‘İrticai kadrolaşma’ iddiası önemsiz mi?

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün uzun ve kapsamlı konuşmasında yer alan bir saptama dikkat çekiciydi:

‘İrticai örgütler, kamu kurumlarında kadrolaşma gayretlerini artırmış, bu yönde önemli mesafeler kaydetmişlerdir.’

Ülkenin silahlı kuvvetlerinin başındaki isim, irticai örgütlerin devlet içinde kadrolaştıklarını ve bu yönde önemli mesafeler kaydettiklerini söylüyor.

İddia ciddi...

İddiayı seslendiren makam ciddi...

Bu durumda gözümüzü ister istemez ‘devlet içindeki kadroların atanmasından sorumlu olanlar’a çeviriyoruz.

***

Ve karşımızda AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat...

Fırat, Özkök’
ün konuşmasını şöyle değerlendiriyor:

‘Bence aklıselimin toplamıydı. Kendisini tebrik ediyorum. Böylesine aklıselime sahip bir devlet adamına sahip olmaktan mutluluk duyuyorum.’

Gazeteciler, ‘Peki Özkök’ün irtica hakkında söyledikleri için ne diyorsunuz?’ diye soruyorlar.

Fırat’ın bu konudaki yanıtı da şu oluyor:

‘Türkiye’ye yönelik her türlü yıkıcı faaliyetin üzerine gitmekte kararlıyız. İrtica da bunlardan biridir. Var ise böyle tehlikeler, iktidar, yargı ve diğer kurumlar bunların üzerine gider. Ek tedbirlere ihtiyaç yoktur. Zaten tedbirler en üst noktada uygulanmaktadır.’

Peki ne anladınız bu işten?

Hangi somut verilere dayandığını bilemediğimiz ciddi bir iddia...

Ve iddianın hedefindeki partinin yöneticisinin geçiştirici, üzerine almayan açıklaması...

***

Oysa artık bu sağırlar diyaloğu devrini kapatmanın vakti gelmiştir.

Öncelikle Genelkurmay Başkanı, böylesine ciddi bir iddiayı mutlaka somut verilere dayandırmalıdır.

Eğer dayandırmıyorsa, siyasi iktidarın sözcüleri çıkıp şu soruları sormalıdır:

‘İrticai örgüt nedir? Hangi örgüt kadrolaşmış? Hangi kurumda buna göz yumulmuş? Kaç örgüt mensubu devletin kadrolarında yer bulmuş? Bunlar kimlerdir? Elde somut veri var mı?’

Talebimiz şudur: Açık ve şeffaf olunsun.

Eğer açıklık ve şeffaflık sağlanırsa, biz de artık eski cumhurbaşkanlarının ve başbakanların iş işten geçtikten sonra yaptıkları ‘İktidar olduk ama muktedir olamadık’ ya da ‘Türkiye’de bir derin devlet vardır’ türünden açıklamalarını okumak zorunda kalmayız.

Bu densizliğe kim dur diyecek?

DENİZLİ’nin Bekilli İlçesi’nde AKP İlçe Başkanı Mustafa Kırlı’nın başkanı olduğu kooperatifin ürettiği şaraplara ‘Zülfikar’ adı verilmiş.

AKP İlçe Başkanı Kırlı, ‘Şaraba neden Hz. Ali’nin kılıcı Zülfikar’ın adını verdiniz?’ sorusuna yanıt verirken kelimenin tam anlamıyla saçmalamış.

Aleviler Müslümanlığı zayıf yaşıyorlarmış, çok şarap içiyorlarmış, onların dikkatini çekmek için Hz. Ali’nin kılıcının adını şaraba marka yapmış falan filan...

Bu ‘özrü kabahatinden büyük’ izah karşısında söylenmesi gerekenleri söylersem nezaketimi bozmam kaçınılmaz olacak.

Bu yüzden ‘densizlik’ deyip geçiyorum.

Ama Alevileri olduğu kadar Sünnileri de rencide eden bu yaklaşım hakkında AKP Genel Merkezi’nin nasıl bir tutum izlediği ya da izleyeceği konusunu tabii ki geçemiyorum.

Ve işte buradan soruyorum:

Mustafa Kırlı hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı?

Kırlı hálá AKP Bekilli İlçe Başkanı sıfatını kullanıyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları