Ä°ki çocuk annesi Ä°talyan aÅŸçı sipariÅŸle yemek yapıyor maraton da koÅŸuyor

İTALYA’daki kariyerini bırakıp dört yıl önce İzmir’e gelip yerleşen Alessia De Matteis, hayatı boyunca ilgi duyduğu tutkularını gerçekleştirme olanağı bulmuş.

Haberin Devamı

Küçüklüğünden beri meraklı olduğu aşçılık ve spora daha çok zaman ayırmaya başlayınca, hem başkalarından yemek siparişi almaya başlamış, hem de koşunun üst boyutu maraton dereceleri gelmiş. Beslenme uzmanı da olan Alessi De Matteis ile buluştuğumuzda önceki gün 38 kilometre koştuğunu, bunun maratona hazırlanmada normal süreç olduğunu anlattı. Bense, o gün 38 metre bile koşmadan, bizim için hazırladığı harika İtalyan yemeklerini afiyetle yedim. Gerçi yemekten sonra çıkıp biraz koştuk ama, o zaman da böyle bir sporcuya yetişmem için 40 fırın ekmek yemem daha doğrusu yememem gerektiğini anladım...


Neden İzmir’e yerleştiniz? 
Daha önce Türkiye’ye hiç gelmemiştim. Eşimin işi nedeniyle geldik. Eşim ilk söylediğinde pek bir şey düşünmedim, çünkü fazla bir şey bilmiyordum. Ama 4 yıl önce gelince çok sevdik İzmir’i. Hatta aynı eşimin şehri Reggio Calabria’ya benzettik.

Haberin Devamı

Siz nerelisiniz? 
İtalya’nın güneydoğusundaki Focca şehrindenim. İtalya’nın topuğunda diyebiliriz. 18 yaşımda Bolonya’ya gidip üniversite okudum.

Ne eğitimi aldınız?
Farmasötik kimya eğitimi aldım. Eczacılık ile kimyagerliğin kesişmesi diyebiliriz. Sonra Floransa’ya gidip bu konuda çalışmaya başladım. 13 yıl çalıştıktan sonra eşim işi nedeniyle İzmir’e gelmeye karar verince işten ayrıldım ve buraya yerleştik. Aslında annem kariyerimi bıraktığım için endişelenmişti, ‘Orada ne yapabilirsin’ diyordu ama ben burada tutkularımın peşinden gittim ve yolumu buldum. Şu anda çok güzel vakit geçiriyorum.

AŞÇILIKTA TUTKU VE HİSSETMEK TEKNİKTEN DAHA ÖNEMLİ

Aşçılık İtalyanlar için doğal bir uğraş gibi. Sizin için de böyle mi?
Bu benim için gerçek anlamda bir tutku. Annem lise öğretmeni, babam ise kardiyologdu. Çocukluğumdan itibaren yemek ve sağlık konularıyla çok ilgiliydim. Hatta 7-8 yaşımda mutfağa fazlaca girip etrafı dağıtmaya başlayınca annem, ‘Gel sana yemek yapmayı öğreteyim’ dedi. İlk öğrettiği şey ise pasta kremasıydı.

Kendinizi geliştirmek için neler yaptınız?
Bu konuda eğitim almadım. Ama o kadar meraklıydım ki şef olan bir arkadaşımın restoranına gidip mutfakta çalışıyor ve bazı teknikler öğreniyordum. Açıkçası, aşçılıkta eğitimden daha önemli şeyler olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Ne gibi?
Aşçılık resim yapmak gibi. Tekniği bilmeniz gerekiyor ama malzemeyi karıştırmak, renkleri karıştırmak gibi bence. Sonrası tutku ve hissetmekle ilgili. Türkiye’ye gelince bu tutkuma daha fazla zaman ayırmaya başladım.

BAŞKALARI İÇİN PİŞİRMEK BENİM İÇİN TUTKU

Siparişle yemek hazırlıyormuşsunuz. Bu nasıl başladı?
Geçen yıl İtalyan Kültür Merkezi’nde İtalyan yemekleri kursu vermeye başladım. Birçok kişiyle tanıştım ve insanlar benden davetleri ya da özel günleri için yemek istemeye başladı. Şu anda bu şekilde devam ediyorum.

En fazla kaç kişiye yemek hazırlayabiliyorsunuz?
Yüzlerce kişiye yemek hazırlayamıyorum. Mutfağım uygun değil ayrıca malzemelerimi de taze ve uygun ölçülerde hazırlamam gerektiğinden şu anda buna hazır değilim. En fazla 50 kişi için küçük bir büfe ya da en fazla 12 kişi için yemek sofrası hazırlayabiliyorum.

Haberin Devamı

Haftada ne kadar sipariş alıyorsunuz?
Haftada 2-3’den fazla mümkün olmuyor. Daha doğrusu kabul etmiyorum çünkü bu benim için iş değil tutku. Tutkumu ve aldığım zevki kaybedersem benim için bir anlamı kalmaz.

