Irak ve hatalar

NECEF’te, Irak milliyetçisi Şiilerin ayaklanması, ne siyasi ne de askeró yöntemlerle çözüme kavuşturulabiliyor.Irak’ın CİA bordrolu, Geçici Yönetim Lideri İyad Allawi, ülkenin en etkili ve güçlü aşiretinden geliyor olmanın verdiği ağırlığına rağmen yetersiz ve etkisiz.Önceleri, ‘dışarıdan gelen teröristlerin marifeti’ olarak gösterilen direnişin aslında bir halk ayaklanması olduğu artık açıkça ifade ediliyor. Her geçen gün, Irak’a savaş açarak müdahalenin ne kadar hatalı olduğunu ortaya koyuyor. Hem hata tek değil. Gelişmeler, Irak’ı kolay lokma olarak değerlendirenlerin her tahlil, her adım, her politikalarının yanlış olduğunu kanıtlıyor.Hatalar, muhalefete yapılan yatırımlarla başladı. Ahmet Çelebi’nin doğru yatırım olmadığı son anda görülü. Irak milliyetçisi Şiiler varken, İran’a sırtını dayayan El Hakim desteklendi. Bunun da doğru olmadığı anlaşıldı, halk İran’dan gelen değil ama, bağımsız Sadr’ın arkasında yer aldı. Kuzey Irak’ı güvenli bölge ilan ederek bu coğrafyada hem askeri hem de siyasi açıdan sağlam bir üs oluşturulabileceği hesapları yapılıyordu.Olmadı tabii. On yıldan fazla bir süre içinde gelişen Kürt bağımsızlık iradesi, artık karşısında engel görmek istemiyor. Bir hafta önce, Kofi Annan kaleme aldığı mektubunda acı acı yakınıyordu. * * *BM’nin kuzey Irak’taki büroları Talabani ve Barzani yönetimlerinin görevlileri tarafından talan edilmiş. İçerdeki bilgisayar ve diğer tüm eşyalara el konmuş. BM kaynaklarına göre, Kürt yetkililer, ‘Bunlar Saddam yönetimi sırasında petrol karşılığı anlaşmalar çerçevesinde temin edildi. Bu petrol bizimdi. Mallar da bizimdir’ diyorlarmış. Oysa Bush Yönetimi, Irak’ta Birleşmiş Milletler varlığının görülebilir düzeye gelmesiyle siyaseten rahatlayacağı hesapları yapıyordu. Olmuyor. Kürtler bile buna destek vermiyor. * * *ÖNCEDEN hesaplanmayan bir başka konu da petrol. ABD, Irak’ta kendisine bağlı ama ülkeyi kontrol edebilecek güçte merkezi bir hükümet öngörüyor. Irak’ta güçlü hükümet farklı çıkarların uzlaşması ile mümkün. Oysa ülkenin en önemli gücü olan petrol konusunda, ‘ortak ulusal çıkar’dan tam anlamıyla söz etmek mümkün değil. Kürtler, kuzeydeki petrol sahalarının kendi tasarruflarında olmasını istiyorlar. Araplar buna karşı. Hükümette son zamanlarda bazı petrol anlaşmaları konusunda çıkan tartışmalara, Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Financial Times Gazetesi’n geçen hafta gönderdiği mektupla verdiği yanıt da bunun kanıtı. ‘Halen üretimde olan petrol kuyularının yönetiminin merkezi hükümette olmasını öneriyoruz. Ama bölgemizde yeni bulunan yataklar ve bunların yönetimi bize aittir.’ Çıkarlar bu kadar farklılaştıktan sonra, güçlü ve kalıcı bir merkezi hükümet olasılığı ne kadar gerçekçidir? * * *IRAK’ta çatışmaya yol açacak sürtüşme noktaları eskisine göre daha fazla görülür hale geliyor. Her denge arayışı, taraflardan birinin memnuniyetsizliğine neden oluyor. Zaten, bu kadar karmaşık çıkarları birleştirecek bir güç yok ortada.Amerika diyorsanız, yanıtım ‘çok geç’. Felluce’den vazgeçmek zorunda kalan, Ramadi ve Samarra’dan kapı dışarı edilen, Bakuba, Tikrit ve Musul’da denetimi tam olarak elinde tutamayan, Bağdat’a bile hakim olamayan Amerikan askeró gücünün ve onun siyasi etkisinin kalıcı bir denge kurabileceğine hálá inanıyor musunuz?
Yazarın Tüm Yazıları