Hükümet programı AB hedefi

"TÜRKİYE’yi take-off’a, kalkışa geçirerek daha güvenli bir hıza ve yüksekliğe taşımak" olarak belirtilen hükümet programına "sıçrama dönemi" programı deniyor.

59. hükümetin başarılarının sıralandığı, yapılanların teker teker anlatıldığı bu yüzden de daha çok bir bilanço ağırlığı kazanmış olan programda bu sıçramanın nereden yapılacağı iyice anlaşılıyor.

Ama nereye sıçranacağı biraz muğlak.

Hükümet programının ekonomi ile ilgili bölümleri ayrıntılı örnekler verilerek hazırlanırken, bazı konularda temel doğruların tekrarlandığı muğlak ifade dikkat çekiyor.

Bu muğlaklık, hedeflerin sıralandığı bir belgede olmamalıydı.

Örneğin, "Geçmiş siyaset tarzının kalıntısı olan kısır tartışmalar ve ideolojik yaklaşımlar nedeni ile göstermiş olduğumuz çabalara ve sağladığımız iyileşmelere rağmen, mesleki eğitim alanında uluslararası normlara uymayan ve işgücü piyasalarının talebinden kopuk bir yapı sürmektedir" diye başlayan bir bölüm var. Bu benim anlayabildiğim bir paragraf değil.

Evet, meslek eğitimi yetersiz ama "geçmiş siyaset tarzının kalıntısı olan kısır tartışmalar ve ideolojik yaklaşımlar ile yarım kalan çabalar" ne anlama geliyor, ne kast ediliyor?

Bunların "programlar arası geçişin sağlanması" olduğunu bölümün sonunda titiz bir okumayla anlayabiliyorsunuz. Aslında oldukça muğlak ifadelerle belirtiliyor bu da.

İmam hatip okulları sorununa çözüm vaat ediyorsanız neden açık söylemiyorsunuz?

Programda şeffaflık üzerinde titizlikle duruluyor ama "netlik" yok.

Net olmadan şeffaflık mümkün mü?

* * *

PROGRAMDA
kadın hakları aile şemsiyesi altında ele alınıyor. Hükümetin aile içi şiddete karşı mücadeleyi hedefleri arasına alması, töre ile birlikte "namus" cinayetleri teriminin de hükümet programına girmesi çok iyi. Önemli bir gelişme.

Ama "kadın huzurevleri"nden söz edilirken, aile içi şiddete karşı mücadelenin olmazsa olmazı sığınma evlerinin hiç adı geçmiyor. Yoksa sığınma evi demek yerine huzurevi mi tercih ediliyor. Ama o ayrı bir kavram ve sığınma evi ile koşulları, yapısı çok farklı. Üstelik kadın huzurevleri yapılacak dediğinizde pekiyi yaşlı erkekler sorusu geliyor insanın aklına?

Dikkatimi çeken, net olmayan daha birçok konu var. Çevre ve enerji konusunda örneğin kentlerin çevresini ağaçlandırma hedeflerden biri de, temiz enerji üretiminin teşviki, zehirli gazların kısıtlanması gibi bütün dünyanın temel hedefleri arasına giren bu konularda net bir yaklaşım yok.

* * *

HÜKÜMETİN
dış politika programında, Avrupa Birliği hedefine öncelik veriliyor. Ama bunun gerçekleşmesi için geçen dönem benimsenen, "AB müzakere fasıllarını açmasa da biz o konuda üzerimize düşeni yapar yolumuza devam ederiz" anlayışını terk etmek gerekiyor. Çünkü AB ilişkisi, tek taraflı yürümesi imkansız olan bir ilişki.

Eğer müzakere sürecini dış piyasalara istikrar mesajı vermeye devam etmek için "mahsuscuktan" canlı tutuyor gibi görünmek istiyorsanız o başka bir hesap.

Üzerimize düşenleri tam olarak yapıp, müzakereyi hızlandırmak, açılmayan fasılların açılmasını sağlamak, Avrupa Birliği’nin programına yeniden girmek, onların da Türkiye’ye yükümlülüklerini yerine getirmelerini isteyerek sürecin normalleşmesini sağlamak gerekiyor.

Bunun için kamuoyunda AB hedefini canlandırmak şart. Çünkü AB hedefi sadece hükümetin programıyla sınırlanabilecek bir şey değil.

Bu kadar iddialı bir hedefe "take off" yapmak yeterli ve uygun mürettebat olmadan hayal. Dışişleri Bakanı Babacan’ın baş müzakerecilik görevini yürütecek olması, zamanının büyük kısmını Brüksel’de geçirmesi anlamına gelir. AB Genel Sekreterliği’ni canlandırmak ve güçlendirmek şart ama Türkiye’nin yoğun dış politika gündeminde bakanın müzakerecilik görevini sürdürmesi hiç kolay değil. AB hedefi gerçekten ciddiye alınacaksa tabii.

AB buna ne der? Hiçbir şey, çünkü işlerin ağırdan alınması Brüksel’in işine geliyor.
Yazarın Tüm Yazıları