Irak’ı bekleyenler

DÜN Arap basını, Irak ve İsrail’deki saldırıları Araplara karşı ortak bir kampanyanın parçası olarak değerlendiriyordu.

Amerikan askeri kaynakları, Suriye sınırında çarşamba günü girişilen saldırının sivillere karşı olmadığını, isyancı grubun barındığı bir evin hedef alındığını söyleseler de, aynı Refah’taki gösteri sırasında çocukları hedef almadıklarını iddia eden İsrailli yetkililer gibi ciddiye alınmadılar.

Ve alınmayacaklar.

Ortadoğu, her geçen gün daha büyük bir bunalımın pençesine sürükleniyor.

Dün Bağdat’ta, Amerikan askerleri Körfez Savaşı’ndan sonra kurdurttukları Irak Ulusal Konseyi’nin Başkanı Ahmet Çelebi’nin ofisini bastılar.

Çelebi, yıllarca önce Ürdün’e girişi yasaklanmış olan bir bankacı, adı çeşitli yolsuzluklara karışmış bir insan olarak başından beri ABD’nin ‘yanlış seçimi’ olarak nitelenmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yanı sıra CIA da aynı görüşte olmalarına karşı, Savunma Bakanlığı’nın desteği ile Irak’a muzaffer muhalefet lideri olarak geri dönmüştü.

Saddam rejimini devirip, Irak ordusunu yok ederek bölgede İsral karşısındaki tehlike risklerini hafifletme hesapları yapan Washington şahinlerinin bütün hesapları yanlış çıktı.

Savaş öncesinde bölgeye gelerek, Türkiye ve diğer ülkeleri ikna turları düzenleyen ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz de, önceki gün hesap hatası yaptığını itiraf etti.

Ne kadar kendilerinden emindiler oysa. Şimdi aynı insanlar Irak’a yeni bir model getirmek için uğraşıyorlar. Yine aynı biçimde, ‘biz ne yaptığımızı biliriz’ diyerek.

* * *

ÇELEBİ’nin sadece ofisi basılmadı. Kendisine yıllardan beri ödenen yüz binlerce dolar maaş da, İran’a bilgi sızdırdığı gerekçesiyle kesildi.

Çelebi neden gözden düştü biliyor musunuz? ABD, Haziran sonunda yönetimi Iraklılara devretmeye hazırlanıyor.

Geçici Yönetimde görev alanların tümü, gerçek bir iktidar devri olduğu izlenimini yaratmak için dışarıda bırakılacaklar.

Irak’ta yaşayan, belli bir kitle temeline sahip olan ve Amerikan yönetimi ile iyi ilişkiler içindeki güvenilir unsurlara devredilecek iktidar.

Birinci Körfez Savaşı’ndan beri ABD için çalışan ve bu savaşın gerekliliğine dünya kamuoyunu inandırmak için muhalefet rolü oynayanların, yeni kurulacak hükümet ile iktidar mücadelesine girmelerini engellemek için gerekli hazırlıklar yapılıyor.

Bu yeni adımın başarı şansı var mı? Bana göre yok. Çünkü, Irak’ta bunca rezaletten sonra, halk ABD’nin işbaşına getireceği hiç kimseyi desteklemeyecek.

En uzlaşmacı insan bile, işbirlikçiler tarafından yönetilmeye rıza gösteremez.

Radikal İslamcı terör örgütlerinin de Irak’a girdiklerini gözden uzak tutmamak lazım.

* * *

ŞU sıralarda, özellikle Irak’ta asker bulunduran ülkeler arasında yeni bir tartışma başladı. Tek çıkış yolunun, iktidarın geçici yönetime devredilmesi ve bölgeye Müslüman askerlerin gönderilmesi görüşü ağırlık kazanıyor. Hafta sonunda Varşova’da Polonya Devlet Başkanı Kwasniewski, Blair ve Bush ile geçen hafta yaptığı görüşmelerde bu konu üzerinde durduklarını anlattı.

Türkiye’nin kapısı yine çalınır mı bilmiyorum. Afganistan’a daha fazla sayıda asker talebi peşrev mi, belli değil. Ama artık çok geç. ABD, Irak çerçevesinde Türkiye ile ilişkileri akılcı biçimde yönetemedi.

Ayrıca Türkmen meselesi için için kanamaya devam ediyor. Irak Milli Türkmen Partisi Genel Başkanı Mustafa Kemal Yayçılı’nın trafik kazasında yaşamını kaybetmesi ile ilgili sorunlar aydınlatılmadı. Son bir ay içinde Türkmenlerin önde gelen 10 siyasi temsilcisi çeşitli kazalara kurban gittiler. Dikkatler güneyde Şiilere çevrili olduğu için kuzeyde yaşananlar gözden kaçıyor.

Önümüzdeki dönemde kuzeyden de yanık kokuları yükselirse şaşmamak gerekiyor. Ortadoğu ateşi yayılıyor.
Yazarın Tüm Yazıları