İkinci adım Erbil ile yakınlaşma

KUZEY Irak’ta teröristleri hedef alan kontrollü operasyon ile yetinmeyip hevesleri kursaklarında kalanları anlayamıyorum.

Kuzey Irak’ı işgal edip "halkı esir" alarak baş ağrısından kurtulacaklarını mı sanıyorlar?

Ne zannediyorlar? Kim kimden, kim neden "temizleyerek" kurtulabilmiş?

Şiddet, çaresizliğin son durağı.

Hangi terör örgütü şiddet ile amacına ulaşabildi?

Hangi ordu silahla çözüm getirebildi?

"İsrail ordusunun rakipsiz gücü" efsanesi Lübnan’da geçen yıl sona ermedi mi?

Amerikan destanı, Afganistan’dan sonra Irak’ta da duvara toslamadı mı?

Biliyorum bazıları çıkıp, "karar için henüz erken" diyecek "Kararı tarih verir!"

Bu kadar yıkım bana yeter. Şiddetin "zafer"i olmaz.

***

AMA
şiddetle çok güzel ortalık karıştırılır, gerçek bulanıklaştırılır, eski tezgáhar bozulur, yeni tezgáhlar kurulur.

PKK’nın Irak topraklarını Türkiye, Suriye ve İran’ı istikrarsızlaştırıcı eylemler için geri üs olarak kullanmasının yarattığı yeni durumu konuşmuyoruz pek.

PKK artık çok uluslu bir örgüt. Irak Kürt Yönetimi ve Irak’ta iktidarı paylaşan Şii Kürt beyleri durumun farkındalar.

Bu çok uluslu terör örgütü bugün, Kürtler için yaşadıkları topraklarda geniş bir özerklik şemsiyesi hedefini koymalarına rağmen, çok kısa bir zamanda yerel yöneticilere, Barzani gibi yerel iktidar sahiplerine karşı bağımsızlıkçı bir muhalefet cephesinin başını çekebilirler.

Bu da Iraklı Kürt yöneticilerin işine gelmez.

Bugünlerde bazı haberler dolaşıyor. Baharda, Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani’ye karşı geniş muhalefet gösterilerinin planlandığı ileri sürülüyor. "Kerkük meselesini çözemediniz, Kürtlerin bağımsızlık hayallerini suya düşürdünüz" diye muhalefetin harekete geçeceği iddiaları var. Her ne kadar istikrar oldu deniyorsa da Kuzey Irak’ta yolsuzluk hikayeleri, halkın memnuniyetsizliği haberleri her zamankinden daha fazla geliyor son zamanlarda.

Bu ortamda Türkiye ile iyi ilişkiler öncelik kazanıyor iktidar çevreleri için.

Bu toz dumanın ardından Irak Kürtleri ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmeye başladığını görürseniz hiç şaşmayın.

***

OPERASYONDAN
sonra Türkiye ile Kürt yöneticiler arasında diyalog kanallarının açıldığını görmek beni şaşırtmayacak.

Tek neden son günlerde gazetelerde yer alan haberler değil.

Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Emre Taner’in operasyondan bir gün önce Erbil’e giderek Kürt yöneticilere Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün mesajlarını iletmesi tabii ki önemli. Bu mesajlarda, Türkiye’nin bölge yöneticileri ile iyi ilişkiler kurulmasını istediği, Kerkük meselesinin de anayasal çerçevede çözümünde yana olunduğu iletilmiş.

Ama bundan daha önemlisi Kerkük meselesi. Bu konudaki gelişmeler, değişimin başlayacağının daha somut kanıtı.

ABD ve dünya kamuoyu Kerkük meselesinin Kürtlerin dayattığı gibi çözülmesi halinde nasıl bir karmaşaya yol açacağını gördü.

Bu konu artık Birleşmiş Milletler’e emanet. Meşru bir çözüm mekanizması deveye girmek üzere.

Bir yıl önce, Kerkük hayalleri ile halklarına bağımsızlık rüyaları kurduran Kürt liderleri de zor durumdan kurtaracak bir çözüm bu.

Hele de Türkiye’nin, BM çerçevesi içinde sürece katılımı, Irak’ta tüm tarafların uzlaşacağı bir çözüme Türkiye’nin sağlayacağı bölgesel destek, Irak’ın geleceği açısından çok önem taşıyor.

Bu yeni süreç, şiddetle değil, ortak çıkar alanını genişleterek yaratıcı çözüm fırsatları tanıyabilir herkese.

İyi düşünelim, iyi olsun. Bayramınız kutlu olsun!
Yazarın Tüm Yazıları