Karayalçın açıklık getirdi

"SOLUKLANMA ilişkinin kesilmesine de yol açabilir. Ama ben bunun için soluklanmayı istiyor değilim."

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Can Dündar’ın NTV’deki programından sonra yanlış anlaşıldığını söylüyor.

Cumartesi günü SODEV ve TÜSES’in düzenlediği Sosyal Demokrasi ve Avrupa Birliği konulu toplantıda Karayalçın, sosyal demokratların Avrupa Birliği sürecine sahip çıkmadığı iddiasına böyle yanıt veriyor.

Salonda bulunan Erdal İnönü’nün parti prorgramında yer alan bir sözünü anımsatıyor, "Avrupa Birliği hedefi Türkiye’nin, cumhuriyetin kuruluşu ve çok partili sisteme geçişten sonra üçüncü büyük sıçramasıdır. Biz bu hedeften asla vazgeçemeyiz."

Pekiyi "Soluklanalım" demekle neyi kastediyor SHP Genel Başkanı.

Bunu herkes merak ediyor, çünkü sosyal demokrat olduğu iddiasındaki CHP artık açıkça Avrupa ile köprüleri atmaktan söz ediyor.

Bu pozisyon Türk solunu temsil ediyor mu?

Karayalçın, sözlerinin bir endişeden kaynaklandığını belirtiyor.

"Kıbrıs konusundaki tıkanıklık nedeniyle bu iş kopuşa gidiyor. Bu durum tamir edilmeli. Kıbrıs’ı Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinden ayırmalıyız."

Bunun nasıl yapılacağı konusunda henüz somut bir önerisi yok. Paralel yürüyen iki süreç haline getirilebileceğini düşünüyor.

* * *

ARALIK
ayının ortasında yapılacak AB Konseyi toplantısının gündemindeki maddelerden biri genişleme ve Türkiye ile müzakerelerin gidişatı. Dönem Başkanı Finlandiya’nın ikinci bir çözüm önerisini masaya getirdiği söyleniyor. Kıbrıs Türk tarafı da, bu konuda görüşmelerin gerçekleştiği iddialarını doğruladı.

Ancak Finlandiya denklemi yanlış kuruyor. Türkiye ve Kıbrıs Rum kesimini Kıbrıs Türklerini ilgilendiren konularda da pazarlığın muhatabı haline getiriyor. Düzeltmeye kalkınca da Rumlar süreci tıkıyor. Bu yaklaşım devam ettikçe bir kilitlenme kaçınılmaz görünüyor.

Karayalçın, "Biz mutlaka bir çıkış yapmalıyız. Limanlar meselesi Lahey’e uluslararası mahkemelere götürülebilir. Tahkime baş vurulabilir. Türkiye’nin AB süreci rumların ipoteğinden kurtarılmalı" diyor.

* * *

AVRUPA
sürecinin sadece Kıbrıs meselesine odaklanması, Türkiye’de reform ve değişim dinamiklerini de etkisizleştiriyor. AB olmasa da biz Kopenhag kriterlerini alır Ankara kriterleri yapar ve yolumuza devam ederiz diyen AKP hükümeti reformlar, AB sürecinin halka anlatılması, Türkiye’nin sorunlarına çözüm arayışları konularında tam bir atalet sergilemiyor mu? Yoksa onların Ankara kriterleri anlayışı Eğitim Şurası’nda sesini bulan anlayış mı?

Eğer buysa kalsın, biz Kopenhag’dan vazgeçmeyelim.

Karayalçın’ı dinlerken Türk solunda reform sürecine devam iradesini gördüm ve sevindim.

Bu irade Karayalçın’ı Brüksel öncesi ittifaklar arayışına yöneltiyor. Geçen hafta Roma’ya gidiyor ve İtalya Başbakanı Prodi ile görüşüyor. İtalya’nın Avrupa Birliği işlerinden sorumlu bakanı Emma Bonino ile bir araya geliyor. AB sürecinin Kıbrıs Rumlarının ipoteğinden kurtarılması konusunda görüşbirliğine varıyorlar.

Emma Bonino’nun liderliğini yaptığı Radikal Parti, önümüzdeki günlerde Türkiye’ye tarih verilmesi için Brüksel’de kampanya başlatacak. Karayalçın, bu kampanyada SHP ve Radikal Parti’nin işbirliği yapacağını da açıkladı.

Avrupa Birliği sürecini ilerletmenin Türk halkını güçlendireceğine inanan ve Türkiye dostlarını harekete geçirmek için bu kritik günlerde yola çıkan bir sosyal demokrat hareketin varlığını görmek umut veriyor insana.
Yazarın Tüm Yazıları