İnisiyatif elden kaçtı mı?

TÜRKİYE inisyatifi elinden kaçırdı mı?

Komşu ülkelerin Irak’ın geleceğini tartıştığı toplantılar Türkiye’nin girişimiyle start almış, son MGK toplantısında da bu sürecin canlandırılması önerisinde bulunulmuştu.

Tam bu sırada, Bağdat hükümeti bir açıklama yaptı. Komşular toplantısının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeleri de davet edilerek, genişlemiş biçimde yapılacağını duyurdu.

10 Mart’ta, uzman heyetler bir araya gelecekler ve bakanların katılacağı üst düzey toplantıyı hazırlayacaklar.

Eğer burada teknik ya da diplomatik bir sorun çıkmaz ise bakanlar başka bir yerde muhtemelen de İstanbul’da bir araya gelecekler.

Bu inisiyatif kimindi? Türkiye inisyatifi elden kaçırmış mıydı?

* * *

OLAYLARA
siyah-beyaz ya da kazanan-kaybeden zıtlığıyla yaklaşanlar için karar vermek zor olmadı.

"Açıklamalarda hiç kimse Türkiye’den söz etmedi. Bizim adımız geçmiyor. İnisiyatif elden gitti. Türkiye davet bile edilmedi."

Oysa, inisiyatif elden gitti diye yakınıp, mazoşist zevk avcılığıyla yapılanları küçümsemek için fırsat aramak yerine, biraz araştırıldığında durum farklı.

Türkiye tabii bu süreçte var. Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin davet mektubu, Ankara’ya geçen hafta ulaştı. Bunun üzerine, 10 Mart’taki toplantı için, Irak özel temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol başkanlığında bir heyetin Bağdat’a gitmesi kararlaştırıldı.

Demek ki, Türkiye dışlanmamıştı.

İnisiyatifi "kaptırdığı" endişesi de tam olarak yerinde değil. Bu süreçteki tıkanıklığı aşmak için çabalar uzun zamandır sürüyordu.

Komşular toplantısının 9’uncusu İran’da yapılmış, 10’uncusunun ise Bağdat’ta mı Kahire’de mi olacağı konusunda pürüz çıkmıştı.

Bu pürüz aşılmaya çalışılırken konu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Washington ziyareti sırasında da ele alındı.

* * *

BU ziyaret sırasında, ABD Dışişleri Bakanı Rice, Irak konusunda uluslararası bir toplantı fikrinin dolaştığını Gül’e aktardı. Gül’ün yanıtı ise, uluslararası toplantı yerine konuyla doğrudan ilgili ülkeler arasında bir toplantının daha iyi sonuç vereceği oldu. Irak’ın komşuları ve BM Güvenlik Konseyi Daimi üyelerinin de davet edilebileceği önerisi Türk tarafından geldi. Amerikan tarafı ise, Japonya gibi Irak’a yardım eden "donör" ülkelerin de bu toplantıya katılması önerisini ekledi.

Bunları hatırlatırken, söz konusu toplantı kararının sadece Türkiye’nin iradesi ve ısrarı ile gerçekleştiğini söylemiyorum. Birden fazla dinamik var bu toplantının gerçeklemesini sağlayan.

Ama, bölgedeki herhangi bir gelişmede Türkiye’nin iradesinin dikkate alınmaması, Türkiye ile konuşulmamasının mümkün olmadığının altını çizmek istiyorum.

ABD Dışişleri Bakanı Rice, Bağdat’taki hazırlık toplantılarından sonra bakanların nerede bir araya gelecekleri sorusuna "İstanbul’da olabilir" yanıtı tesadüfen mi verdi? Sanmıyorum.

* * *

IRAK
’ın geleceği tek bir merkezden çizilemez. Komşular toplantısının en önemli tarafı, ABD’nin İran ve Suriye ile aynı masaya oturacak olmaları.

Kuzey Kore ile önümüdeki hafta diyalog kapılarını aralayacak olan Washington’da "düşman ile de görüşülür" diyenlerin sesleri yüselmeye başladı.

Rice, Irak’ın bölünmesinin büyük felaketlere yol açacağını söyleyen ve önerilerini Irak’ın toprak birliği temeli üzerinde geliştiren Baker-Hamilton planının İran ve Suriye ile temas önerisinin dikkate alındığını açıkladı.

Bölgede diplomasi sürecine fırsat tanındığı bir dönemde, Türkiye’nin kaale alınmamasının mümkün olamayacağını görmek ve gelişmelerin içinde aktif olarak yer almak, inisyatif rekabetine girmekten daha önemli.
Yazarın Tüm Yazıları