İnsani gelişmemişlik

BİRLEŞMİŞ Milletler’in bu yıl hazırladığı İnsani Kalkınma Raporu’nda Türkiye orta kalkınmış ülkeler arasında. 84’üncü sırada. Ermenistan, Surinam, Lübnan ayarında. Ama kişi başı gayri safi milli hasıla açısından bakıldığında dünya sıralamasında 17’nci. Pekiyi nereden çıkıyor bu 84’üncülük?

Bu düşüşün sırrı ne? Çünkü bu rapora göre Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliğini gösteren endekste 111’ci sırada. İnsani gelişmişlik seviyemizi düşüren sır işte bu. Kadın erkek eşitliğini, ekonomik kalkınma hızımıza yakışan biçimde sağlayamıyoruz, muhafazakarlık vitesi hızımızı kesiyor.

* * *

200
’den fazla kadın örgütü, yeni anayasada kadın erkek eşitliğinin garanti edilmesi için, Anayasa Kadın Platformu şemsiyesi atında çalışıyorlar. Hafta başında kamuoyuna görüşlerini açıkladılar. Biliyorsunuz hükümetin hazırlattığı anayasa tasarısında, kadın erkek eşitliğinden değişik bir formülasyon uğruna vazgeçilmişti. Bu formül kadının aile çerçevesi içinde devlet tarafından korunması yaklaşımı ile geliştirilmişti.

Kadın hareketinin bu girişime tepkisi büyük oldu. Anayasa Kadın Platformu, pazartesi gunu düzenlediği basın toplantısında, anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olması gerektiğini vurguladı ve önerilerini açıkladı. En önemli nokta, kadın erkek eşitliğinin fiili olarak sağlanması için devletin özel önlemler almakla yükümlü olduğunun anayasada açıkça belirtilmesi idi.

Toplumdaki zihniyet barikatlarının aşılması için yasal önlemler aslında bir ilk adım. Siyasette ve iş dünyasında eşitliği sağlamaya yönelik yasal düzenlemeler ise bu mücadeleyi kolaşlaştıracak araçlar. O açıdan, bu araçların zihniyet değişimi sağlayacak etkinlikte olması şart. Mutfak terimleriyle izah edecek olursak, sade suya tirit formüller gün kurtarmaya yetmiyor artık. Gelişmişlik endeksleri gerçeği ortaya çıkartıveriyor.

* * *

GELİŞMİŞLİK
çıtasını bir türlü göğüsleyemiyoruz ama bir yandan da en gelişmişlere bile parmak ısırtacak işler yapılıyor bu ülkede. Bu da gerçeğimizin bir başka yüzü.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu, dün İstanbul’da toplandı. Avrupa Konseyi, kadına yönelik şiddet konusunda bir yıldan beri bütün üye ülkelerde kampanya yürütüyor. Parlamentoların bu konuda farkındalığını artırmayı amaçlıyor kampanya.

Dünkü toplantıda Türkiye’de yapılanlar tartışıldı. Komisyon Başkanı eski CHP milletvekili Gülsün Bilgehan’ı da uğurladılar bu toplantıyla. Bilgehan’ın, Komisyonun sadece başkanı değil en başarılı üyesi olarak kabul edildiğini de dünkü toplantıda bir daha gördüm. Aile içi şiddete karşı kampanyayı etkili önlemler alarak en iyi biçimde hayata geçiren ülkelerden biri de Türkiye. Yapılacak çok şey var ama Bakan Çubukçu’nun anlattıklarından etkilendiklerini Komisyonun üyelerinden duydum. Ama en büyük ilgiyi, Hürriyet gibi büyük bir gazetenin aile içi şiddet kampanyası başlatması çekti.

Lüksemburg Sosyalist milletvekili ve komisyonun eski üyesi Lydie Err, "Bu işin peşini asla bırakmayacağız" diyen Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’yı dinledikten sonra, "Yasal adımlarınız etkileyici idi ama beni en çok etkileyen, büyük bir gazetenin böyle bir işe girişmesi oldu. Bu, bizim medyamızın da örnek alması gereken bir olay. Sadece Türkiye’de kalmamalı" dedi.

Bugün, Bahçeşehir Üiversitesi’nde, Hürriyet’in Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile birlikte düzenlediği Aile içi Şiddete Son Konferansı başlıyor. Avrupa’dan Ortadoğu’dan kadın gazeteci meslektaşlarımızla birlikte medyayı, kendimizi masaya yatıracağız, aile içi şiddeti önlemede medyanın rolünü tartışacağız. Dünya insani gelişmişlik sıralamasındaki o yere biz razı değiliz.
Yazarın Tüm Yazıları