Kanınız yalan söylemez

Her türlü rakamı ezbere biliyoruz da sağlık rakamlarına gereken özeni gösteremiyoruz. Herhangi bir hastalığın erkenden tanımlanabilmesi, zamanında teşhis edilip iyileştirilebilmesi onlar sayesinde mümkün oluyor

Türk Kardiyoloji Derneği’nin TV reklamlarında pek güzel anlatılıyor; “Ayakkabı numaramızı, telefon numaralarımızı, e-posta adreslerimiz ve doğum tarihlerimizi hepimiz biliriz ama çoğumuzun yaşamsal kan değerlerinden, mesela şekeri, kolesterolü, üresinden haberi bile yok!”
Bir ‘kan tahlili’ yaptırıp sağlığını kontrol ettirmek ya bir yakınının hastaneye kaldırılması ya da katıldığımız bir akşam yemeğinde kolesterol sohbetlerini dinledikten sonradır. Oysa bazı rakamlar çok önemli. Çünkü hem bugünümüzü hem de yarınımızı, yani kaderimizi biraz da onlar belirler!
Daha önceki yazılarımda da belirttim, bir kez daha tekrarlamakta fayda var. Sağlığınız hakkında en ciddi veriler kan analizleriyle elde edilenlerdir. Bu testler normalse her şey yolunda demek değildir ama anormalse bozulmuş ya da bozulmak üzere olan bir şeyler var diye düşünmemiz gerekiyor.

SAĞLIK RAKAMLARI

Herhangi bir hastalığın erkenden tanımlanabilmesi zamanında teşhis edilip iyileştirilebilmesi onlar sayesinde mümkün olur. Bu nedenle yaşı ne olursa olsun herkesin bilmesi ve izlemesi gereken bazı ‘sağlık rakamları’ var. Son derece hayati bu sağlık rakamları 20 yaşından sonra düzenli olarak ölçülmeli. Sağlık riskinizi bilmek ve yönetmek için yukarıda verilen tavsiyeler 20 yaş sonrasındaki herkes için uygun. Ne var ki bu analizler de çoğu zaman yeterli olmaz. Daha detaylı biyokimyasal incelemeler gerekir. Hangi testlerin ne zaman yapılacağı cins, yaş, meslek, genetik miras, iş tarzı, hatta yaşadığınız çevreye göre farklı olmalıdır. Ayrıca kan testleri de her şeyi halletmez. Görüntüleme yöntemleri ve diğerlerinden de faydalanmak gerekebilir. İşte o ‘hayati rakamlar’ ve anlamları.

Kan şekeri önemli

Hangi yaşta olursanız olun açlık kan şekerinizi bilmeniz gerekiyor. Çünkü açık ya da gizli şeker özellikle damar sağlığını derinden etkiliyor. Bu nedenle en az yılda bir kez açlık kan şekerinize baktırmanız, normal hudutlar içinde seyir ettiğinden emin olmanız gerek. Kan şekerinin sağlıklı aralığı 70-110 dilimidir. 100-110 mg aralığı da risk hududu sayılıyor ve bir iki ölçümde 100 mg.’dan yüksek saptandığı taktirde tokluk şekeri hatta şeker yükleme testiyle muhtemel bir şeker hastalığı tehdidini araştırmak gerekiyor.

Lanetli ve hayırlı kolestrol

Belirli aralıklarla yapılmasını tavsiye ettiğimiz test gruplarından biri de kolesterol ölçümleri. Biz toplam kolesterol değerinizin (total kolesterol) 200 mg.’dan az olmasını arzuluyoruz. Şimdilerde teknoloji gelişti, artık kolesterol toplamı değil, iyisi ve kötüsünü bile tanımlayabilmek ucuz ve kolay hale geldi. Kötü ya da zararlı kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol hafızanıza ‘lanetli kolesterol’ diye de kaydedebilirsiniz. LDL, 130 mg.’ın altında olmalı, daha da iyisi 100-120 mg.’ı geçmemelidir. İyi kolesterol HDL için belirlenen normal aralıklar ise 35-60 mg/dl değerleridir. İyi kolesterolün çok yüksek olması pek sorun arz etmiyor. Gerçi bu durumdan da hoşlanmayanlar, sorun yaratabileceğini ileri sürenler var ama bu konuda henüz bir fikir birliği yok. İyi kolesterol HDL için de ‘hayırlı kolesterol’ de diyebiliriz. Önemli olan 40-45’in ama hiç olmazsa 35’in altına düşmemesi. HDL kolesterol 35 mg/dl.’den azsa damar sertliği problemiyle karşılaşma olasılığı artabiliyor. Bu kişilerin çoğunda dikkatle araştırılırsa trigliserid yüksekliği, kan şekerinde yükselme eğilimi, ürik asit fazlalığı, hipertansiyon, insülin direnci ve göbeklenme gibi çeşitli sağlık tehditlerine ayrı ayrı veya birlikte rastlanabiliyor.

