İslamda ilim ve teknoloji

Yeni Şafak (24.06.04) gazetesinde yayınlanan habere göre “Ömrünü Batıların çarpıtarak yazdığı bilim tarihini düzeltmeye adayan Prof.Dr.Fuat Sezgin’in Frankfurt’ta kurduğu ve Müslüman bilim öncülerinin buluşlarına yer veren 800 eserlik müzenin, 60 eseri Topkapı Sarayı’ında sergileniyor.”

Gazeteden öğrendiğime göre, Alman Goethe Enstitüsü Arap-İslam Bilim Tarihi Direktörü Prof.Dr.Fuat Sezgin’i böyle bir müze kurmuş olduğu için kutlarım. Frankfurt’ta ilk gelişimde müzeyi mutlaka görmeye gideceğim. Alman, Türk bütün Frankfurtlulara da bu müzeyi mutlaka görmelerini salık veririm.
Ancak serginin “İslâmda İlim ve Teknoloji” adına itirazım var. Aslında “İslâm Dünyasında (Ülkelerinde) İlim ve Teknoloji” anlamını da içeriyor ama bu anlam kulağı ters yönden göstermek gibi bir şey.
Bu dilsel inceliği sezinleyemeyenler, bizzat İslâm dininin ve kutsal kitabı olan Kur’an’ın ilim ve teknolojiyi içerdiği yanılsamasına kapılabilirler. Kapılabilirler de ne demek, “yeri var”cıları yani her yeni bilimsel buluş için Kur’an’da bir ayet bulan “yeri varcılar”ı anımsayalım yeter.
***
12. ciltlik bilimler tarihi yazarı olan Prof.Dr.Fuat Sezgin’e göre ilim ve teknolojinin temellerinin İslâm dünyasında atıldığını gösteren örnekler:

*İlk rasathane: Bugünkü anlamıyla ilk uzay gözlemevi Halife Me’mun zamanında (Miladi 9.yüzyılda) Bağdat ve Şam’da birer adet kuruldu.

*Ekvatorun uzunluğu: Yine Halife Mem’un zamanında ekvatorun uzunluğu ilk defa bugün de bildiğimiz şekliyle 40 bin kilometre olarak ölçüldü.

*İlk dünya haritası: Halife Mem’un döneminde 70 bilginden oluşan bir heyet dünya haritası çizdi.

*Coğrafya: El Biruni 11.yüzyılda dünyanın enlem ve boylam derecelerini küçük yanlışlıklarla hesapladı. Engin denizlerde koordinat hesaplama yöntemini Müslümanlar 15.yüzyılda yapabilirken Batı bunu 20.yüzyılda öğrenebildi.
***
Bunların hepsi doğru!
Günümüz dünyası, bilim, sanat ve teknolojisi Müslüman dünyaya çok şey borçlu.
Bu durum beni şöyle bir öykü kurmaya zorluyor: Adamın biri petrol çıkarmak için bir komşusundan borç para alıyor. Aldığı borç para sayesinde petrol bulup zengin oluyor. Borç parayı veren olduğu yerde sayıyor ve giderek yoksullaşıyor. Borç para veren adamın çocukları ve torunları da “Babamızın, dedemizin verdiği parayla zengin oldu!” diye avunuyorlar.
Tabii, “Sizin babanız, sizin dedeniz neden elindeki parayla petrol çıkarmadı?” diye soranlara verilecek hiçbir cevapları yoktur.
***
Müslüman ülkelerin durumu da o hesap şimdi. Son beş yüz yılda bilim, sanat ve teknolojiye yaptıkları en küçük bir katkı bile yok.
Batı, son 500 yılda Müslüman bilim adamlarından hangisinin buluşunu çaldı?
Müslüman bilim adamı Takiyettin 1555 yılında çarklı gemiler tasarlamış. Peki İslam dünyası bu buluşu neden kullanmamış?..
Bence bu sorulara verilecek cevap tarihle avunmaktan çok daha önemli!..
Yazarın Tüm Yazıları