İkinci Şam vakasına geri sayım

"LİDERLERİN iadesi için işbirliği mesajları veriyorlar".

Bir yetkilinin PKK’nın kuzey Irak’taki varlığına son verilmesi çalışmalarıyla ilgili soruya verdiği yanıttı bu.

Bir haftadan beri ortalıkta dolaşan söylentilerin dedikodu olmadığı anlaşılıyor.

Terörizme karşı mücadelenin diplomatik kanallarından gelen işaretlere de bakarsak, yakında somut adımlara tanık olacağız. PKK’nın kuzey Irak’taki liderliğinden bazı isimlerin Türkiye’ye iadesi için düğmeye basıldığı kesin.

Kesin olan bir şeye daha var.

Türkiye’nin kuzey Irak’a yönelik operasyonunun hedefi de artık belli.

Uluslararası toplumdan gelen mesajlardan da anlaşıldığı gibi, Kuzey Irak’ı istikrarsızlaştırmayacak bir operasyona yeşil ışık yakıldı.

Hedefi PKK ile sınırlı bir operasyon için Türkiye’nin eli serbest.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasındaki pazarlıklarda, PKK liderlerine karşı "Barzani’nin tanınacağı" sözü verildiği iddialarının aslı bu.

Kuzey Irak’ı karıştıracak, zaten kırılgan olan istikrarı bozacak bir kara harekatı şu an Türkiye’nin gündeminde yok.

Ayrıca, "Barzani’yi tanımak"tan söz edenlerin neyi kastettiklerini anlamıyorum. Barzani, Irak Anayasası’na göre sınırları belirlenen özerk bir bölgenin yöneticisi. Irak içinde bir devletin başkanı değil ki, tanınma tanınmama söz konusu olsun. Bir devletin bir başka ülkenin herhangi bir valisini tanıma ya da tanımama diye bir sorunu olamaz. Bu, onun bulunduğu ülkenin iç işidir. Barzani’yi bölgesinin halkı seçtikten, Irak anayasası buna izin verdikten sonra hiçbir yabancı ülkenin bu durumu değiştirme şansı yok.

Yanlış olan, Türkiye ile Irak ilişkilerini sadece Kürtlere odaklamak, PKK’nın ipoteğine bırakmaktır.

Ama son zamanlardaki yoğun diplomatik girişimlerin sonucu önümüzdeki dönemde, Türkiye-Irak ilişkileri üzerindeki PKK ipoteğinin kalkacağı da anlaşılıyor.

***

PKK
, Türkiye’deki seçimlerden sonra oynamaya kalkıştığı büyük kumarda kaybediyor.

Aynı şekilde, bir yıl önce Kerkük’ü Irak Kürdistan’ı coğrafyasına katıp, bağımsız devlet ilan etme hayalleri kuran Iraklı Kürtler de bunun kolay olmadığını görmeye başladılar. Yerel yöneticiler, kuzeye yönelik açıklamalarında referandumun bir buçuk ay içinde yapılacağını söylüyorlar ama Irak Devlet Başkanı Talabani, bir süre önce Fransız Liberation Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, Anayasa’nın 140’ıncı maddesinin referandum için öngördüğü koşulların sağlanamadığını, bunun da erteleme anlamına geldiğini söyledi.

Türkiye’nin Kerkük konusunda engel çıkartmasını önlemek için PKK’nın kullanılması politikasının bu aşamada başlarına daha büyük sorunlar açacağını da fark etmiş görünüyor Iraklı Kürt yöneticiler.

Tabii, Irak’ın bölünmesi konusundaki Şii-Kürt ittifakında çatlaklar meydana gelmeye başladığını da göz önüne almak gerek.

Barzani Yönetimi’nin PKK’nın lojistik desteğinin kesilmesi yönünde somut adımlar atmaya başlaması, Irak Başbakanlık ofisi ile Türkiye arasındaki istişare mekanizmasının neredeyse günlük hale gelmesi, PKK’nın uluslararası desteğinin gerilemesi, diplomatik çabaların başarısını ortaya koyuyor.

***

TÜRKİYE
Irak’ın bütünlüğünü istiyor, bunun için çalışıyor, ama bugüne kadar böyle bir vizyon ile yaklaşamıyordu. Yeni bir adım atılıyor. Türkiye, Basra’da konsolosluk açmaya hazırlanıyor.

Sadece temsilcilikle sınırlı değil bu adım. Türkiye Şiileri kucaklayacak yeni bir plan hazırlıyor.

Bana göre sıra Erbil’e geliyor.

PKK kartını terk ettikten sonra Suriye ile ilişkiler komşuların kardeşliği seviyesine kısa zamanda nasıl çıktıysa, Irak’ın her tarafı ile de aynı şey neden olmasın?
Yazarın Tüm Yazıları