Paylaş
Ancak açık söylemem gerekirse bir resim beni çok etkiledi. Gerçekçi (Hiperrealist) bir yaklaşımla yapılmış resimdeki özellikle ışık olgusu olağanüstüydü. Uzaktan uzun bir süre izlediğim resmin yanına yaklaşıp sanatçının ismini okuyunca, tahmin ettiğim isim çıktı. Fatih Karakaş’ın “İstiklal’de Caz” konulu resmiydi bahsettiğim eser. Karakaş, geçen yıl da DYO’nun yarışmasında “Demokrasi” adını verdiği “sarmısak demeti” ile ödül kazanmıştı.
DYO sergisini gezerken Galeri Soyut’un sahibi Mehmet Subaşı’ya da rastladım. Resimler üzerine değerlendirme yaparken Subaşı müjdeyi verdi:
“Fatih’in eserleri 26 Nisan’dan itibaren bizim galeride sergilenecek.”
Bunun üzerine Subaşı’dan Fatih Karakaş’ın sergisiyle ilgili bir yazı rica ettim. Sağolsun beni kırmadı, sanat eleştirmeni Tevfik Yalçın’ın, Karakaş’ın 15 Mayıs’a kadar sürecek sergisiyle ilgili yazısını gönderdi. Ben de Tevfik hocanın Karakaş’la ilgi yazısını sizler için özetledim. Umarım beğenirsiniz:
ÖNYARGISI OLANIN SON YARGISI OLAMAZ
“Sanatta önyargısı olanın, son yargısı olamaz. Sevmek-sevmemek, beğenmek-beğenmemek ikilemi; bizi kimlikli sanatsever olmaya götüremez. Burada çıkış yolu izlemek, düşünmek ve yargıda bulunmak doğrultusunda eleştirmektir. Sanatçının tablosunu izlerken ‘Ah! Ben de yapabilsem, Çok beğendim’ yaklaşımımızın dışında; ‘Ben daha güzel yaparım!’ önyargısı; zamanı, düşünmeyi, eleştirmeyi durdurur. Sanatın, sanatçıya olan gereksinimi kadar, sanatçı eleştiriye açık olmalıdır. Değişik bakış açıları, yaklaşımlar, inceleme ve bilgi birikimi ‘eleştiri’ için var olması gerekenlerdir. Bu anlayış; sanatçının önünü aydınlattığı kadar, bizleri de kimlikli sanatsever yapar.
Sanatçımız Fatih Karakaş, 1996 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü 2002 yılında bitirdi. Tüm genç sanatçıların okullarını bitirdikten sonra karşılaştıkları ‘özgün’ olma ve resim sanatında yürüyeceği yolu belirlemede; popülaritenin ışıltılı yollarından yürümeden, yenilik adına soyut-somut çatışmalarının dışında kalarak; resim sanatında figüratif yolda ilerlemeyi ve bilgi birikimini geliştirmeyi ilke edindi, birçok karma sergiye katıldı. 2004 yılında ilk geniş kapsamlı kişisel sergisini açtı ve önemli üç kurumun açtığı resim yarışmalarında ödüller aldı. Yaşamında var olan anakentlerin o çılgın kargaşasına teslim olmadan çalışmalarını sürdürerek; sanat fuarlarına ve yurtdışı resim sanatı etkinliklerine katıldı. Resim anlayışına yakın bulduğu ve önünü aydınlatan sanatçılar olarak, John Singer Sargent, Anders Zorn, Nicolai Fechin, Ilya Repin, Sorolla, Hammershoi, J.W.Waterhouse, William Merrit Chase gibi ustaları inceledi. Resim sanatında önemli bir zorluk olan; manzara resminde figürlü çalışma konusunda örnek çalışmalar yaptı. Ayrıca bu çalışmalarının yanı sıra sanat makaleleri yazdı, sanatı bilimsel olarak daha ileriye götürmek için örgün eğitim yolunda yüksek lisans çalışmalarını sürdürdü.
Fatih Karakaş, bu sergisinde elliyi aşkın yağlı boya, sulu boya tablolarıyla bizi karşılıyor. Portreler, peyzajlar, konulu tablolar. Bu tablolarda yaşam bildiğimiz ama çoğumuzun yapamadığı görsel yaşam: Estetik, teknik ve özgün... Bizleri, izledikçe içine çeken tablolar ve ‘Ah! Ben de yapabilsem’ dedirten tablolar.”
VAHAP DEMİRBAŞ’IN YAZ COŞKUSU
Baharda havalar ısındıkça, ister istemez tüm kış siyasetin, bürokrasinin, diplomasinin gri havasını soluyan Ankaralılar, yavaş yavaş kendilerini yaz tatiline hazırlamaya başlarlar. Kafanızdaki tatil ortamını hayal edebileceğiniz, geçmiş tatillerinizin yeniden düşüncelerinizde canlanabileceği sevimli mi sevimli bir sergi var Ankara’da. Çoğunlukla Hasankeyf çalışmalarıyla tanıdığımız çağdaş Türk resminin suluboya ustalarından Vahap Demirbaş, bu kez resim severleri Akdeniz kıyılarına götürüyor. Suluboyanın zorluğuna rağmen, bu stilde ince çalışmasıyla bilinen Demirbaş’ın, ağırlıklı olarak Antalya Kaleiçi ile bu tatil beldesinin değişik yörelerinden hazırladığı resimleri Sevgi Sanat Galerisi’nde (Çankaya) sergileniyor. 11 Mayıs’a kadar sürecek olan sergide Antalya manzaraları dışında artık Demirbaş’la klasikleşmiş, minik insan ve keçi figürleriyle dolu değişik peyzaj çalışmalarını da görebilirsiniz. Bu arada duyduğuma göre Demirbaş, sonbaharda başlayacak yeni sezona farklı stilde çalışarak hazırlanıyormuş. Anlaşılan Demirbaş’ın sürprizlerinin ne olduğunu yazın ardından öğreneceğiz.
ENVER PAŞA KOLEKSİYONU
Başkent’in en köklü müzayede kuruluşu Ankara Antikacılık’ın İlkbahar Müzayedesi 5 Mayıs Pazar günü saat 14.00’de Swiss Otel’de yapılacak. Muhsin Önder’in yöneteceği müzayedede Enver Paşa’nın aile koleksiyonundan gelen bazı özel eşyaları ve kara kalem resim çalışmaları ilk kez satışa sunulacak. Nutuk’un ilk baskısının yanısıra, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Erol Akyavaş, İbrahim Çallı, Diyarbakırlı Tahsin, Nuri Abaç, Avni Arbaş, Adnan Turani, Mustafa Ayaz, Devrim Erbil gibi Türk resminin çok sayıda önemli isimlerinin eserleri de müzayedede satışa sunulacaklar arasında yer alıyor. Müzayedede ayrıca Osmanlı ve Avrupa saraylarından çıkmış antika eserler de bulunuyor.
Paylaş