hem herkesten dürüstçe katkı isteyip hem de herkesin gözünün içine baka baka “demokratik standartları hep yükselttiklerini” ileri sürmesi, gerçek bir talihsizliktir.

Haberin Devamı

Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı Avrupa Birliği’nin baskısıyla 2004-2005’te gerçekleştirdiği birkaç yasa değişikliği ardından faşizan bir modele yönelmiştir.

Ama biz asıl Sayın Atalay’ın son bir aylık temaslarından sonra varabildiği geçici sonuçlar hakkında hiçbir şey söylememesini yadırgadığımızı vurgulamak gereğini duyuyoruz.

Tamam... Çalışmalar bitmedi. Bakanlık yeterince görüş aldıktan sonra elbet bunları bir tasnife tabi tutacak, sonra raporunu hazırlayıp Başbakanlığa sunacak. Ardından da varılan noktaları resmi politika haline dönüştürmeyi gerektiren süreç yaşanacak.

Bunlara bir şey diyen yok.

Ama en azından “Görüştüğümüz kurumların ve kişilerin ezici çoğunluğu şu şu şu noktalarda duyarlı davranmamızı istedi” diyebilirdi. “Çözümü bireysel hak ve özgürlükleri genişleterek gerçekleştirmek gerektiğini söyleyenler şu kadar, kollektif hak taleplerini dikkate almamızı isteyenler şu kadar” gibi bir bilgi verebilirdi.

Tartışılan “anadilde eğitim” konusuna genellikle nasıl bakıldığını söyleyebilirdi.

Kaldı ki Sayın Bakan eğer gerçekten “Milletten başka muhatap kabul etmiyoruz” diyorsa -ki bize kalırsa doğrusu odur- meseleyi çözmenin temeli var demektir. Bu da “demokrasimizin standardını yükseltecek önlemleri” belirleyip gerçekleştirerek yapılabilir.

Haberin Devamı

Üstelik onun için sağda solda formüller aramaya da gerek yoktur.

Somut örnek verelim:

Bugünkü iktidar TRT Şeş isimli bir kanalı açmak için kimseye mi sordu?

Onu gerçekleştirdiği zaman karşısına çıkan mı oldu?

Aynı şekilde ama tüm ulusumuzu daha özgür kılacak önlemleri getirip uygulayın bakalım, bir itiraz eden çıkacak mı?

Yazarın Tüm Yazıları