Irak ile petrol krizinin perde arkası

ENERJİ köprüsü olmakla övünüyoruz ama bunun nasıl bir rol yükleyeceğini bilmiyoruz.

Irak ile ortaya çıkan kriz, bu rolün ne olacağının ipuçlarını taşıdığı için daha ayrıntılı incelenmeye değer.

Irak Devlet Petrol Pazarlama Organizasyonu (SOMO)’nun 11 Ocak’ta bazı şirketlere yolladığı mektubun arkasında, kışa girerken Kuzey Irak’ta yaşanan yakıt darlığı da çok önemli rol oynadı.

SOMO Genel Müdürü Falah El Amri’nin, 26 Kasım’da yaptığı açıklama, yakıt darlığının hem Kuzey Irak hükümetini hem de Bağdat’ı sıkıştırdığını gösteriyor.

"Baiji rafinerisinden sağlanan petrol, gaz ve benzin ile Kuzey Irak’ın ihtiyaçları karşılanıyor. Ama kuzey bölgesi likit gaz ve kerosen nedeniyle ciddi bir krizle karşı karşıya. Çünkü Türk şirketler taahütlerini yerine getiremiyorlar" diyor El Amri kamuya açıklama yapmak zorunda kaldığı o günlerde.

Daha sonra Türk şirketlerle günde beş milyon dolarlık kerosen teslimi konusunda anlaşma imzalandığını açıklıyor SOMO Genel Müdürü, bu şirketlerden üçü hakkında soruşturma açıldığı ve ihracat yasağı konduğu için Türk şirketlerinin taahütlerini yerine getiremediklerinin altını çiziyor.

Kasım sonunda bölgeye yakıt götüren tek şirket olan Kanada şirketi de kötü hava koşulları nedeniyle teslimat yapamayınca Kuzey Irak’ta durum kritikleşiyor. Halk soğukta donuyor, sobasını, ocağını yakamıyor.

* * *

SOMO, Şiilerin elinde olan Irak petrol bakanlığına bağlı bir kuruluş. DEİK Türk-Irak İş Konseyi Başkanı Ercüment Aksoy, günlerden beri televizyonlarda söylediğini dünkü telefon konuşmamızda da yineledi.

"Irak’ta petrol bakanlığı Şiilerin denetiminde. Ama yeni petrol yasası çerçevesinde Irak’ta yeniden yapılanma söz konusu. Musul, Bağdat ve Basra’da ofis açacaklar. Henüz petrol yasası bile ortaya çıkmadı, bakanlık düzensiz. Bazen bir müdürün odasına girmek bile olanaksız" diyor ve son krizde Irak’ın kendi koşullarının da payı olduğunu söylüyor. Yani her kafadan farklı bir ses çıkabiliyor.

Ancak SOMO’nun bazı şirketlere 11 Ocak’ta gönderdiği mektubun arkasında sonbaharda yaşanan krizin etkileri olduğu kesin.

El Amri, kasım sonundaki açıklamasında çok ilginç bir iddiayı da ortaya atıyor:

"Kuzey bölgemize getirilecek ürün ile ilgili anlaşmalar yaptık ve borcun tamamını ödedik. Türkiye bu anlaşmalar yapıldıktan sonra şirketler aleyhindeki davalar yürümeye başladı."

Bu sözlerde, Türkiye’nin anlaşma yapılana kadar bekledikten sonra şirketlere ihracat yasağı getirdiği iddiasını görmek zor değil.

* * *

SOMO’
nun kızgınlığının nedeni, siyasi hesaplar ya da hesapsızlıklar nedeniyle zaten zor durumda olan Irak’ta halkın yakıtsız kalması, koşullarının daha da kötüleşmesiydi.

Sonuç ne oldu? Irak, Suriye ve İran’a yöneldi. Irak pazarında Türk şirketlerinin işi zorlaştı. Rekabet arttı.

Enerji köprüsü olmanın bedelleri nelerdir derken, işte bir örnek.

Enerji köprüsü olma iddiasıyla ortaya çıkarken, enerjinin siyasete alet edilmesi diye bir şey olamaz. Aksine, şeffaf ve demokratik süreçte enerji politikaları oluşturmak gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları