İsmail Cem’in Kıbrıs tanıklığı

KİTABI okurken, geri gittim. Üç ya da dört yıl önceydi, bir sonbahar günü Dışişleri Bakanı İsmail Cem, dış politika ile uğraşan bir grup gazeteciyi, ‘ufuk turu’ için Tarabya’ya Dışişleri Bakanlığı’nın İstanbul temsilciliğine davet etmişti.

‘Bu,Kıbrıs’ta çözüm için artık daha fazla çaba harcamalıyız’ diyordu.

Önceki akşam Türk ve Yunan bayraklarının dalgalandığı Sultan Ahmet Meydanı’ndan Sertap Erener ile Sakis Rouvas’ın şarkıları yükselirken, iki ülke halklarının korkularını aşmak için ilk önemli adımları atan İsmail Cem’i anımsamamak mümkün mü?

Avrupa Birliği, ağırdan da olsa, Kıbrıs Türk Yönetimi ile doğrudan temas kurarken, bu süreci hazırlayan adımları görmemek olur mu?

İsmail Cem, Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan son kitabı ‘Türkiye Avrupa Avrasya’ ile Yunanistan ile yumuşama ve Kıbrıs’ta değişim sürecinin ilk adımlarını birinci elden anlatıyor.

Dış politikayı yakından izlememe rağmen, Kıbrıs’ta çözüm fikrinin Türk dış politikasında, sanılandan daha uzun bir süreden beri var olduğunu, bu çizginin zaman içinde nasıl olgunlaştığını İsmail Cem’in kitabını okuyunca daha iyi gördüm.

İsmail Cem’in şu satırları tarihe düşmüş bir not olarak ne kadar ilginç:

‘...Bakanlık olarak, KKTC olarak, yeni düşünceler, yeni çözüm yolları ürettik. Muhtemel bir uzlaşmanın, konfederasyon temelindeki çözümün mekanizmalarını, ayrıntılarını geliştirdik... Nitekim, daha sonra Birleşmiş Milletler’in hazırladığı (Annan Planı diye tanımlanan) çözüm planında, Türk önerilerinin belli bir bölümü yer aldı, ya da planın özelliklerini etkiledi. Şunu rahatlıkla söylemek mümkün: Annan Planı’nda bizim olumlu bulduğumuz ne varsa, bunlar, konfederasyon çerçevesinde Cumhurbaşkanı Denktaş ile birlikte düşünüp geliştirdiğimiz, Denktaş’ın Klerides ile görüşmelerinde savunduğu yaklaşımlardır...’

* * *

BUGÜNKÜ Türk Hükümeti’nin desteği ve Kıbrıslı Türklerin Annan Planı’na ‘evet’ demeleri sayesinde Avrupa Birliği, ambargoların kalkması için ilk adımı attı. Yeterli mi? Bana sorarsanız yeterli değil.

KKTC’nin ürettiği malların Avrupa pazarlarına nereden ve nasıl ulaşacağı konusu netleşmiş değil. Hava ulaşımı konusunda Avrupa daha net bir tavır alabilirdi.

Ama bu bir süreç. İsmail Cem’in kitabında da görüldüğü gibi.

Komisyonun önerisi, Konsey’de onaylanacak ve ondan sonra hayata geçecek.

KKTC’nin bu olanağı en geniş biçimde kullanabilecek yeteneklere sahip olması, yani rekabete açık bir sanayi geliştirebilmesi, yerli ve yabancı yatırımı teşvik edebilmesi, gerekli yasal çalışmaları yapmasına, alt yapıyı güçlendirmesine bağlı.

AB’nin muhatap kabul ettiği Ticaret Odası Başkanı Ali Erel de bu konuya dikkat çekiyor. Ve eğer bu hazırlıklar yapılamazsa AB kararının da kağıt üzerinde kalabileceğini söylüyor.

Doğru. Üstelik, daha fazla hakka sahip olabilmek için önce eldekileri kullanabilmek lazım.

KKTC’de yaşanan hükümet krizinin bir an önce aşılması ise bunun ilk adımı olmalı.

* * *

KIBRIS’ta süreç devam ediyor. Süreci anlamak için sürekliliği görmek isteyenlere, son on yılda Türkiye’nin dümeninde yer alanlardan birinin, Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in kitabını öneriyorum.
Yazarın Tüm Yazıları