KUZU VE BULGURU DA SEVÄ°YORUM

İzmirliler daha çok hangi İtalyan yemeklerini istiyor sizden?
Ravioli, tuzlu kekler, pizzalar çok seviliyor. İzmir’de muhteşem malzeme bulabiliyorum hepsi de taze. Ben İtalyan usulü pişiriyorum.

Türk yemekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türk yemeklerini seviyorum. Henüz tüm ülkeyi dolaşmadım, İstanbul ve Kapadokya’ya gittim. Ama Ege mutfağına hayranım, sebze yemeklerini seviyorum. İtalya’da bölgelerin yemekleri arasında çok fark vardır ama burada o kadar fazla değil. En çok kuzu eti ve bulgurun kullanılışını seviyorum.

Haberin Devamı

Bir restoran açmayı düşünüyor musunuz?
Ufak çaplı bir şeyler olabilir ama bir kafe açmak çok zamanımı alır çünkü aşçılık dışında da uğraşlarım ve 2 çocuğum var. O nedenle biraz daha ağırdan alıyorum.

MARATON SADECE BEDENSEL DEĞİL MENTAL BİR SÜREÇ


Maratonlara nasıl hazırlanıyorsunuz?
Maraton koşmanın sadece bedensel değil, mental bir süreç olduğunu ve buna hazırlanmanın kolay olmadığını düşünüyorum. Çok uzun süre hazırlık gerektiriyor. 42 kilometre koşmak için hem bedensel, hem de mental olarak çalışmak gerekiyor.

Hangi maratonlara katıldınız?
İlk geçen yıl Antalya Maratonu’nda koştum, 6’ncı oldum. Eylül’de İstanbul Avrasya Maratonu’na gittim. Sonrasında farklı yarı-maratonlara katıldım çünkü Türkiye’de sadece Antalya ve İstanbul olmak üzere 2 maraton var. Bu yıl ilk kez düzenlenecek Olimpos Maratonu’na da katılacağım. Bozcaada’da düzenlenen yarı maratona da katıldım. 

Haberin Devamı

İtalya’da maratonlara katıldınız mı?
Roma Maratonu Antalya, Floransa Maratonu da İstanbul Maratonu’na çok yakın tarihlerde. Buradakilere katılmayı tercih ettim ama ileride Londra Maratonu gibi büyük olanlarına da katılmayı düşünüyorum.

KOŞMAK BENİM İÇİN AKTİF MEDİTASYON

Bu kadar güzel yemekler yapıp nasıl böyle ince kalabiliyorsunuz?
5 yaşımdan beri spor yapıyorum. Artistik buz pateni, voleybol, yüzme, atletizm gibi birçok spor yaptım. Ama her zaman uygun zaman bulamıyordum bu nedenle hiç profesyonel sporcu olmadım.

Koşu ve maraton ne zaman sizin için daha farklı hale geldi?
2 yıl önce koşmaya başladım. Fuarda koşarken biriyle tanıştım ve bana yarışa katılmamı tavsiye etti. Karşıyaka’daki yarışa katıldım ve birinci oldum.  Ama bence bunun nedeni çok iyi olmam değil, çok az kadının koşması.

Yaz-kış, yaÄŸmur çamur demeden her gün koÅŸmak zor olmuyor mu?Â
Bu bir motivasyon ve bir nevi kendine meydan okuma işi. Ayrıca ben koşarak kendimi buluyorum. Bence koşmak aktif bir meditasyon. Koşarken kendimi dinliyorum, hayatımı düşünüyorum, bazen dua ediyorum bazen aklıma tarifler geliyor. O nedenle koşmak benim için çok önemli.

NEDEN BALIK YEMİYOR, EVLERDE PİŞİRMİYORSUNUZ ANLAMIYORUM

Aynı zamanda beslenme uzmanı olmanız nasıl gerçekleşti?
Üniversitede bu konuyla ilgili eğitimler alıp sınavlara girdim ve bir sertifika aldım. Uluslararası toplantılara katılarak beslenme uzmanı, danışmanı olmaya hak hazandım. Şu anda, bu konuda danışman olarak tavsiyeler verebiliyorum.

Beslenme konusunda Türklerin alışkanlıklarını nasıl buluyorsunuz?
Gördüğüm kadarıyla çok yerleşmiş alışkanlıklarınız var. Türk kahvaltısının çok zengin, İtalyan kahvaltısından daha iyi ve dengeli olduğunu düşünüyorum. Ekmeğiniz çok güzel, ben de seviyorum ama çok yememeli. Bir de akşam yemeğinde çok yiyorsunuz. Genel olarak Türk yemeklerini özellikle Ege yemeklerini çok hoş, hafif ve sağlıklı buluyorum.

Sizi en çok şaşırtan alışkanlığımız hangisi?
Neden bu kadar az balık tüketildiğini anlayamıyorum. Evde pişirmek için farklı teknikler geliştirmelisiniz bence. Çünkü burada kimse evinde balık pişirmek istemiyor. Oysa İtalya’da balıklı makarna, risotto, salata gibi birçok şey yapılabiliyor. Hatta bazen ravioli içlerini bile balıkla dolduruyoruz.


 

Yazarın Tüm Yazıları