İlk isyan

ALMAN Hıristiyan Demokrat Parti'nin gençlik kolları lideri, 23 yaşındaki tarih öğrencisi Philipp Missfelder, ‘‘Yaşlılar, ülkenin mali kaynaklarını kurutuyorlar’’ deyince ortalık karıştı karışmasına ama bizi de ilgilendiren çok önemli bir sorun gündeme oturdu.

Avrupa'nın ‘‘yaşlılık’’ sorununu bencilce ama gerçekçi bir biçimde dile getiren Missfelder, ‘‘İhtiyaç olsa da olmasa da iki günde bir doktora gidiyorlar. Her vizite için ceplerinden 10 Euro çıkacak olsaydı, evlerinde otururlardı’’ demekle kalmadı, 80 yaşın üstündekilerin devletin cebinden kalça ameliyatı olacaklarına, eskisi gibi baston kullanarak, idare etmelerini istedi.

Önümüzdeki yıl seçimlere hazırlanan Hıristiyan Demokratlar açısından, bu çıkış hiç de iyi bir şey değildi. Ne de olsa ihtiyar Almanya'da, hükümetleri ihtiyarların oyları belirliyordu.

Doğrusu ben, bu sesin ne zaman çıkacağını merak ediyordum.

Hem gençliği, büyük bir oburlukla kavram olarak tüketeceksiniz;

Evde, sokakta, işte, eğlencede en ‘‘çok satan’’ ve ‘‘sattıran’’ sihir olarak kullanacaksınız;

Hem de gençler için hiçbir gelecek vaadiniz olmayacak.

İş başvuruları havada kaldıkça, çifter çifter mastırlar, doktoralarla şans zorlanacak;

Aşırı donanımlı işsizler ordusunun toplum kenarı neferleri olarak, kendilerine yer açılmasını bekleyecekler.

Ama, emeklilik harcamaları bütçelere bir türlü uydurulamayacak ve emeklilik yaşları sürekli yukarı çekildiğinden, onlara da bir türlü yer açılmayacak.

İş bulduklarında ise vergilerinin büyük bir kısmı emeklilerin giderleri için harcanacak.

Ölüm tehditleri alan, korumalarla gezmek zorunda kalan Missfelder de neden böyle söylediğini açıklarken, ‘‘Biz onların her şeyini ödüyoruz, ama biz yaşlanınca hiçbir ihtiyacımız karşılanamayacak’’ diyor.

* * *

BU Avrupalı gençlerin ilk isyanı.

Genç nüfuslu Türkiye açısından da çok dikkatle izlenmesi gereken bir ‘‘fırsat’’.

Avrupa yaşlandı. Devletler, para ile çocuk doğurmayı teşvik etse bile gençler, işlerini ve geleceklerini garanti altına almadan evlenmeye bile yanaşmıyorlar.

Türkiye ise genç nüfusa sahip bir ülke.

Bunun olumsuz yanı Türk gençlerinin istihdam gücü sürekli düşen Avrupa için rakip olarak görülmesi.

Ama olumlu yanı da var. Avrupa'da yaşlıların ekonomik yükünü taşıyacak genç nüfusa ihtiyaç artıyor. Bu noktada açılacak boşluğu Türkiye doldurabilir.

Altmışlardaki gibi bilek gücüyle değil tabii ki. Eğitimiyle, yaratıcılığıyla Avrupa'ya katkıda bulunabilecek düzeyde genç nüfusuyla.

* * *

BATILILAŞMA yürüyüşümüzün en önemli aşamalarından birinin arifesinde, Avrupa'yı anlamak, bizim açımızdan çok önemli. Bizi almazlar, ya da alırlar kestirmeciliğine kapılmadan, kendi değişimimizi gerçekleştirirken, Avrupa'ya katkıda bulunabileceğimiz özellikleri de netleştirip, savunmalıyız. Genç nüfusumuz gibi. Gençlere yatırımı arttırarak tabii ki.
Yazarın Tüm Yazıları