Altın oranlara uyuyor musunuz

Total kolesterol aslında “HDL kolesterol+LDL kolesterol/trigliserid miktarının beşte biri” formülasyonuyla hesaplandığı için HDL kolesterolünüz çok yüksekse total kolesterolünüz de yüksek olabiliyor. Ya da HDL kolesterolünüz çok düşükse LDL kolesterolünüz fazla olsa bile total kolesterolünüz düşük bulunabiliyor. Bu sakıncayı bertaraf etmek için total kolesterol/HDL oranı veya LDL kolesterol/HDL oranından faydalanılıyor. Bu oranları ve rakamları değerlendirme işini bir iç hastalıkları veya kardiyoloji uzmanının yapmasında fayda var. Yaşı özellikle kırkı geçenlerin trigliserid seviyelerini de bilmelerinde fayda var. Bilhassa kilolu kişiler veya alkol kullananlarda göbek bağlayıp karaciğerini yağlandıranlarda trigliserid seviyeleri yüksek bulunuyor. Trigliserid yüksekliği kolesterol yüksekliği kadar tehdit edici değil ama 400 mg.’ı geçtiği zaman ciddiye almak gerek. Trgiliseridi yüksek olanların çoğunda HDL kolesterol düşük karaciğer yağlı bulunuyor.

Karaciğer ve böbrekleriniz sağlam mı

Her yıl düzenli olarak incelenmesi gereken biyokimyasal parametrelerden biri de böbrek fonksiyonları bunun için BUN veya üre ile kreatinin değerleri araştırılıyor. BUN değerinin 18, üre değerinin 40, kreatinin değerinin ise 1,2 mg.’ı geçmesi böbrek fonksiyonlarından bir bozulma olduğunun işareti. Yıllık rutin sağlık taramalarında başvurulan biyokimyasal testlerden biri de karaciğer fonksiyonlarıyla ilgili analizler. Bu analizlerin hemen herkese yapılmasında fayda var. Özellikle kilo problemi olanlar, alkol kullananlar, geçmişinde sarılık öyküsü bulunanlar bu testleri daha da önemsemeliler. Karaciğer fonksiyon testleri arasında en sık başvurulanlar ALT, AST ve GGT enzimleri. Bu enzimlerin normal değerlerin üzerine çıkmış olması karaciğerde bir problemin varlığına işaret.

Tümör işaretleri de kanda

Kan analizleri planlanırken tabii ki kan sayımı da yapmak gerek. Kan sayımında, kandaki beyaz ve kırmızı hücreler büyüklük rakam ve yapısal yönden değerlendiriliyor. Pıhtılaşma hücreleri trombositlerin de sayımları yapılıyor büyüklükleri ölçülüyor. Eğer ekonomik imkân varsa yıllık kan analizleri yapılırken kan elektrolit dengesini de gözden geçirmekte fayda var. Kanda sodyum, potasyum, klorür, kalsiyum seviyeleri de önemli hastalıklara işaret edebiliyor. Ben yıllık kan analizleri yapılırken hormonal testlerin erkeklerde PSA, kadınlarda CA125 gibi bazı tümör işaretlerinin de bakılabilmesi olanaklarını araştırıyorum. İmkânı olanlarda en az yılda bir kez bu testleri de değerlendirme kapsamı içine alıyorum.

Tiroid verileri için D vitamini

Son yıllarda değerlendirme kapsamı içine alınması gerektiği düşünülen bazı testler var. Bunlar arasında homosistein, D vitamini düzeylerinin ölçülmesi ve hs-CRP testlerini çok önemsiyorum. Kadında da erkekte de yılda en az bir kez tiroid fonksiyonları hakkında bilgi sahibi olabilmek için TSH değerlerini öğrenmeye çalışıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları